ANKARA (İHA) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "dünya barışının sürekli kılınması ve temel insan haklarının kullanılması, kadın-erkek herkesin eğitim düzeyinin yükseltilmesi ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına bağlıdır" dedi.
Sezer, kadınların bilinçlenmelerine koşut biçimde süren hak arama eylemlerinin kadın-erkek eşitliğinin her alanda yaşama geçirilmesine katkıda bulunduğunu belirterek, bu durumun insan hak ve özgürlüklerinin dünya genelinde önemsenmesine ve uygulanmasına yönelik umut verici adımların atılmasını sağladığını ifade etti.
Sezer, "Kadınların hak ve özgürlüklerine kavuşmasına yönelik kısa zaman diliminde yürürlüğe konulan devrim nitelikli yasalar, kadınlarımızın çağdaş yaşam olanaklarından yararlanmalarının, iş dünyasında varlık gösterebilmelerinin ve siyasal yaşama etkin katılımlarının yolunu açmıştır" dedi.
Cumhurbaşkanı Sezer, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Sezer, kadın haklarındaki kazanımlarla demokratikleşme sürecinin hızlandığını vurgulayarak, üretken ve yaratıcı güçleriyle kamusal alana, üretime, yönetime ve yaşamın tüm alanlarına katılma olanağına kavuştuğunu kaydetti. Kadın hakları alanındaki ilerlemelere karşın, dünyada da en fakir ve eğitim almamış insanların çoğunluğunu kadınların oluşturmasının kadınların önemli bir kısmının halen şiddetle karşılaşmasının, erkeklere göre daha az ücretle çalıştırılması ve kadınlara hak ettikleri değerin verilmemesi gibi sorunların süregelmesinin düşündürücü olduğunu dile getiren Sezer, Atatürk'ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin kadın hakları alanında gurur verici atılımlar gerçekleştirdiğini belirtti. Türk aydınlanmasında, kadına toplumsal statüsünün yükseltilmesinin tüm Ulus'un yüceltilmesiyle eşdeğer tutan Atatürk'ün devrimlerle Türk kadınının dönemin koşullarına göre birçok gelişmiş ülkede bile görülmeyen haklar elde etmesini sağladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Sezer, şu ifadelere yer verdi:
"Kadınların hak ve özgürlüklerine kavuşmasına yönelik kısa zaman diliminde yürürlüğe konulan devrim nitelikli yasalar, kadınlarımızın çağdaş yaşam olanaklarından yararlanmalarının, iş dünyasında varlık gösterebilmelerinin ve siyasal yaşama etkin katılımlarının yolunu açmıştır. İnsan hak ve özgürlüklerinde büyük uğraş ve zorlu emeklerler gelinen aşamaya karşın, kadınlarımızın, eğitim dahil olmak üzere, kimi toplumsal hizmetlere ulaşmakta zorlandıkları bilinmektedir. Kadınlarımızın karar alma süreçlerinin dışında bırakıldıkları, ayrımcılık, baskı ve şiddet içeren uygulamalarla karşı karşıya kaldıkları üzüntü veren gerçekler olarak karşımızda durmaktadır. Kadınlarımızın kendi sorunlarına sahip çıkmaları, toplumun temel öğeleri, birey ve anne olarak yaratıcı güçlerini ortaya koyarak, daha iyi bir yaşam düzeyine ulaşmak için çaba göstermeleri çağdaş Türkiye özleminin gerçekleştirilmesinin önkoşuludur. Dünya barışının sürekli kılınması ve temel insan haklarının kullanılması, kadın-erkek herkesin eğitim düzeyinin yükseltilmesi ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Kadınların ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasal yaşamda hak ettiği yeri edinmesi ve cinsiyetten kaynaklanan eşitsizliğin tümüyle ortadan kalkması, devletlerin yanı sıra, uluslararası örgütlerin ve eşitsizliği yazgı olarak görmeyen bireylerin çabasını gerektirmektedir. Dünya Kadınlar Günü'nün kadın haklarının kazanılmasında nereden yola çıkıldığının, hangi aşamalardan geçilerek bugünlere ulaşıldığının anımsanmasında ve bundan sonra daha iyiye ulaşılması için yapılması gerekenlerin değerlendirilmesi yönünden büyük önem taşımaktadır. Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği haklı savaşımın simgesi 8 Mart dünya Kadınlar Günü'nü kutluyor, tüm yurttaşlarımıza esenlikler diliyorum".