Sert eleştiri! 'Tunay'ın attığı gole bir bakın'

Spor yazarları, Beşiktaş'ın deplasmanda Kasımpaşa'ya 2-1 mağlup olduğu karşılaşmayı değerlendirdi.

HİÇ ÜRETKEN DEĞİLDİ (OKTAY DERELİOĞLU)

Bir laf vardır perşembenin gelişi çarşambadan bellidir diye. Her halde dün tam anlamıyla bu söz gerçek oldu.. Beşiktaş haftalardır S.O.S veriyordu. Bir çok maçı burun farkıyla kazanarak kapattı. Ama Beşiktaş dün gece en sonunda duvara tosladı. Şunu da belirtmek isterim ki Beşiktaş mağlup olurken Kasımpaşa inanılmaz bir futbol oynamadı. Sadece kendi alanında sağlam durdu. Beşiktaş'a fazla alan ve zaman bırakmadı. Yakaladığı topları da kontra atakla karşı kalede sonlandırmaya çalıştı. Beşiktaş'ın buna karşın sahadaki 11'i hiç üretken değildi..

Reklam
Reklam

ÇIKARILACAK DERSLER VAR

Beşiktaş'ın en etkili diyebileceğimiz oyuncusu ilk yarıda biraz Cenk'ti. Ne Quaresma, ne Gökhan Gönül, ne Oğuzhan, ne de sonradan oyuna dahil olan oyuncular oyunun gidişatını değiştirecek hiçbir hamle yapamadılar. Tabi zaman zaman takımlar uzun lig maratonunda inişli çıkışlı grafikler yaşayacaktır. Ama Beşiktaş yaklaşık 6-7 maçtır temposuz oynuyor. Tabi buna dur diyecek ve dönüşüm yapacak kişiler de başta Şenol Güneş ve Siyah-Beyazlı oyuncular. Dün geceden çıkartılacak çok ders var..

BAĞIRA BAĞIRA GELEN GOLLER (ATİLLA GÖKÇE)

Şurası anlaşılmıştır ki Şenol Güneş’in elinde şampiyon olan, Şampiyonlar Ligi’nde muhteşem bir macera yaşatıp son maçta yarım düzine gol yiyerek yeniden UEFA Avrupa Ligi’ne dönen Beşiktaş, artık “İnvictus” değildir... Fethedilemez, yenilemez özelliği ağır gelmiştir Beşiktaş’a... Namağlup unvanı Kasımpaşa karşısında çöpe gitmiştir. Bu takımın teknik analizini yapanlar, Beşiktaş’ın neden yenildiğini, Kasımpaşa’nın nasıl kazandığını farklı gözlerle yorumlayacaklardır.
Bizim gözümüzde maçı bağıra bağıra gelen gollerle hiçbir reaksiyon göstermeden kaybetmiştir Beşiktaş...

Reklam
Reklam

BEŞİKTAŞ'IN TESLİMİYETİ

Ezberini bozmadan, aynı verimsiz oyunu ısrarla ve anlaşılmaz biçimde sürdürerek, inanılmaz hatalarla oynamak, Beşiktaş’ın sadece unvanını eritmekle kalmamış, aynı zamanda şampiyonluk hesaplarını da karıştırmıştır. Dostça söyleyelim ki sinsi görüntülerle varlığını hissettiren durağanlık ve gerileme Beşiktaş’ın teslimiyetini hazırlamıştır.

BAŞLI BAŞINA TEHLİKE (BİLAL MEŞE)

Elbette bu oyunda sürprizler ya da iş kazaları yaşanabilir, buna lafımız yok. Ne var ki, Beşiktaş öne geçtiği bir maçta, üç dakika içinde iki gol yiyorsa, buna söylenecek çok şey var! Arkadaş, size kafa tutan ve yenilmezliğinize son veren Kasımpaşa’nın ligdeki konumuna lütfen bir bakın! Sadece konum mu ya kadrosuna ne demeli? Hani elle tutulur, oyunu rakip sahaya yıkan, top ayağına yakışan bir tek Tunay Torun var. Valla helal olsun ona top ayağına geldiği anda başlı başına bir tehlike.

TUNAY'A BRAVO

Marcelo’nun cezalı oluşu Kartal’ın yumuşak karnı olarak bilinen savunma bloğunda arızalara yol açtı! Nitekim Tunay Torun’un attığı gole bir bakın? Tunay’ın golüne lafımız yok, zorluk derecesi yüksek bir vuruş, bravo.

