Sevgilinizden Ayrıldığınızda Sizi Bekleyen 8 Aşama

Olur mu canım, siz hiç ayrılabilir misiniz? Zaten bir arkadaşınız için yazıyoruz bu satırları. Ama siz de bir göz atın, ne olur ne olmaz! Dünyanın bin türlü hali, insanın da tam iki yüzü var. Belli mi olur, ters köşe oluverirsiniz bir gün.

Kendinize gözlerden uzak, sakin ve avazınız çıktığı kadar bağırdığınızda kimsenin rahatsız olmayacağı bir yer bulun. Zira bir mahalle dolusu insanın cinnetinizi naklen izlemesini istemezsiniz. İlk etapta yanınızda yörenizde olaydan bihaber insanlar da bulunmasın ki, bir de onların ısrarlı sorularına, "Noldu lan?" baskılarına maruz kalmayın. Yeterince uzaklaştıysanız; anıra anıra ağlayabilir, ana avrat sövebilir, etrafta canlı olmadığı için cansız cisimleri yerden yere vurabilirsiniz.

2. maddeye geçtik diye siz de ikinci aşamaya geçmiş olmuyorsunuz, baştan söyleyelim. Daha çekeceğiniz var. Sizi birkaç saatlik değil, küfretmelere, kırıp dökmelere doyamacağınız bir süreç bekliyor. Tabii, tüm bu semptomlar, sağlam bir kazık yiyerek ayrılanlar için geliyor; yanında bir adet Müslüm Gürses albümü ve bir küçük aslan sütü de müessesemizin hediyesidir. İşte size ikinci madde, damardanı geçiniz; bünyeye kova kova hüzünlü şarkı yüklemesi yapın. Ancak keser.

Reklam
Reklam

Gözler balon gibi olduysa ve arabesk playlistimiz de hazırsa; ayrılık acısı 2.0 ya da okkalı kazık 2016 sürümünü yüklenebilirsiniz. Bünye her ne kadar insanlardan köşe bucak kaçmak istese de, siz mümkün mertebe önünüze gelen her geyiğin ortasına atın kendinizi. Atın ki, birilerine kafa atmadan dağılsın o kafanız. Çünkü bu aşamada, unutmaya direnen öfkeniz, yaşananları her an size hatırlatacak; zihninizin içinde 7/24 aynı filmleri oynatacaktır. Siz de kafayı oynatmamak için, ilk aşamanın aksine bu aşamada bolca insan içine karışın.

Sırada "birilerine anlatmazsam, infilak edeceğim" aşaması var. Dökülün. Hatta yanardağ gibi püskürün! Yediğiniz kazığı sindirmeye Talcid yardımcı olmuyorsa; acıyan yerlerinizi başkalarına göstermekten çekinmeyin. Bırakın siz değil, başkaları utansın! Bugüne dek niçin sustuysanız, bundan sonrasında yağdırın gitsin! Herkes her şeyi bilsin! Aramızda Oscarlık oyuncular var, herkesin de böyle yeteneklerden haberdar olmaya hakkı var. Öyle değil mi?

Reklam
Reklam

Sırada konuşmaktan sıkılacağınız aşama var. Öyle ki, dakikalar hatta saatler süren dertleşme telefonları ve toplu bela okuma seanslarının ardından, muhabbetin dönüp dolaşıp bir noktada tıkandığını göreceksiniz. "Hayırlısı", "zararın neresinden dönersen kâr", "daha kötüsü olabilirdi" gibi ifadeler sohbeti tıkamakla kalmayıp, içinizi şişirecek. Artık anlatmak istemeyeceksiniz. Ama unutmak da istemeyeceksiniz. Unutmayın ki, sadece size değil, sonraki nesillere de ders olsun!

İntikam hiç de öyle soğuk yenen bir yemek değildir. Bayağı ekmek arası köfte gibi götürülebilir. Bugüne dek çeşitli nedenlerle yapmadıklarınızı, ertelediklerinizi, aklınızdan bile geçirmediklerinizi, niyeti bozup da sonrasında vazgeçtiklerinizi salın doğaya gitsin! Zaten kazığın büyüğünü yemiş, doymuş; daha yiyecek de yeriniz kalmamış. Kaybedecek hiçbir şey kalmadığına göre, şov başlasın! "Yok ben asaletimle döner arkamı giderim" diyorsanız, bir büyük kazığı tek başınıza yiyin; sonra görüşelim dilerseniz.

Reklam
Reklam

Sorun sizde değil onda. Ama aynı zamanda da sizde. Nasıl anlamadınız? Siz bunu nasıl yaptınız? Nasıl inandınız? Mal mısınız acaba? Yanlış anlamayın biz demiyoruz bunları. İç sesiniz söylüyor. Daha ziyade size saydırıyor. Kendinizi suçlama aşamasına hoş geldiniz. Şimdi bir dart tahtası alın ve ortasına kendi fotoğrafınızı yerleştirin. Aman canım kendinize bu kadar da haksızlık etmeyin, demeyeceğiz tabi ki. Kendinize saydırın; saydırın ki size ders olsun.

Koçsunuz, aslansınız; siz bu işi yaparsınız. Hangi işi mi? Eh bundan sonrası "ne iş olsa yaparım abi" kriterlerine uyuyor. Zira bu dönemde etrafınızdan aldığınız gazla, maazallah alev alabilirsiniz. Şöyle yakışıklı, böyle akıllı; şöyle güzel, böyle seksisiniz maşallah. Vız gelir tırıs gider size bu kazıklar. Zaten ders alıp da adam olmazsanız, siz bu filmi daha çok göreceksiniz. Ancak gelinen son nokta itibarıyla, öfkeniz anlamsız bir özgüvene dönüşmek üzere. Bırakın dönüşsün. Hep olumsuz etkileri olacak değil ya; biraz da işinize yarasın ayrılık acısı. Şimdi önünüzdeki maçlara bakabilirsiniz.

Reklam
Reklam

Peki, tüm bunlar nasıl mı başlıyor? İşte böyle...