Şeyh Edebali Türbesi - Osmanlı'nın manevi kurucusu

Bilecik’in en önemli tarihi miraslarından biri olan Şeyh Edebali Türbesi manevi atmosferiyle ziyaretçilerini etkiliyor.

Yapılış tarihi tam olarak bilinmeyen Şeyh Edebali Türbesi'nin Orhan Gazi zamanında inşa edildiği düşünülüyor. Osmanlı Devleti'nin kurulmasında oldukça etkili olan Şeyh Edebali'nin türbesiyle ilgili tüm detaylar aşağıda.

ŞEYH EDEBALİ KİMDİR?

Şeyh Edebali, Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman Gazi’nin hem hocası hem de kayınpederidir. 1206 yılında Merv’de doğan Şeyh Edebali, Osman Gazi’ye akıl hocalığı yaptığı için Osmanlı Devletinin manevi kurucusu olarak da nitelendiriliyor. Şeyh Edebali aynı zamanda Mevlana Celaleddini Rumi’nin çağdaşıdır. Şeyh Edebali Türbesi'nde Şeyh Edebali’nin ve dönemin alimlerinin mezarları bulunuyor. Türbenin hemen yanında aynı tarihlerde inşa edildiği tahmin edilen, Osman Gazi’nin eşi Bala Hatun ve annesinin sandukalarının bulunduğu bir türbe daha yer alıyor.

Reklam
Reklam

ŞEYH EDEBALİ TÜRBESİ'NİN ÖZELLİKLERİ

Manevi açıdan sadece Bilecek değil Türkiye'nin önemli bir yeri olan Şeyh Edebali Türbesi'nin özellikleri şöyle;

  • Türbenin yanındaki bulunan yapıda Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi’nin eşi olan Bala Hatun’un ve de annesinin mezarı yer alıyor.
  • Şeyh Edebali Türbesi içerisinde 10 farklı mezar daha var. Bu mezarların Şeyh Edebali’nin soyundan gelen kişilere ait olduğu düşünülüyor. Bu mezarların 6’sı büyük 4'ü küçüktür.
  • Türbe içinde 3 farklı oda bulunuyor. Odalardan biri mihraplı mescit diğerleri ise misafir ve sohbet etme alanıdır..
  • Şeyh Edebali'nin mezarının bulunduğu kısımdaki tavan kubbeli ve dikdörtgen şeklinde.

ŞEYH EDEBALİ TÜRBESİ NEREDE

Şeyh Edebali Türbesi, Bilecik il merkezinde yer alıyor. Türbeye ulaşım oldukça kolay. Şeyh Edebali Türbesi şehir merkezindeki Orhan Gazi Camisine de yakın konumda.

Reklam
Reklam

Türbenin çevresinde türbeye yakın Tarihi Hamam, Zincirlikaya ve Bala Hatun Türbesi'ni gezebilirsiniz.

Türbenin bulunduğu yerde ziyaretçiler için yiyecek ve içecek mekanları ve hediyelik eşya satan yerler mevcut. Ayrıca Bilecik Belediyesi tarafından yapılan Osmanlı padişahlarının yer aldığı tarih şeridi bulunuyor.

ŞEYH EDEBALİ TÜRBESİ'NE NASIL GİDİLİR?

Şeyh Edebali Türbesi Bilecik şehir merkezinde, Hisarlık Mevkii’nde yer alıyor. Bilecik Belediye Binası önündeki Milli Egemenlik Caddesi takip edildiğinde, yokuş aşağı inen yol 1150 m sonra sizi türbeye ulaştırır. Türbeye yakın Orhan Gazi Cami'yi de ziyaret etmeyi unutmayın.

ŞEYH EDEBALİ TÜRBESİ ZİYARET SAATLERİ

Şeyh Edebali Türbesi haftanın her günü ziyarete açık. Ziyaretçiler günün her vaktinde türbeyi ziyaret edebilir.

ŞEYH EDEBALİ'NİN BİLİNEN EN ÖNEMLİ ÖĞÜDÜ

Şeyh Edebali'nin en çok bilinen öğüdü Osman Gazi'ye yaptığı öğütlerdir. Bu öğüt devlet yönetimiyle yakından ilgilidir.

“Ey Oğul!
Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana... Suçlamak bize; katlanmak sana... Âcizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana... Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adâlet sana... Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana…”

Reklam
Reklam

“Ey Oğul!
Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana... Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana...”

“Ey Oğul!
Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı... Allah Teâlâ yardımcın olsun. Beyliğini mübârek kılsın. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin.”
“Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce, fikir ve duâlarla bize vaad edilenin önünü açmalıyız. Tıkanıklığı temizlemeliyiz.”

“Oğul!
Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelâmlısın... Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgârlarında savrulur gidersin!

“Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlûb eder. Bunun için dâimâ sabırlı, sebatkâr ve irâdene sahip olasın!..”
“Sabır çok önemlidir. Bir bey, sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir.”
“Milletin, kendi irfânı içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.”

Reklam
Reklam

“Oğul!
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezânında ölürler.”
“Dün ya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethe dilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazîlet ve adâletinle gün ışığına çıkacaktır.”
“Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.”

“Bu dün ya da inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.”
“Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin, deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve îtibârın zedelenir...”

“Şu üç kişiye; yani câhiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken îtibârını kaybedene acı!..”
“Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.”
“Haklı olduğun mücâdeleden korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervâsız, kahraman, gözüpek) derler.”

“En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.”
“Ülke, idâre edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir. Ülke sadece idâre edene âittir. Ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idâresi onun olur. Vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini oğulları ve kardeşleri arasında bölüştürdüler. Bunun içindir ki, yaşayamadılar, yaşatamadılar...” (Bu düstur Osmanlı’yı altı asır yaşatmıştır.)

Reklam
Reklam

“İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkamaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca lâflamaya başlar, lâf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflâh etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir...”
“Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur.”
“Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı... Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli.”
“Savaşı sevmem. Kan akıtmaktan hoşlanmam. Yine de bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir. Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır. Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinâyettir. Bey, memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz.”

“Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü, zaman yok, süre az!..”
“Yalnızlık, korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da... Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin.”
“Sevgi dâvânın esâsı olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!..”
“Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın!..”

Reklam
Reklam