Reklam
Reklam

SİLİK KALDI

Güneş hocanın maça çift forvetle başlaması bir teknik adam doğrusudur. Büyük takımların doğasında da bu vardır, tek forvetli oyun anlayışına şiddetle karşı olduk. Ancak anlayamadığımız bir nokta var, mağlup durumda iken, ofansif oyuncuyu kenara almaya, Atınç’ı savunmaya sürmeye bir anlam veremedim doğrusu! Kaldı ki, Abuobakar, belki gol yollarında etkisiz ve de silik kaldı.

MAĞLUBİYETİN ÜÇ NEDENİ (FATİH DOĞAN)

Beşiktaş'ın ilk yenilgiyle tanıştıran maçın 3 nedeni var. Birincisi; 1-0'den sonra rakip sendelemişken siyahbeyazlı oyuncuların tempo düşürmesi.. İkincisi; Marcelo'nun yokluğunda Rhodolfo- Tosiç ikilisinin adam paylaşamaması.. Üçüncüsü; kaleci Ramazan başta olmak üzere Kasımpaşa'nın can siparene savunması... Beşiktaş mutlak favori çıktığı bu maçta 3 puandan fazlasını kaybetti..

LASTİK PATLADI (ERMAN TOROĞLU)

Sonunda lastik patladı. Beşiktaş öyle veya böyle kazanıyordu ama fazla da bir şey oynamıyordu. Talisca ile Caner sakatlandıktan sonra hücum güçleri çok azaldı. Yine de 2 santraforun var biri Cenk diğeri Aboubakar. Geçen yılla karşılaştırdığımızda bazı oyuncular öne çıkıyorlardı, kötü oynandığı anda maçı çeviriyorlardı. Mesela Sosa'nın Ankara'da Osmanlı maçını çevirdiği gibi. Veya Gomez'in. Beşiktaş'ta şu anda öyle bir oyuncu yok.

Reklam
Reklam

TORNADAN ÇIKMIŞ GİBİLER

Oğuzhan araya iyi toplar sokabiliyor ama tek kalıyor. Quaresma'dan bir şey bekliyorsunuz o da tek yönlü. Tolgay, Oğuzhan, Quaresma, Kerim Frei hepsi tornadan çıkmış gibi, aynı tip oyuncular. Rakibe basamıyorlar. Bir tek Atiba var. O da geçen seneki gibi değil. Bu oyuncular rakibe basamayınca Kasımpaşa hep ayağa top yaparak oyunun hakimiyetini elinde tuttu.

KAMYONU DEVİRDİLER

Gökhan Gönül'ün kendi kalesine attığı gol uzun yıllar kafalarda kalır. Hani vardır ya "Kendin pişir kendin ye" restoranlar. Mangal yaparsın tam onun gibi oldu. Asist yaptı bir de kendi asistine koşup Kasımpaşa'nın golünü attı. Herkes şunu konuşuyordu "Beşiktaş iyi oynamıyor ama namağlup" Olabilir ama galip geldiğinde gerçeği göremedi Beşiktaşlılar. Biz bunu söyleyince kızıyorlardı. Sonunda kamyonu devirdiler.

HEPSİ GENERALLİĞE SOYUNMUŞ

Beşiktaş yöneticileri "Transfer yapacağız" diyorlar. O zaman transferleri zamanında yapsalardı Şampiyonlar Ligi'nden elenmezlerdi. Beşiktaş hücum ediyor gibi gözüküyor ama ceza alanında dönen toplar genelde Beşiktaşlılarda kalmadı. Hep Kasımpaşalılara gitti. Neden? Siyah-beyazlı oyuncuların çoğu "Arkadaşım topu kapsın bana versin" zihniyetindeydi. Askerlik yapmadılar. Hepsi generalliğe soyunmuşlardı. Bu kadar generalliğe soyunulan yerde netice bu olur.

