EKSİKLER OLUMSUZ ETKİLEDİ (BİLAL MEŞE)
Osmanlıspor’da Afrika Kupası’na giden N’Diaye ve Musa’nın olmayışı, ev sahibi takımı özellikle hücumda bir hayli olumsuz etkiledi. Buna karşın Regattin’in bir bazukası vardı aklımızda kalan, ona da Fabri geçit vermedi. İkinci yarıya risk alarak başlayan Osmanlı taaa 80. dakikaya kadar Kartal’ın kalesinde müthiş bir baskı kurdu kurmasına da bunu gole yansıtamadı. Uzun süre savunmasına kapanan Beşiktaş rakibin bu baskısını üzerinden attı, hücuma çıktı, 80’de üst üste üç pozisyon yakaladı. Oğuzhan, Talisca ve Kerim kaleciye takıldılar. Cenk Tosun belki pozisyona giremedi ama uzatmalarda da olsun, gollerine bir yenisini daha ekledi.
BABEL KATKI SAĞLAR
Gelelim maçın bazı detaylarına ve hakem Ali Palabıyık’a... Quaresma oyundan alınışına tepki vermeni yadırgadık, artı pek de iyi oynadığın söylenemez, bu neyin isyanıdır? Birilerine değil, kendine kızman gerekir! Belli ki yine hakemleri yazmaya, eleştirmeye devam edeceğiz! Kokartı üst seviyede Palabıyık’a Mehmet Güven’in Tolgay’a cezaalanı içinde yaptığı hareketi es geçmesini hiç yakıştıramadık. Bir de Babel’i çekip indiren Koray’ın ikinci sarı kartını da atladı bizce! Son sözümüz Babel’e... Kartal’a katkı sağlayacağı bir gerçek, risksiz oynuyor, tek pası tercih ediyor, topla çıkışları da oldukça sağlam... Tam bir takım oyuncusu dersek, abartmış olmayız.
QUARESMA'NIN ÇİZGİDE KALMASI.. (GÜNTEKİN ONAY)
Pozisyon üretememenin dışında rakip yarı alanda topu tutamamanın temel nedenleri Quaresma’nın kötü oyunu, Oğuzhan’ın hücum bölgesine fazla çıkmaması ve Cenk Tosun’un top alamamasıydı. Muhtemelen Cenk de arkadaşlarının kendisine yeterince destek olmamasından ve yalnız kalmaktan yakınacaktır. Özellikle de Quaresma’nın sadece çizgide kalması hiç ceza alanına girmemesi de Beşiktaş’ın hücumda sorun yaşamasının nedenlerinden biri olarak gözüktü.
TALISCA'NIN BABEL İLE UYUMU
Talisca, yüksek yüzdeli golcü kimliği ile ve klas golle geri döndü. İlk 11’de oynadığı 8 resmi maçta 7 gol attı ve sezonun kalan bölümünde Beşiktaş için gol konusunda büyük bir güvence olduğunu gösterdi. Beşiktaş, Talisca’nın dönüşü ve Babel’in uyumu ile sonuca daha kolay giden bir takım olacaktır.
HÜCUMDA KATKIYI YAPMADI
Ryan Babel ilk maçında çalışkandı, savunmaya yardım etti fakat hücumda o da beklenen katkıyı yapamadı. Ligde geçen yıl ve bu sezon 1 kez dahi mağlup olmayan ama nedense sürekli tartışılan Marcelo-Tosic tandemi bir maçı daha başarıyla geride bıraktı. Genel anlamda iyi bir yönetim gösteren Hakem Ali Palabıyık, Tolgay’ın düşürülmesindeki net penaltıyı yakalayamadı.
ATIBA İLE ŞANS TANINMADI (ÖMER ÜRÜNDÜL)
Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, dün Başkent Ankara'da zorlu bir rakiple deplasmanda oynayacağını bilerek, taktik açıdan kontrollü bir anlayış benimsemişti. "Öncelikle hücumu düşünelim ama takım savunmasını hiç ihmal etmeyelim" stratejisiyle erken bir skor avantajı elde edildi. Kısa süre sonra da, "Rakip ataklarda, takım halinde topun arkasına geçip, alan daraltmak" ana stratejiydi. Skor avantajından sonra maçın sonuna kadar Beşiktaş, geriyi hep kalabalık tuttu. Atiba'nın mükemmel performansıyla rakibe pozisyon üretecek şanslar tanınmadı.
