Üniversiteden Arkeolog olarak mezun oldum. Ailem, dağ bayır gezip tarihi eser aramak bir kadına uygun değil deyince ve bu arada iki de çocuğum olunca öğretmenlik yapabilmek amacıyla pedagoji eğitimi aldım. Sonuç olarak her iki mesleği de yapmayıp bilgilerimi ve eğitimlerimi yazdığım kitaplara aktardım.
Özellikle çocuk öykü kitaplarımın birçoğunun konusu arkeoloji ve tarihtir. Çocuk öykü kitapları yazma maceram da ilginçtir. Kızım, okuduğu kitapları beğenmeyip yarım bıraktıkça sebebini soruyordum. Konusunu beğenmediğini söyleyince bir kitapta ne aradığını sordum ve onun istekleri doğrultusunda çocuk öykü kitapları yazmaya başladım.
Günümüzde özellikle çocuk öykü kitaplarının birçoğu çocukları zehirliyor diye düşünüyorum. Çocuk zihinleri boş tarlalara benzer ve o zihinlere atılan tohumlar, ilerde düşünce dünyasını olumsuz etkileyebilir.
Çocuk kitaplarının tarzı, yetişkin romanlarından çok farklıdır. Temaları, sevgi saygı öğrenme araştırma üzerine olmalıdır. Değerlerimize ters düşmemelidir kitaplar. Çocukları seven bir kadın ve bir anne olarak çocuk kitapları yazmaya devam edeceğim. Özellikle çocuk kitaplarımda ki kahramanlarıma, gerçek yaşamda etrafımda olan çocukların adlarını koyarım. Ve adlarını koyduğum çocuklar bunu bilir, onların gözlerindeki o heyecan ve mutluluk dünyalara değer.
Yetişkin romanlarım ise gerçek hayattaki birçok insanın öykülerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkıyor.
Şu an Beylikdüzü Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanlığını yapıyorum. Türkiye’de ve dünyada kadın, sıkıntı ve sorunlarla boğuşuyor. Yazar olduğumu duyan insanlar, özellikle kadınlar hemen “benim hayatımı yazsan roman olur,” diyerek hayat öykülerini anlatıyor.
Gerçekten her hayat, bir öykü ve romanlarıma da bunları yansıtıyorum. İnsanların kendi hayat öykülerini yazma isteğini görünce YAZARLIĞA YOLCULUK ATÖLYESİ çalışmalarını başlattım.
Yazmak çok keyifli ve biraz da meşakkatli bir yolculuk…
Bir kitap nasıl yazılır, yazmaya nasıl hazırlanılır, ilk giriş cümlesinden son söze dek yazarı ne bekler ve yayınevi sürecinde nasıl bir yol izlenebilir bunları anlatıyorum.
Milli Eğitim Bakanlığının YAZARLAR OKULLARDA projesi kapsamında birçok okulda çocuklarla kitapları ve yazarlığı konuştuk. Adalet Bakanlığından aldığımız izinle Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi’nde de mahkûm çocuklarla kitaplar ve yazarlık üzerine sohbet etme fırsatım oldu.
Okullardaki çocuklar ve cezaevindeki çocuklar, anlatacak öyle çok şey var ki. Cezaevinde yaptığım söyleşi, hayatımın en zor söyleşisiydi. Umutlarını ve hayallerini yitirmiş çocuklara bu kavramlar üzerine kitap yazılabileceğini anlatmaya çalışmak çok zordu.
Bugüne dek yayınlanmış dört adet yetişkinler için romanım ve on sekiz adet çocuk öykü kitabım var.
Çocuklara öykü içinde Mustafa Kemal Atatürk’ü anlattığım beş ayrı öyküden oluşan bir set, ana sınıfları ve ilkokul 1.-2. Sınıflar için hazırlanmış Okumayı Öğreniyorum adlı beş ayrı kitaptan oluşan set, yedi adet maceralarla dolu öykü kitabı, İzci Derneğine destek olmak için yazdığım İzci Kampı adlı çocuk kitabım okurla buluştu.
Benim için üç ayrı kitap çok özeldi. İzcilere destek olmak için yazdığım çocuk öyküsü ve 12 yaşında lösemiden vefat eden ve tek hayali yazar olmak olan Büşra’nın yarım kalan hayalini gerçekleştirmek için onun da notlarını alarak yazdığım YARIM KALAN HİKÂYE adlı kitabım beni çok etkileyen kitaplar oldu.
Ayrıca çocuklara öykülerde Mustafa Kemal Atatürk’ü anlattığım beş ayrı öyküden oluşan kitaplarım da çok özel bir proje oldu.
İlk kez öykü içinde Atatürk’ün olduğu kitaplardır ve Amazon üzerinden dünyanın her tarafından kitabıma ulaşabilirler.
Özellikle romanlarım, okuyucuyu yoğun merakta bırakacak sırlarla dolu. Güncel kadın erkek ilişkileri, tasavvuf kokan, gerçek mi hayal mi sorularına cevap aratan gizemli konularda yazmayı seviyorum.
Ruh eşlerini arayanlar için yazdığım GÖLGE okuyanları oldukça sarsıyor ve bana yüzlerce soru soruyorlar.
GÜNEŞ TENDE DOĞAR MI adlı romanım ise yıkılan evliliğinin ardından kendini bulma yolculuğundaki bir kadının tasavvufa varan öyküsünü anlattım.
Henüz bir yayınevi bulamamış üç adet kitap dosyam hazır bekliyor. Bu dosyalarımdan bir tanesi ayrılık ve boşanma eşiğindeki kadın ve erkekler için yazılmış roman tadında bir yol hikâyesi, bir diğeri ise ateist bir kadınla bir dervişin sohbetini anlattığım KURANSIZLAR COĞRAFYASI ve yine henüz basılmamış olan dosyalarımdan diğeri de gençler için yazdığım çılgın romanım SON KURTARICI… Sosyal medya bağımlısı gençlere mesajım var o kitapta fakat henüz okurla buluşamadı. Doğru zamanı ve yayınevini bekliyor sanırım.
Kitaplarım ve çalışmalarım ile ilgili ayrıntılara www.semraatasoy.com.tr adresinden ulaşılabilir.
Kitap okumak; hayallere, farklı hayatlara, dünyalara ve başkalarına ait yaşam izlerine yapılan seyahatlerdir. Yılda 6 saatini kitap okumaya ayıran bu canım ülkemde bir gün çok çok kitap okunacağına inanarak yazmaya devam ediyorum ve tüm kitap sevenlere sevgilerimi yolluyorum.