Yeni yıl nedeniyle bir mesaj yayınlayan Cumhurbaşkanı Sezer, "Üzücü olayları, acıları, anıları ve sevinçleriyle bir yılı daha geride bırakıyor, aydınlık ve mutlu yarınlara ulaşma umutlarımızı canlı tutarak, yeni bir yıla giriyoruz" dedi. Her yeni yılın, getirdiği iyimserlik ortamıyla, bireylerin olduğu kadar, ulusların ve ülkelerin de geleceğe dönük umutlarını ve beklentilerini arttırdığını belirten Sezer, "2004 yılının Ulusumuza, ülkemize, dünyamıza ve tüm insanlığa barış, kardeşlik, huzur, mutluluk ve gönenç getirmesini diliyorum" dedi. 2003 yılının, Türkiye ve dünya yönünden önemli gelişmelerin yaşandığı bir yıl olduğunu hatırlatan Sezer, Atatürk'ün önderliğinde, büyük özveriyle kurulan Cumhuriyet'in 80. kuruluş yıldönümünün, ülkenin her köşesinde coşkuyla kutlandığını kaydetti. "Ulusumuz, Cumhuriyet'e inanç ve bağlılığını, çağdaş yaşam biçimini özümsemiş olduğunu, laik ve demokratik Cumhuriyet'i sonsuza değin koruma ve yaşatma kararlılığını her fırsatta göstermektedir" diyen Sezer, bu anlamlı yıldönümünün yanı sıra, 2003 yılında kimi acı olaylar, felaketler ve sevindirici gelişmelerin de yaşadığını ifade etti. Çok sayıda insanın ölmesine ya da yaralanmasına yol açan İstanbul'daki terör eylemlerinin, toplumsal yaşamda derin izler bıraktığına dikkat çeken ve "Ülkemizin gösterdiği ilerlemeyi, laik, demokratik, çağdaş Devlet ve toplum yapısını, barışı ve huzuru sindiremeyen odakların yaptıkları bu eylemleri, bir kez daha nefretle kınıyorum" ifadesini kullanan Sezer, "Yeni yıl dolayısıyla, saldırılarda yaşamını yitiren yurttaşlarımıza bir kez daha Tanrı'dan rahmet, ailelerine başsağlığı dileklerimi yineliyorum" dedi.
Ekonomide, güven ortamının oluşmaya başlaması ve enflasyonun düşme eğilimine girmesinin umut veren bir gelişme olduğunu vurgulayan Sezer, bu durumun olumlu etkilerinin, tüm topluma henüz yansımadığı, işsizliğin ve gelir dağılımı bozukluğunun sorunlarımız içindeki öncelikli yerini koruduğunun gözlenmekte olduğunu bildirdi. Sezer, ekonomide yakalanan güven ortamının bozulmaması için, popülist yaklaşımlardan kaçınılmasının önemini vurguladı. 2003 yılında, bulunduğumuz bölge başta olmak üzere, savaşlar, çatışmalar ve terör eylemlerinin sürdüğünü, her alanda elde edilen ilerlemelere karşın insanlığı tehdit eden sorunlar çözülemediğine işaret eden Sezer, "İnsanlık, ancak kalıcı barışın oluşturulduğu ve korunduğu ortamlarda gelişimine hız kazandırabilir" dedi. Sezer, barış ortamının oluşturulmasında ve sürekli kılınmasında, toplumda demokrasi kültürünün yerleşmesinin büyük önem taşıdığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Dünyada kalıcı barış ortamının oluşturulması için tüm ülkeler, dayanışma içinde, sorumluluk bilinciyle hareket etmeli, savaşların önlenmesi, barışın korunması, dünyanın ortak sorunlarının çözüme kavuşturulması konusunda uluslararası kuruluşların çalışmalarına destek sağlamalıdır. Temel politikasını Yüce Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesi üzerine kuran Türkiye, evrensel barışa ulaşılması konusunda diğer ülkeleri de bu yaklaşımı benimsemeye çağırmaktadır".
Sezer, uluslararası alanda 2003 yılının gelişmelerinin, dünyanın gönenç ve esenliğini uzun bir dönem etkileyecek nitelikte olduğunu vurguladı. Irak'ta yaşananlar, Türkiye'nin ve dünyanın gündeminde yer almayı sürdürdüğünü ifade eden Sezer, Saddam Hüseyin'in kısa bir süre önce ele geçirilmesinin de önemli bir gelişme olduğunu belirterek, "Bunun, Irak'ta güvenlik ve istikrarın sağlanmasına ve normalleşme sürecinin hızlandırılmasına katkıda bulunmasını umuyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Irak'ın geleceğine ilişkin belirsizliklerin, Türkiye'ye olduğu kadar, uluslararası toplumu da kaygılandırdığını ve Türk Ulusunun, komşusu Irak'ta can kaybının sürüp gitmesinden derin üzüntü duyduğunu belirten Sezer, "Irak'taki gelişmeler ülkemizi yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle, Irak'taki olası gelişmeler karşısında dikkatli ve duyarlı olmayı sürdürüyor ve ulusal çıkarlarımızın en etkin biçimde korunmasını sağlayacak siyasaların uygulanmasına özen gösteriyoruz" dedi. Sezer, Irak'ın toprak bütünlüğünün ve siyasal birliğinin korunmasının, Irak'ın ve bölgenin istikrarının vazgeçilmez ögesi olduğunu ve bu konuda Türkiye'nin duyarlılığının herkesçe bilindiğini söyledi.