BABEL UYUM SÜRECİNDE
Babel uyum sürecinde... Sürekli olarak Adriano'ya yardım etmeye çalıştı. Eğer Kasımpaşa'daki gibi fizik güçten düşmezse faydalı olur. Çünkü önemli özelliklere sahip bir kanat adamı. Beşiktaş'ın dün bir büyük şansı da Osmanlıspor'u çok eksik yakalamasıydı. Osmanlıspor sistemi oturmuş, kadro derinliği olmayan, başarılı bir takım. Ama Ndiaye, Musa ve Pinto gibi en önemli üç oyuncusunun birden olmaması, doğal olarak oturmuş sistemlerini çok büyük arızaya uğrattı.
EN BÜYÜK KAZANÇ ATIBA
Bizde yıldız yabancı futbolcu hayranlığı vardır. Bu yıldız yabancılar fizik açıdan düşük performans gösterseler dahi yaptıkları birkaç hareketle büyük övgüler alırlar. Ama yetenekleri sınırlı, faydalı oyuncular hep gözardı edilir. Atiba da ancak kendisini medyaya bir sene evvel kanıtlayabildi. Bence son senelerde Beşiktaş'ın en büyük kazancı Atiba'dır. 90 dakiki iki kişilik pres yapan Atiba, ikinci golün de hazırlayıcısı oldu.
ZEMİNE RAĞMEN (CEM DİZDAR)
Futbolda ‘beceri’ her şey değil ancak kilit özelliktir. Osmanlı kendi sahasından çıkarken işte tam da bu özelliğin kurbanı oldu. Bir an kontrolden çıkıp ‘başı bozuk’ hale gelen top, boş alanları radar titizliğiyle gözleyen Oğuzhan’ın önünde kaldı. O topu bedeninde bütünlediği ‘otomatik kod’lar sayesinde ince ayarı yapılmış nazik bir vuruşla Talisca’nın koşusuna gönderdi. Gerek koşu gerek vuruş kalitesi yüksek olan Talisca bir ‘ikinci beceri’ olarak devreye girince zemine rağmen gol geldi.
TALISCA GİBİLER...
Biri yetenek/beceri diğeri bilgi/dayanıklılık timsali... Birinin melekelerinin her futbolcu adayında olabilmesi zor (Talisca). Ancak diğerinin (Atiba) zihinle inşa edilmesi pekala mümkün. Ve unutulmasın ki, biri (Talisca) diğeri gibilerin olduğu takımlarda daha da görünür hale geliyor... İkisi bir arada olunca da oyunu izlemek bambaşka zevkleri beraberinde getiriyor.
TALISCA'NIN USTALIĞI.. (OKTAY DERELİOĞLU)
Sert ve buzlu zemin her iki takımın da yeteneklerini ortaya koymasını zorlaştırıyordu. Ama Beşiktaş takımı başlama düdüğüyle birlikte çok akıllı bir oyun ortaya koydu. Orta alanda birbirine çok yakın oynayarak ve Osmanlıspor'u bekleyerek bir oyun tarzıyla maçın ilerleyen dakikalarını kontrol altına almasını bildi. Beşiktaş'ın golü de çok gecikmedi. Talisca usta vuruşuyla takımını öne geçirdi. Buna karşılık Osmanlıspor hiç etkili olamadı desek yeridir. Ama bunda tabi ki Beşiktaş'ın takım savunmasını iyi yapması, oyunu kontrol altında tutması, Tosic ve Marcelo'nun uyumu, kaleci Fabri'nin çok güvenli duruşu etkili oldu..
ATIBA'SIZ DÜŞÜNÜLEMEZ
Orta alanda artık konuşmaya gerek yok.. Atiba Beşiktaş'ın belkemiği bir oyuncu. Atiba'sız bir orta saha düşünemiyorum.
