Sezer'den başbakana "25 yaş" desteği

ANKARA (İHA) - Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Zeki Sezer, seçilme yaşının aşağı çekilmesi ve düzenlemelerin seçim tarihinden 1 yıl öncesine yetiştirilmesi gerektiğini söyledi.

DSP Genel Başkanı Sezer yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçilme yaşının 25'e çekilmesi önerisini desteklediklerini kaydederek, "Seçilme yaşının aşağıya çekilmesi, milletvekillerinin iller arasında dağılımı, yüzde 10 barajının düşürülmesi, seçim harcalamalarının denetimi ve ittifak önündeki engelin kaldırılması gibi konularla birlikte bir paket halinde ele alınmalıdır" dedi. Yapılacak düzenlemelerin seçim tarihinden 1 yıl öncesine yetiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Zeki Sezer, düzenlemeler yetiştirilmediği taktirde Türkiye'nin adaletsiz ve demokrasi bakımından eksikler doğuran bir sistemle seçimlere gitmiş olacağını söyledi.

Reklam
Reklam

Türkiye nüfusunun yüzde 60'ının 30 yaşının altında olduğuna dikkat çeken Sezer, "Seçilme yaşının 30 olması nüfusun önemli bir bölümünün Meclis'te temsil edilmediği anlamına gelmektedir. Oysa Batı ülkelerinde seçilme yaşı 25 veya daha aşağıdadır. Bu çarpıklığı gidermek bakımından Başbakan Erdoğan'ın seçilme yaşının 25'e düşürülmesi girişimini destekliyoruz" ifadelerini kullandı.

Seçim sisteminde "temsilde adalet" ilkesini zedeleyen, çağdaş demokratik anlayışıyla bağdaşmayan başka kısıtlamaların da olduğunu belirten Sezer, seçilme yaşının düşürülmesinin iller arasında adaletsiz dağılımı önlemek üzere milletvekillerinin illere nüfuslarıyla orantılı olarak bölüştürülmesi gerektiğini savundu. Sezer, yüzde 10'luk seçim barajının batılı ülkeler düzeyine çekilmesini, sendika ve meslek kuruluşları yöneticilerinin mevcut konumlarını koruyacak milletvekili seçebilmelerine olanak sağlaması gerektiğini söyledi. Siyasi partilerin seçimlerde ittifak yapabilmesini kaydeden Sezer, "DSP, yüzde 10 barajı, ittifak ve diğer konulardaki görüşleri yıllar önceden savunmaktadır. Bu düzenlemelerin gerçekleştirilmesi ülkemizde demokrasinin kökleşmesi ve AB süreci bakımından olumlu bir ortam yaratacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam