Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 2002-2003 Adli Yılının açılışı dolayısıyla Yargıtay Birinci Başkanı Eraslan Özkaya'ya bir mesaj gönderdi. Atatürk'ün önderliğinde, dünyada yaşanan değişimlere açık, evrensel değerleri özümseyebilecek bir yapıda kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan Sezer, çağdaş demokrasilerin temelini oluşturan hukuk devletinin, temel hak ve özgürlüklere saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyucu adil bir hukuk düzeni kuran, tüm işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan devlet olduğunu ifade etti.
Devletin, temel hukuk ilkelerine bağlı kalacağı bir toplum ülküsünü anlatan hukuk devletinin, ancak hukukun üstünlüğü ilkesinin somutlaştırıldığı ve yaşama geçirildiği demokratik rejimlerde gerçekleştirilebileceğini kaydeden Sezer mesajında şunları söyledi: "Erkler ayrılığını kabul eden çağdaş demokrasilerde, yasama ve yürütme gücü yargı ile dengelenmiştir. Yasama ve yürütme organlarının işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetleyen ve adaletin yerine getirilmesi için görev yapan yargıç ve savcıların güvenceli ve yargının bağımsız olması, hukuk devletinin vazgeçilmez önemdeki koşullarındandır. Bugün yargı organlarımız, karşılaştıkları kimi sorunlara karşın, Anayasa ve yasalar çerçevesinde üstlendikleri yüce görevlerini, çağdaş bir anlayışla yerine getirmek için yoğun çaba göstermektedir. Bir ülkede tam anlamıyla özgürlük ortamından söz edilebilmesi için, yargı bağımsızlığının sağlanmasının yanı sıra, yargının görev alanlarında çağdaş ortam ve olanakların oluşturulması, yargı kararlarının her koşulda uygulanması ve yasalar önünde eşitliğin sağlanması gerekmektedir. Yargının bağımsızlığını güçlendirecek ve adaletin geciktirilmeden gerçekleştirilmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılmasının hukuk sistemini daha etkin bir yapıya kavuşturacağı kuşkusuzdur. Bu yönde atılacak adımlar, halkın adalete duyduğu güveni de artıracaktır. Cumhuriyetle birlikte büyük bir dönüşüm yaşayan ve çağdaşlık çabasını her alanda sürdüren Türkiye, ereklerine ulaşmak için demokrasiyi ve hukuk devleti ilkesini eksiksiz olarak yaşama geçirmek durumundadır. Çağdaş uygarlık düzeyine erişme savında olan her toplum, günümüzde evrensel nitelik kazanan bu kavramları ve getirdiği temel ilkeleri benimsemek zorundadır. Yüce Meclisimizin bu kapsamda, Anayasamızda ve kimi yasalarımızda yaptığı değişiklikleri mutlulukla karşılıyoruz. Hukuk devleti ilkesinin kurum ve kurallarıyla yerleşmesi için tüm kişi, kurum ve kuruluşlara büyük sorumluluk düşmektedir. Herkesin bu sorumluluğun bilinciyle hareket ederek ülkemizi hak ettiği düzeye getirmek için çaba göstereceğini umut ediyorum".