Cenk Tosun sahada hiç etkili değildi. Ama buna rağmen maçın 90. dakikasında uzatmalarda attığı gol ile kalitesini gösterdi.
Quaresma'nın oyundan çıkarken eldivenlerini yere atması hiç hoş değildi. Çok şımarık bir oyuncu. Beşiktaş taraftarı ve Şenol Güneş ona nasıl katlanıyor anlamıyorum. Yararından çok zararı var bence. Beşiktaş herkesin korku ile gittiği Osmanlı deplasmanından çok rahat bir galibiyet aldı. 2017'ye de galibiyetle başladı..
OĞUZHAN AĞIRLIĞINI KOYDU (ALİ ECE)
Beşiktaş seri kısa pasları, Osmanlıspor ise kontra tiki-takayı çok iyi yapabilen ekipler. Ancak ilk yarıda bu zemin ikisine de ideal oyununu sergileme fırsatı vermedi. Osmanlıspor ilk yarıda hiç organize olamadı. Orta sahadaki kilit isimleri Afrika Kupası’ndaki Ndiaye ve kart cezalısı Musa’yı çok aradı. Beşiktaş ise ilk 45’te hızlı çıkabildiğinde topla Babel ve Talisca’yı buluşturduğu ölçüde etkili oldu. Maçın başında ideal saha zeminindeki ideal kısa pas oyununda ısrar edince bir süre bocalayan Oğuzhan, dakikalar ilerledikçe saha şartlarına uyum sağlayarak akıllı direkt dripling-pas kombinasyonlarıyla sahaya ağırlığını koydu.
ATIBA SU GİBİ FUTBOLCU
Beşiktaş’ın hem ilk yarıda, hem de maçın tamamında en iyisi ise Atiba’ydı. Ona hava, saha fark etmiyor. Trinidad kökenli olup soğuk ötesi Kanada’nın vatandaşı olmuş, İskandinavya’da yıldızı parlamış Atiba, girdiği şişenin şeklini alan su gibi futbolcu...
CENK İDEAL DEĞİL
Cenk Tosun ise kaliteli son vuruşlarına rağmen Şenol Güneş’in oynatmak istediği oyun şekline yüzde 100 uyum sağlayamıyor. Şenol hocanın devre arasında Eto’o sorulduğunda “Pivot santrfor” cevabını vermesini Cenk’in sırtı dönük ayağında tutamadığı toplarla birleştirin: Beşiktaş’ın santrfor sorunu tam da bu noktada başlıyor. Cenk, attığı goldeki klas vuruşunda gördüğümüz gibi Türkiye Ligi için gayet iyi bir golcü ancak Şenol Güneş’in A planının ideal santrforu özelliklerine tam olarak sahip değil. Mesela degajdan gelen topları almakta zorlanıyor. Buna rağmen belli dakikadan sonra Beşiktaş’ın inatla Cenk’e doğru degaj yapması doğru fikir değildi.
DÖNÜM NOKTASI (AHMET ÇAKAR)
Başlık sizi şaşırtmasın... Beşiktaş gibi şampiyonluğa oynayan bir takımın galibiyeti için niye dönüm noktası diyoruz?
Çünkü Beşiktaş belki de Türkiye'de Üç Büyükler'den sonraki en tehlikeli takıma karşı oynadı. Saha ağırdı, çamurdu, top kontrol etmek kolay değildi ama Beşiktaş, hak ettiği bir galibiyet aldı. Üstelik ligin en fazla gol pozisyonu üreten ekiplerinden birisinin karşısında neredeyse tek pozisyon vermeksizin maçı kazanmasını bildi.
YAKIŞTI MI PALABIYIK?
Gelelim hakeme; çok iyi maç yönetiyor diyecektik ki ya da diğer bir deyimle maçtaki tek hatası, "Babel'in içliğinin çıkartılırcasına çekilmesine kart vermedi" diye yazacaktık ki son dakikalarda Tolgay'a yapılan mutlak yüzde yüz bir penaltıyı es geçti. Oldu ki iyi maç yönetiyorsun ama son dakikadaki açık penaltıyı veremiyorsun. Yakıştı mı Ali Palabıyık...