Reklam
Reklam

GÜÇLÜ OYUNDAN OYUNCU ODAKLIYA (METİN TEKİN)

Geçen haftaki Bursa galibiyetiyle gelen tekrar lige dönüşün sürdürülebilir olması çok önemliydi. Yenilginin geleceğini görmek başka bir şey ama geçen seneki oyun üretkenliği ve etkinliğinin çok farklı olduğunu görmek lazım. Sonuçlarda ne kadar etkili olup olmadığını lig sürecinde göreceğiz. Geçen seneki güçlü oyundan bu sene oyuncu odaklı performanslardan söz ediyoruz.

KALİTESİ TARTIŞILIR

Geçmiş maçlara göre daha çok oyunun içinde olmaya çalışan Oğuzhan vardı. Yeterli orta şut sayısı vardı tartışılır ama şut ve orta kalitesi çok tartışılırdı. İşi bitirecek skoru yapacak olan Cenk ve Aboubakar'ın savunma kalabalığı arasında kaybolduğunu dün akşam gördük.

EN KÖTÜ BEŞİKTAŞ FİLMİ (MURAT ÖZBOSTAN)

Bu sezonun en kötü Beşiktaş'ını izledik.. Ama bunun belirtileri haftalar önce gelmeye başladı.. Başakşehir ve Fenerbahçe maçları özellikle.. Dinamo Kiev maçında hakem skandalı vardı ama Beşiktaş'ın da takım 10 kişi kalıncaya kadarki hali malum, son olarak da Bursaspor karşısında 2 penaltıyla kazanılan maç.. Yani Beşiktaş, "Ben sezon başındaki futbolu oynamıyorum" diye bağırıyordu.

Reklam
Reklam

BELKİ 'HAŞLAR' DEDİK

İlk yarıya baktık.. Ne tempo, ne baskı, ne pres, ne istek, hiçbir şey yoktu.. Devre oldu.. Belki Şenol hoca "Haşlar" dedik takımı.. Ne fayda.. İkinci yarıda da durum aynı.. Beş dakikada Beşiktaş yaptı Kasımpaşa.. Hadi bu golleri yediniz.. Beşiktaş gibi bir takım nasıl olur da bu gollere yanıt veremez? Dün veremedi, verecek hali de yoktu.. Beşiktaş'ta herkes formsuz.. Şenol Güneş de..

13 MAÇIN 11'İNDE...

Tolgay çıktı, Atınç girdi.. Kimse anlamadı bunu.. Bizim zaten başımız döndü, herhalde takımın da dönmüştür.. 13 maçın 11'inde gol atamayan bir forvetiniz var: Aboubakar.. Zaten sizin maç kazanmanız zor.. Beşiktaş Sosa ve Mario Gomez'i çok ama çok arıyor.. Beşiktaş'ta skor üreten adam yok!

KARMAKARIŞIK YAYILMA (ALİ ECE)

Beşiktaş yense de berabere kalsa da, iyi de oynasa kötü de oynasa hep yüksek tempoda oynuyor, en azından oynamaya çalışıyordu. Kasımpaşa karşısında böyle olmadı. Beşiktaş ilk 45’te yapabileceği en yüksek temponun yarısına bile çıkamadı. Bursa maçının 2. yarısında galibiyeti getiren orta sahası kanatsız baklava 4-4-2 ile başladı ancak Quaresma’yı oyun profiline uygun şekilde kanada çekmesiyle 4-3-3’e döndü. Asıl sorun ise her ikisini de net şekilde yerleşip oynayamaması, sahaya karmakarışık şekilde yayılmasıydı. Bu karmaşa temponun düşük kalmasının ve set oyununda etkili olamamasının ana nedeniydi.

Reklam
Reklam

EREN VE SCARIONE SONRASI...

İlk yarıda golü organize set oyunundan değil de hızlı kontrataktan bulan Beşiktaş, 2. yarıya daha da düşük tempoda başladı. 2. yarının başında yenilen 2 golde bireysel hatalar da var ama asıl hata savunmaya kolektif açıdan dengeli yerleşememe hatasıydı. Golleri yedikten sonra Beşiktaş kendi oyun kimliğine uygun yüksek tempoyu sergilemeye başladı. Ancak yine karmakarışık ve darmadağınık yerleşince hız ile telaş birbirine girdi. Ligdeki namağlup unvanı uçtu gitti. Kemal Özdeş’e tebrikler: Eren-Scarione sonrası Kasımpaşa’yı çalıştırmak sadece su ve domates ile lazanya pişirmeye çalışmak gibi bir şey.

Anahtar Kelimeler: