Şeref Meselesi'ni Neden Sevdiğimizin Kanıtı Niteliğinde 5 Okkalı Sebep

Ekranlarda büyük bir hızla reklamları dönmeye başladığı andan itibaren ‘’Şeref Meselesi’’ hakkında çok yazıldı çizildi. Tutardı tutmazdı, bir aya ekrandan kalkardı

1-) Ama Bizim de Wichester Kardeşlerimiz Olmasın Mı?

Yabancı dizi izleyenlerin çok önceden aşina olduğu iki yakışıklı kardeş vardı; Sam ve Dean Winchester. ‘Supernatural’ hayranları Yiğit ve Emir’in bu ecnebi kardeşlere benzerliğini derhal fark etmiştir. Yıllarca karizmatik bakışlar atarak hayaletleri korkutan Dean ve Yunan heykelleri güzelliği ve saflığındaki kardeşi Sam’i hayran hayran seyrettikten sonra kendilerini Türk televizyonlarında vücut bulmuş görmek bizi sevinçlere gark etti, neşemizi yerine getirdi.

Reklam
Reklam

Sam ve Dean’den sonraki favori kardeşlerimiz Kuzey ve Güney’di. Annelerinin çakallığı, kardeşler arasındaki haksız ayrım, oyunculuklar bizi kendilerine bağladı. (Hayır, Kıvanç Tatlıtuğ aşırı yakışıklı olduğu için değil, hayır hayır.) Tamam itiraf ediyoruz, uzun süre kilitlenip ‘Analar ne oğullar doğuruyor, hem de çifter çifter.’ nidalarıyla izledik. Kuzey Güney dizi tarihimizin ilk yakışıklı kardeşleri olarak hafızamıza kazındı.

Süper kardeşler kadromuzun yeni üyeleri Yiğit ve Emir oldu haliyle. Uzun, sert bakışları, hafif aksanı ile Kerem Bürsin zaten uzun zamandır genç kızların gözdesiyken yanında bir de hediyesiyle- (isim) çıkageldi. İster aşkla, ister hayranlıkla, isterse de bir evlat şefkatiyle bağrımıza basalım, gece ile gündüz kadar farklı bu çocuklara çok çabuk alışmadık mı? 2-) Mahallenin Güzelleri

Yakışıklı jönlerimiz var da, onları parmağında oynatacak dilberlerimiz olmayacak mı? Mahallenin bambaşka karakterlerdeki üç güzeli , bonus olarak da Yiğit’e aşık Rus dilberi yine ekranımızı renklendiren unsurlar. Sadece güzel olmaları, iyi oyunculukları değil elbette; karakterlerin katmanları da ilgi çekici. Uzun yıllardır alıştığımız neredeyse karikatürize denecek keskinlikte iyi-kötü- saf- kurnaz kahramanlardan sonra bir derinliği olan, iyisiyle kötüsüyle var olan, hatalar yapabilen, düşen kalkan canlı kanlı insanlar görmek iyi geldi.

Reklam
Reklam

Kübra, mahallenin saf temiz kızıyken gönlünü kaptırdığı adamdan çocuk doğurup evden atılmayı göze aldı. Anne Kübra’dan bir azize olmasını beklerken o aşk acısıyla kendini öldürmeye bile kalkıştı.

Sibel, başarılı ve güzel bir manken. Annesinin şöhret ve para sevdasına cesurca karşı koyarken aslında zayıf düştüğü, Emir’i paraya değiştiği anları hayretle izledik. Yetmedi, eski sevgilisinin kardeşine aşık oldu ve Yiğit’i kaybetmemek adına bin bir entrika çevirmekten geri kalmadı.

Derya mahallenin ‘delikanlı’ kızı. Yiğit’in kandıramadığı tek kadın karakter olarak da kalbimizdeki yerini aldı. Lafını sakınmayan, dobra Derya üvey babasının tecavüzüne uğradığında yıkıldık. Yine de o yılmadı ve hayatına eskisinden de güçlü olmaya çalışarak devam ediyor. Üçü de bambaşka bu kadın kahramanların sürprizli yaşamlarını her hafta heyecanla bekler olduk.

3-) Bana Artık Aşkım de Lütfen!

Zeliha Hanım ilk bölümde oğlu Yiğit’e ‘’Bütün İstanbul önümüzde diz çökecek, herkes hayran kalacak.’ Gibi cümleler kurarken kafasında Yiğit’in bunu karizmasıyla elde edeceğini düşünmemişti şüphesiz. Onun bahsettiği güce adım adım yaklaşan Yiğit, öncesinde tüm mahalle kızlarını kendisine aşık edip ortalığı birbirine kattı.

Reklam
Reklam

Uyarlama olmasına rağmen biz bu senaryoya bir çok diziden alışkındık zaten. Kavak Yelleri ile başlayan kim kime aşık bugün furyası Şeref Meselesi’nde de tam gaz devam ediyor ve Zeliha Hanım bile gündemi takip edemiyor. ‘Ee, bu sarışın kim, nee, o da mı sevgilisi? Bu çocuk kimdendi yahu?’’ cümleleriyle duygularımıza tercüman oluyor.

4-) Deli Miyim Ben?

Zeliha Hanım demişken, hırsından önce kayın pederini sonra kocasını dolaylı yoldan öldüren anneden söz etmemek olmaz. Allah’tan tez elden delirdi de toplumca rahatladık. Üstelik gel gitli ruh hali, bazen atarlı bazen dokunaklı halleriyle biz onu çok sevdik.

5-) Aslında Tanısan Seversin

Kötü adamlar o kadar da kötü değiller mi ne? Nihat Derya’ya liseli aşıklar gibi tutuldu kaldı. Her bakışında seyircileri kalbini sızlatacak kadar hem de. İnsan evlensin barklansınlar, çoluğa çocuğa karışıp uzaklara gitsinler istiyor, o derece.

Nihat Bey evimizin damadı kıvamına gelirken, Nihat Bey’in ve Yiğit’in patronu Hakkı Bey ‘ Bizim adamlar hep aşkta meşkte’ diye düşünerek olaya el attı. Ancak onun yarattığı gerilim bize pek sökmedi. Nihayetinde küçük Elif’e yarım altın takacak kadar içimizden birisi ne kadar mafya patronu olabilir ki? Kendisi sadece söz dinlemez kafasız bir oğla sahip şanssız bir adam, yazık insa acıyor bir yerde.

Reklam
Reklam