Başbakan Erdoğan önceki gün kabul ettiği Tunceli heyetinin dile getirdiği “Seyit Rıza’nın mezarı bulunsun” talebinin yerine getirilmesi için ilgili kurumlara talimat verdi.
[**
**](https://www.mynet.com/dersim-katliami-belgeseli-cayan-demirel-2689724-myvideo)
Hükümet, Dersim katiamında asılan Seyit Rıza’nın mezar yerinin bulunması konusunda harekete geçti. Tuncelilerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesinde dile getirdikleri Seyit Rıza’nın mezar yerinin bulunmasına ilişkin talebin ardından, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na bu konudaki arşivlerinin gün ışığına çıkarılması konusunda talimat verildiği öğrenildi. Ancak, o döneme ilişkin asıl arşiv kayıtlarının Genelkurmay’da olduğu belirtiliyor. Alevi kökenli AK Parti İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit, mezar yerlerinin bulunması konusunda devlet arşivlerinin çalışma yapacağını belirtirken, “Bu konuda asıl arşivin Genelkurmay’da olduğu belirtiliyor. Genelkurmay’ın arşivleri de açılmalı” dedi.
**AÇILAN DAVA DANIŞTAY’DA**
72 yıl önce idam edilen Seyit Rıza’nın mezar yerinin nerede olduğu bilinmiyor. 1937’de Elazığ Buğday Meydanı’nda Seyit Rıza, oğlu ve beş Dersimli idam edildi. Ailenin Avukatı Hüseyin Aygün, 2007 yılında Elazığ Valiliği’ne Seyit Rıza’nın mezar yerinin açıklanması ve aileye teslim edilmesi için müracaat etti. Valilik talebe yanıt vermedi. Bunun üzerine Elazığ İdare Mahkemesi’ne dava açıldı. Mahkeme tarafından “Devlet kurumlarının elinde herhangi bir bilgi yok. Valiliğin kararında hukuka aykırı bir taraf bulunmuyor. Valilik görevini yapmıştır” şeklinde karar verilerek dava reddedildi. Yerel mahkemenin kararı temyiz edildi ve Danıştay’a gidildi. Fakat Danıştay aradan geçen zamana rağmen dosyayı hala karara bağlamadı.
**Evlad-ı Kerbelayık, bihatayık, ayıptır, zulümdür, cinayettir**
Seyid Rıza (1863 Tunceli’nin Lirtik Köyü - 18 Kasım 1938 Elazığ), Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemlerinde Dersim İsyanı’nın liderlerinden olduğu ileri sürülerek idam edilen Alevi din adamı ve aşiret lideri. Dersim 1937-38 olaylarındaki kanlı çatışmalardan sonra barış görüşmeleri yapmak üzere Erzincan’a çağrıldı, kimi kaynaklara göre daha fazla kan dökülmemesi için kendisi teslim oldu. Ancak 5 Eylül 1937’de tutuklandı. 5-13 Eylül 1937’de Elazığ’a götürülüp askeri mahkemede idama mahkum edildi.
**ASMAK İÇİN YAŞI KÜÇÜLTÜLDÜ**
O dönemdeki yasaların 75 yaşını geçkin kişilerin idamına izin vermemesinden ötürü yaşı küçültülen Rıza, oğlu Resik Hüseyin, Şehanlı Aşiret reisi Seyd Hüsen, Yusufan Aşiret reisi Kamer’in oğlu Fındık, Demanan Aşiret reisi Cebrail’in oğlu Hasan, Kureyşan Aşiret reisi Ulkiye’nin oğlu Hasan ve Mirza, Ali’nin oğlu Ali ile birlikte idam edildi. İdam günü, darağacında, “Evlad-ı Kerbelayık, bihatayık, ayıptır, zulümdür, cinayettir “ diyerek celladı kenara itti ve sandalyeyi tekmeleyerek idamını kendi gerçekleştirdi. Çatışmaların birinde de oğlunu yitirdi. Diğer oğlu Resik Hüseyin aynı mahkemede kendinden bir kaç saat önce gözleri önünde asıldı.
Star