Semra Özal'dan yeni iddia

"Zamana yayılmış zehirlenmeden..."

Semra Özal, eşi 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili şüphelerinin sürdüğünü belirterek, “Bir Azerbaycanlı el yazısıyla bana bazı ihbarlarda bulundu. Özal’ın zehirlenmesine daha önce başlanmış olabilir. Türki Cumhuriyetler gezisinde değişik duraklarda zehirlenmenin başlamış olabileceğini düşünüyorum. İhbarcı da bana bu yönde bilgiler verdi. Ben delilleri savcılığa verdim” dedi.

NTV’de dün akşam Can Dündar’ın sunduğu “Cumhurbaşkanı Özal: Bir ölümün anatomisi” özel yayınına katılan Semra Özal, Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Reklam
Reklam

‘Mezar açma en son yapılacak şey’

Semra Hanım, kalp krizi diye açıklanan Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili gerçekleri savcılığın ortaya çıkaracağına inandığını belirterek, “Ben savcılığa delilleri verdim. Vefatından sonra bana saçının ucundan kesip verdiler. Ama uzmanlar bana saçın kökünden çıkarılması gerektiğini, ucundan kesilen saçın bir şey ifade etmeyeceğini söyledi. Şu aşamada tahkikatı bekliyorum. Mezarın açılması en son yapılacak bir şey” dedi.
“Hiç bir şikayeti yoktu...”
Semra Özal, sözlerine şöyle devam etti: “Kadere inanmış biriydi ama sağlığına çok dikkat ederdi. Özellikle ameliyatlardan sonra onun sağlığına çok dikkat ederdik. Gerçi kendisi pek söz dinlemez aklına eseni yapan biriydi ama sağlığı konusunda bizi çok dinlerdi. Türki devletlere gitmeden önce Amerika’da check-up’a girdi hastaneden sapasağlam çıktı. Ameliyatlarından sonra beslenmesine kendisi de dikkat ediyordu. Türki devletlerde de katiyen bir şey yemedi. Hiçbir şikayeti yoktu çok sağlamdı çok keyifliydi ayrıca. Seyahatler biraz uzun sürdü, havalar sıcaktı, biraz yoruldu ama yorgunluğunun dışında hiçbir şikayeti yoktu. Kilo da almamıştı orada yemek yiyemedi çünkü. Spor yapardı sabahları. Fakat o gün İstanbul’a gideceğimiz için, “Bugün yürüyüş yapmayacağım. Tekrar duş yapacak kadar vaktim yok, geç kalırız. Konuşarak kahvaltı sofrasına geliyorduk ve konuşurken birden arkamda düştü” diye konuştu.
“Bunları dinlerken gülüyorum”

Reklam
Reklam

Hüsamettin Cindoruk’un “Özal eceliyle ve son gezisinde yediği aşırı yemeklerden dolayı öldü” sözlerini nasıl yorumluyorsunuz? sorusunu ise Semra Özal şöyle yanıtladı:
“Ben bunları dinlerken gülüyorum. Check-up’a girmiş komple sağlam raporu almış seyahate çıkacağını söyleyince de ‘Tamam gidebilirsin, hiçbir şeyin yok’ denmiş bir insan için böyle bir şey söylenmesi mümkün değil. İkincisi komadaki bir hastayı düşünün başındaki doktora sorun artık gidiyor aletlere bağlı ona rağmen onun ne zaman öleceğini hiç kimse söyleyemez ve bilemez. Prostattan kimse ölmemiş ve normal prostattı, alındı temizlendi. Kanseri filan yoktu hiç bir şeyi yoktu. Abur cubur yemiyordu ameliyatlardan sonra aklı başına gelmişti daha önce yerdi ama ameliyatlarından sonra özellikle kalp ameliyatından sonra çok dikkat ediyordu doktorların söylediğine ve onun dışına çıkmıyordu. Köşkte de zaten yemeklerimizi ben yapıyordum.”

Ahmet Özal: Prostat ölümü değil!

Ahmet Özal da, “Emin Çölaşan’ın yazdığı yazının doğru olup olmadığı konusunda benim şüphelerim var. Ben doktor değilim ama prostat ameliyatı olmuş bir insanın prostattan sabah kalkıp ölmesi filan mümkün değil, doktorların söylediğine göre. Ayrıca Hipokrat yemini Amerika’da çok ciddi bir iştir, hastaneler veya doktorların hastalarla ilgili bilgi vermeleri çok büyük suçtur. Bunu belki Sayın Cumhurbaşkanı Süleyman Bey’e sormak lazım. Benim o yazıyla ilgili şüphelerim var” diye konuştu.

Reklam
Reklam