ANTALYA (İHA) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye'nin uzun yıllar terörden zarar gördüğünü belirterek, "Terörü haklı gösterecek hiçbir gerekçenin varlığını kabul edemeyiz. Terörizmle savaşımda ve bölgemizin gelişiminde tehdit oluşturan konularda her düzeyde işbirliğine büyük önem vermekteyiz" dedi.
Antalya'da düzenlenen Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 8. Doruk Toplantısı'nın açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ilki 1992 yılında Ankara'da düzenlenen toplantıların bugüne kadar Türkiye'yi ve bölgeyi etkileyen pek çok gelişmeye tanık olduğunu söyledi. Antalya Doruk Toplantısı'nın kardeş cumhuriyetlerin bağımsızlıklarını kazanmalarının 15. yıldönümüne rastlaması nedeniyle ayrı bir anlam ve önemi olduğunu belirten Sezer, "Türkiye, Doruklar Süreci'ne duygusal değil, gerçekçi ve akılcı yönden yaklaşmaktadır. Bu süreci, aynı coğrafyada yer alan, benzer sorunları bulunan, bu sorunlarla savaşımda, işbirliği arayışında olan ülkelerin biraraya geldikleri bir düzlem olarak görüyoruz. Aramızdaki tarihsel, kültürel, toplumsal, ekonomik ve siyasal bağlar, bizi yakınlaştıran, ortak inanç ve istenç sağlayan bu düzlemi güçlendirmektedir. Bu süreci örtüşen yönlerimizi öne çıkardığımız bir işbirliği çerçevesi olarak kullanmalıyız. Olanaklarımızı en iyi biçimde değerlendirmek ve bölgemizin istikrar, güvenlik ve gönencine yönelik risklerin giderilmesinde işbirliği yapmak, ülkelerimizin vazgeçemeyeceği bir sorumluluktur. Ortak uygarlık, tarih, gelenek ve değerlerimizin geliştirilmesi açısından önem taşıyan Doruklar Süreci ile kazanılan ivmenin, ikili ilişkilerimizin somut eylem ve tasarılarla geliştirilmesi için gerekli ortamın yaratılmasına da yardımcı olduğunu düşünüyoruz. Ülkelerimiz arasındaki ilişki ve işbirliği, gücünü ortak tarih ve kültürel değerlerden alan dostluk ve kardeşlik bağlarımızın verdiği ivmeyle hızla gelişmiştir. Bu sağlam temel üzerinde, karşılıklı saygı, eşitlik ve ortak yarar doğrultusunda varolan ilişki ve işbirliğimizi daha üst düzeye çıkarmak yönündeki istencimiz güçlüdür. İlişkilerimizin dayandığı temel ilke eşitliktir. İşbirliğimiz, ortak yarara yöneliktir. Bu çerçevede, bölgeye ve ilişkilerimize uzun erimli bir bakışla yaklaşmalıyız. Akılcı ve gerçekçi değerlendirmelerle, bölgesel istikrar ve işbirliğinin güçlendirilmesi anlayışıyla hareket etmeliyiz. Ülkelerimiz arasında siyasal, toplumsal, ticaret ve diğer alanlardaki ilişkilerin büyük gelişme gösterdiğini, toplumlarımızın tüm kesimlerini kucaklayacak biçimde kurumsallaşmakta olduğunu mutlulukla gözlemliyoruz. Yeteneklerimiz ve olanaklarımız daha ileri düzeyde işbirliği gerçekleştirilmesine olanak verecek düzeye ulaşmıştır. Ülkelerimiz arasındaki ekonomi ve ticaret ilişkileri, sağlam bir köprü işlevi görmektedir. Karşılıklı yatırım, ticaret ve yüklenici hizmetleri önemli oranda artmaktadır. Türkiye'deki önde gelen kuruluşların, kardeş cumhuriyetlerde yatırımlarını hızlandırmaya özendiriyoruz. Aynı biçimde, kardeş cumhuriyetlerin işadamlarının ülkemizde yatırım yaptıklarını görmekten mutluluk duyuyoruz. Başta enerji, ulaştırma, iletişim ve turizm olmak üzere ekonomi alanındaki işbirliğini ikili ve çok taraflı düzeneklerle desteklememiz, kurulan bu sağlam köprünün daha da güçlendirilmesine katkı sağlayacaktır. Öte yandan, Kars-Ahılkelek-Tiflis-Bakü demiryolu gibi Asya'yı Avrupa'ya bağlayacak yeni ulaşım yollarının kurulması, Türk dili konuşan ülkelerin küresel ekonomiyle bütünleşmelerine yarar sağlayacaktır" dedi.