DİSİPLİNE SADIK (METİN TEKİN)
Beşiktaş, özellikle skoru bulduktan sonra takım savunması anlamında Babel, Quaresma ve Oğuzhan taktik disipline sadık kalarak oynadılar. Bu yüzden Beşiktaş'ın takım savunması bir zafiyet göstermedi. Çünkü ne zaman top rakibe geçtiyse geriye gelip savunmada yerleştiler. Beşiktaş, rakibin ne yapacağını değil, "Ben ne yapmalıyım" düşüncesini öne çıkaran bir takım. Yani Osmanlı'nın oyununa karşı gardını alan değil, kendi oyununu sahaya yerleştiren ve kabul ettiren felsefeye sahipti. Bu da son derece mantıklıydı.
ÖNEMLİ BİR MEZİYET
Talisca'nın özelliklerine baktığımızda, oyunu organize etmekten çok skor üretmede ve pozisyona girmede yetenekleri olan bir futbolcu. Biz klasik 10 numarayı anlatırken, pas yapan ve takım oyununu oynatan futbolcu diye bakarsak Talisca bu değil. Talisca'nın zaman zaman bu özelliklerini görüyoruz ancak skoru değiştirecek pozisyonlarını daha çok gördük. Talisca'nın vuruş özelliği çok fazla... Takımına da bu şekilde katkı sağlıyor. Zaman zaman belki oyundan kopuyor ama etkili olduğu anlarda skoru belirleyen isim oluyor. Bu da bence bir oyuncu için çok önemli bir meziyet.
BABEL İLE ÇÖZÜLÜR
Aboubakar'ın Afrika Kupası'na gitmesi nedeniyle Beşiktaş'ın böyle bir arayışı var ama ben Beşiktaş'ın önceliğinin santrfor olduğunu düşünmüyorum. Bu problemi, Cenk Tosun ve Babel'le çözebileceğini düşünüyorum. Çok iyi bir golcü bulursanız tabii ki alınabilir ancak sadece santrfor almak için transfer yapılmaz. Beşiktaş'ın dünkü futbolunda oyun sakinliğini ve skoru bulduktan sonra oyunun kontrolünü eline almasını çok iyi buldum. Ev sahibi takımda Ndiaye ve Musa Çağıran gibi önemli isimlerin olmayışı, Osmanlıspor'un organizasyonunu fazlasıyla etkiledi. Osmanlıspor o bildiğimiz çabuk, hızlı ve dikine oyun anlayışının altında kaldı.
OLCAY'I BABEL'DE ARADILAR (ATİLLA GÖKÇE)
Olcay’ın gidişiyle hüzünlenen Beşiktaşlılar, teselliyi Babel’de aradılar. Hakçası o da fazlasıyla ümit ve teselli servis etti seyredenlere. Takım arkadaşlarıyla uyumluydu. Sol kanatta topu ustaca kullandı. Bekletmeden arkadaşlarına pozisyon oluşturan toplar attı. Zaman zaman asist denedi. Olumlu bir tablo çizdi.
CENK DAĞINIKTI
Ama asıl sükseyi yapan Talisca oldu. Topla her buluşmasında hem aklını hem tekniğini kullandı. Soluyla 20 metreden attığı gol maçın en klas hareketiydi. Sakatlık-tedavi sürecinde topu çok özlediği, kendini çok iyi hazırladığı belli. Talisca görünüşte 10 numara gibi başladı oyuna. Ama bir santrforun yapması gerekenleri de becerdi. Beşiktaş’ta iki kişi dikkatimi çekti. Oğuzhan, o yaratıcı oyun anlayışını ortaya koyduğunda bütün takımın seviyesini yükseltiyor. Arkadaşlarına attığı toplar tam anlamıyla lokum gibi. Peki Cenk Tosun için ne diyelim? Kaleden uzak, sürekli gecikme halinde beklenmedik bir uyumsuzluktaydı. Maçın sonunda toparlandı, ikinci golle kaygıları dağıttı.