Şerzan’ı öldürdüğü iddia edilen kurşun 20 ay sonra mahkemeye getirildi

Muğla'da üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'u tabancayla öldürdüğü ileri sürülen polis memuru Gültekin Şahin'in yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında, Kurt’u öldürdüğü iddia edilen kurşun çekirdeği 20 ay sonra mahkemeye sunuldu. Kurt’un olay günü üzerinde bulunan giysilerle birlikte kurşun çekirdeği, incelenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Muğla'da 1.5 yıl önce çıkan öğrenci olaylarında hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'un ölümünden sorumlu tutulan polis memuru Gültekin Şahin'in yargılanmasına devam edildi. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 9’uncu duruşmada, tutuklu sanık Gültekin Şahin ile Şerzan Kurt’un annesi Leyla Kurt ve babası Ömer Kurt’ta hazır bulundu.
Mahkeme heyeti ilk söz hakkını baba Ömer Kurt’a verdi. Sanık avukatlarının özel bir şirketten almış oldukları adli tıp raporunu kabul etmediklerini söyleyen baba Kurt, mahkemeye olay günü oğlunun çekilen fotoğrafını sundu. Kurt, ”Sanık avukatlarının almış olduğu adli tıp raporu ile sanığın kol hareketleri ile bir açı çizilerek rapor kabul ettirilmeye çalışılıyor.” dedi.
Olayın olduğu günden bu tarihe kadar kolluk kuvvetlerinin ve iddianameyi hazırlayan savcının krizi yönetemediğini iddia eden sanık avukatlarından Erol Halka ise 4 buçuk sayfalık iddianamenin sadece bir sayfasının ‘X’ isimli gizli tanığa ayrıldığını söyledi. “Bu gizli tanık kimdir? Kaç yaşındadır? Göz sağlığı yerinde midir? İdeolojik bir karşıtlığı var mıdır? Bunların hiçbirini bilmiyoruz.” diyen Avukat Halka, gizli tanığın yönlendirilerek yanlış beyanlar verdiğini ileri sürdü. Olay yerinin detaylı bir krokisini büyük ebatlarda çıkartarak mahkeme heyetine sunan Halka, söz konusu olayın işlendiği yerin 7-8 metre ilerisinde çıkmaz bir sokak olduğunu ve bunun bugüne kadar araştırılmadığını söyledi. Şerzan Kurt’un arkadaşlarının olay sonrası vermiş olduğu ifadeye dikkat çeken Halka, "Melike D.’nin olay sonrası verdiği ifadede atışın 7-8 metre mesafeden yapıldığını söylüyor. Doğru atış yapılmış olabilir. Biz de diyoruz ki maktulü öldüren 58 metre mesafeden yapılan Sanık Şahin’in atışı değil, maktulün düştüğü yere 7-8 metre ileride olan çıkmaz sokaktan paralel olarak yapılan bir atışla vurulduğunu düşünüyoruz.” iddiasında bulundu.
İddianamede yer alan gizli tanığın olay günü hakkında vermiş olduğu ifadelerde çelişkiler olduğunu söyleyen Erol Halka, Cumhuriyet Savcısı’nın diğer tanıkları dikkate almayarak sadece gizli tanığa göre iddianame hazırladığını söyledi. Halka konuşmasına şöyle devam etti: ”Gizli tanık olay anında caddede sadece sanığı gördüğünü söylüyor. Onu da yanlış tarif ediyor. Ayrıca sanığın yanında o gün bir diğer polis memuru daha var. O da 7 el ateş ediyor. Ancak buna hiç değinilmiyor. Cumhuriyet savcısı sokağa bakan kişilerin görgü tanığı olarak toplanmasını söylemiş ve iddianamede gizli tanık için ‘temin edildi’ ibaresine yer verilmiş. Demek ki savcı gizli tanığı temin etmiş.”

İDDİANAMEDE BİR TANE BİLE DELİL YOK
Mahkeme heyetine savunmasını yapan sanık polis memuru Gültekin Şahin, söz konusu olayın daha soruşturma aşamasında çözülmesi gerektiğini söyledi. İddianamenin yanlış hazırlanması nedeniyle 600 gündür tutuklu bulunduğunu ifade eden sanık Şahin, “İddianamenin içerisinde benim attığım kurşundan bir kelime bile bahsedilmiyor. Bir tanık 7-8 metre derken, gizli tanık 100 metre diyor. İddianamede bir tane delil yok. Sadece tanık ifadeleri ve varsayımlar içeriyor. Daha kurşun çekirdeği bile yeni gönderiliyor. Ben 600 gündür tutukluyum. Daha ne kadar bekleyeceğim.” diye sordu.
Mahkeme heyeti, Şerzan Kurt’un olay günü üzerinde bulunan kıyafetleri ile söz konusu mermi çekirdeğinin incelenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesini istedi. Gizli Tanık ‘X’in beyanlarının birebir çözülmesini isteyen heyet, Sanık Şahin’in tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 17 Şubat tarihine erteledi.