Sertleşme probleminin tedavisi olan bir sorun olduğunu ifade eden VM Medical Park Samsun Hastanesi Üroloji Kliniğinden Dr. Öğr. Üyesi Hamit Öztürk, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi. Halk arasında ‘iktidarsızlık’, tıp dilinde ise ‘erektil disfonksiyon’ olarak tanımlanan rahatsızlığın, penisin cinsel birleşmeyi sağlayacak derecede olamaması yani fonksiyon bozukluğu olduğu bilgisini veren Dr. Öztürk, yapılan araştırmaların her 10 erkekten 7’sinde böyle bir sorunun olduğunu ortaya koyduğunu açıkladı.
Dr. Öğr. Üyesi Hamit Öztürk, “40-70 yaşları arasında erkeklerde yetersiz sertleşme görülme sıklığı yüzde 69,2 oranındadır. Yani neredeyse 10 erkekten 7’sinin belli bir oranda sertleşme sorunu yaşadığı gösterilmiştir. Yaşla birlikte bu sorun artmaktadır. Kalp ve damar hastalıkları, nörolojik hastalıklar, şeker hastalığı gibi hormonal bozukluklara bağlı gelişen hastalıklar ve çeşitli hastalıklara bağlı tedavi amacıyla kullanılan ilaçlar ile sigara kullanımı sıklıkla sertleşme sorununa yol açabilmektedir. Damar sorunları sertleşme probleminin en sık rastlanan nedenidir. Bu nedenle şeker hastalığı, kalp-damar hastalığı ve sigara kullanımı sertleşme için önemli risk faktörleridir” dedi.
Gençlerde özellikle aşırı kilo, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzının sertleşme sorununa yol açtığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Hamit Öztürk, “Bunların yanı sıra performans endişesi, depresyon, aşırı stres ve ilişki sorunları da sertleşmeyi bozabilmektedir. Sertleşme sorununun tanısında öncelikle sertleşme sorununa yol açabilecek hormonal dengesizlikler, kalp ve damarsal problemler, nörolojik nedenler ve gerekirse de psikolojik incelemeler yapılmaktadır. Bunlar klinik ortamda çok kısa bir sürede sertleşme sorununa neyin yol açtığının anlaşılmasını sağlar. Ardından kişiye özel bir tedavi planı oluşturulur” diye konuştu.
Yüksek enerjili şok dalgalar ile penis sertliğinin sağlandığı şok dalga tedavisi (EDSWT) hakkında bilgiler veren Üroloji Uzmanı Dr. Öztürk sözlerini şöyle tamamladı:
“Şok Dalga Tedavisi ereksiyonun gerçekleşmesini ve idamesini sağlayan kan miktarını artırır ve damarsal kaynaklı problemleri tedavi eder. İlk uygulamalardan itibaren hastalar sonuç almaya başlar, ancak tedavinin kalıcı olması için mutlaka 6-12 seanslık uygulama gereklidir. Hasta işlem sırasında ve sonrasında ağrı hissetmez, işlemde herhangi bir anestezi gereksinimi yoktur, tedavi sürecinde hastanede yatış gerekmez, en önemlisi başarı oranı yüksektir. Sertleşmeyi sağlamak için ayrıca ilaç kullanımına gerek olmaz. En büyük avantajı geniş bir hasta kitlesine hitap etmesi ve uygun hastalarda kalıcı sonuçlar sağlamasıdır. Sertleşme sorunu için ilaç tedavisi gören hastalar için uygundur. Ayrıca, ağızdan alınan ilaçlara yeterince yanıt vermeyen hastalarda da düzelme sağlar. Kalp damar hastaları, kalp krizi geçmişi olanlar, yüksek tansiyonu bulunanlar, şeker hastalığına bağlı damar sorunu bulunanlar, periferik arter tıkanıkları olanlar, sigara içmeye ve fazla kiloya bağlı sertleşme sorunu olanlar, yüksek kolesterole bağlı ereksiyon bozukluğu olan hastalar bu tedavi için ideal hasta grubudur.”