"İŞBİRLİĞİ BAĞLARIMIZ GELİŞİYOR" Dünya enerji pazarındaki son gelişmelerin, enerji kaynaklarının tüketici ülkelere ulaştırılmasında kaynak ve ulaşım yolu çeşitlendirilmesinin önemini ortaya koyduğunu kaydeden Sezer, "Bölgemizdeki doğal kaynakların dünya pazarlarına seçenekli ve güvenli yollardan, kesintisiz, sürdürülebilir ve ekonomik biçimde ulaştırılması, küresel enerji sunum güvenliğinin geliştirilmesine olanak sağlayacaktır. Üretici ülkelerin siyasal ve ekonomik yönden güçlenmesine de yardımcı olacak böyle bir gelişme, ülkelerimiz arasında işbirliğinin ve dayanışmanın güçlendirilmesini gerekli kılmaktadır. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ülkelerimiz arasındaki güven ve işbirliğinin, ortak kararlılığımızın bir sonucu olarak temmuz ayında işletmeye açılmıştır. Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattını da bu yıl sonunda devreye sokmayı öngörüyoruz. Bu bağlamda, Türk dili konuşan ülkeler arasında enerji alanında işbirliğinin artırılmasını, bölgenin siyasal ve ekonomik istikrarına doğrudan katkı sağlayacak bir olgu olarak gördüğümüzü yinelemek isterim. Halklarımız arasında güçlü bir bağ oluşturan eğitim ve kültür ilişkilerimizin hızla gelişmekte olduğunu mutlulukla gözlemlemekteyiz. Ortak dil, kültür ve geleneklerimizin bilimsel, kültürel ve eğitsel işbirliğimizi toplumlarımızın tüm kesimlerine yaygınlaştırmamızda güçlü bir temel oluşturduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda, üniversitelerimiz, araştırma kuruluşlarımız ve kültürel kurum ve etkinliklerimizin, ortak somut tasarılarla özendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Birbirini tanıyan ve anlayan kuşaklar yetiştirmek, evrensel nitelikli düşünce ve yazın yapıtlarımızı elbirliğiyle yüceltmek bizlere düşen büyük görevler arasındadır. Aynı zamanda insanlığın ortak varlığı olan kültür değerlerimiz geleceğimize de ışık tutmaktadır" diye konuştu.
Türkiye'nin öncelikli dış siyasi hedeflerinden birisinin de, Avrasya coğrafyasının istikrar ve işbirliği alanına dönüştürülmesi olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Sezer, şunları söyledi:
"Bölgede varlığını sürdüren sorunlar, bölgesel istikrar ve işbirliğinin önünde engel oluşturmaktadır. Güney Kafkasya'da gerçek bir barış, gönenç ve işbirliği ortamı oluşturulması, ancak Yukarı Karabağ sorununun Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde barışçıl bir çözüme kavuşturulmasıyla sağlanabilecektir. Kardeş Azerbaycan'a Yukarı Karabağ konusunda vermekte olduğumuz desteği kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum. Uluslararası terörizm, kökten dinci, ayrılıkçı ve aşırı akımlar, yasa dışı göç, uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı gibi diğer örgütlü suçlar, Avrasya bölgesinin gelişimine ve istikrarına tehdit oluşturmaktadır. Türkiye, uzun yıllar terörden zarar görmüştür. Terörü haklı gösterecek hiçbir gerekçenin varlığını kabul edemeyiz. Terörizmle savaşımda ve bölgemizin gelişimine tehdit oluşturan konularda her düzeyde işbirliğine büyük önem vermekteyiz."