Sezer, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin, ülkenin stratejik vizyonunun ayrılmaz parçası olduğunu ve Avrupa Birliği adaylığının kabul edildiği Helsinki Doruğu'ndan bu yana Türkiye'de önemli adımlar atıldığını belirtti. Türk insanının yaşam düzeyini en ileri noktalara taşımak, bireysel hak ve özgürlükleri günün en ileri anlayış ve uygulamalarıyla genişletmenin 2004 yılında da temel amaçları olacağını vurgulayan Sezer, şunları kaydetti:
"Sözkonusu kararlılığımızdan da güç alarak, Avrupalı ortaklarımızın ülkemizi Avrupa Birliği'ne bağlayan ortak siyasal, ekonomik ve stratejik çıkarları gözönünde bulundurup, tam üyelik görüşmelerine hazır olduğunu gösteren Türkiye'nin durumunu nesnel biçimde değerlendireceğini umuyoruz. Bu çerçevede, Avrupa Birliği ile üyelik görüşmelerimizin başlamasına yönelik kararın en geç 2004 yılı sonunda alınmasını ve görüşmelerin gecikilmeksizin başlamasını beklemekteyiz. 2004 Aralık Zirvesi'nde Avrupalı ortaklarımızın ülkemizin çabalarını yapıcı biçimde değerlendireceğine ve üyelik görüşmelerinin başlatılması yönünde doğru kararı vereceğine inanıyoruz".
Sezer, uluslararası terörizmle savaşımın öneminin, 2003 yılında da kendini bir kez daha üzücü biçimde gösterdiğini bildirdi. Yakın bir geçmişe kadar terörizmden ciddi şekilde etkilenmiş olan Türk Ulusu'nun yüreğinde terörün yol açtığı derin yaralar tazeliğini korurken, geçtiğimiz Kasım ayında İstanbul'da peşpeşe yaşanan saldırıların Türk ve dünya kamuoyunu sarstığına işaret eden Sezer, hiçbir dava ya da amacın insanlık dışı saldırılara gerekçe gösterilemeyeceğini belirtti. Sezer, "Tarih, bir insanlık suçu olan terör eylemleriyle hiçbir yere varılamayacağını gösteren çarpıcı örnekleri bizlere anımsatmaktadır" ifadesini kullandı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yerleşmiş demokratik kurumsal yapıları ve hukuk sisteminin, 14 Aralık 2003 gününde düzenlenen genel seçimler aracılığıyla bir kez daha doğrulandığına dikkat çeken Sezer, "Uluslararası toplumun bu gerçeği kabul ederek seçim sonuçlarını doğru yorumlaması önem taşımaktadır" dedi. KKTC'de devam eden hükümet kurma çalışmalarının kısa sürede sonuçlanmasını ümid ettiklerini bildiren Sezer, 2004 yılının Kıbrıs sorununun kalıcı ve hakça bir çözüme kavuşturulacağı, Kıbrıs Türkleri'nin güvenliğinin ve gönencinin güvence altına alınacağı bir yıl olmasını diledi. "Kıbrıs'ta bir çözümü içtenlikle isteyen ülkemizin bu konuda siyasi istenci bulunduğunun altını çizmek istiyorum" ifadesini kullanan Sezer, "Türkiye, bugüne değin olduğu gibi, bundan sonra da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ve Kıbrıs Türk halkını desteklemeyi sürdürecektir. Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin yıllardır sıkıntı çekmelerine neden olan haksız ambargolardan kurtularak, uluslararası toplumla ve Avrupa'yla bütünleşmesini istiyoruz" dedi.
Sezer, 2003 yılına ilişkin göstergelerdeki olumlu gelişmelerin, temel makroekonomik hedefleri ulaşılabilir kılarak, ülkenin üreten bir ekonomik yapıya yeniden sahip olabileceğini gösterdiğini belirtti. "Ancak, bu umutlu gelişmelerin sürdürülebilir kılınabilmesi için, ekonomimizde giderek azaldığı izlenimi veren kırılganlık noktalarının tümüyle ortadan kaldırılmasına yönelik çabalarla desteklenmesi gerekmektedir" diyen Sezer, dış ticaret hacmindeki artışların da dünya ekonomisiyle daha yüksek oranda bir bütünleşmenin içine girildiğini gösterdiğini kaydetti. Sezer, "2004 yılı, işsizliğin azaltılabildiği, akılcı bir bakışla yeniden tasarlanacak tarımsal politikaların da desteğiyle temel gereksinimler yönünden ülkemizin kendi kendine yeterliliğinin sürddanürülebilir kılındığı bir yıl olmalıdır" değerlendirmesinde bulundu. Rekabet gücü yüksek sanayii, kaliteli ve uluslararası standartlara uygun üretim yapısı, dünyaya açılan başarılı girişimcileri ve dünyanın büyük ekonomileri arasına girme hedefiyle Türkiye'nin önemli bir bölgesel güç olma yolunda ilerlediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Sezer, "Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma ereğimiz, ülkemizin gelişmesini sürdürmesini, demokratik ve uygar bir devlet olma yolunda gereksinim duyulan köklü değişikliklerin ve düzenlemelerin yaşama geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bunların, ülkemizin uluslararası alandaki saygınlığını ve güvenilirliğini artıracağı yadsınamaz" dedi. Laik eğitimin ve öğretim birliğinin dayandığı ilkelerden ödün vermeden kalitesinin yükseltilmesi, çağdaş eğitim olanaklarından herkesin eşit biçimde yararlanması için çaba gösterilmesini gerektiğini bildiren Sezer, "Bu kapsamda zorunlu temel eğitimin 12 yıla çıkarılması kısa erimde gerçekleştirilmesi gereken önemli bir hedef olarak görülmeli, gerekli yapılanmalar kararlılıkla yaşama geçirilmelidir" diye konuştu. Sezer, boyutu, türü ve sonucu ne olursa olsun tüm yolsuzluk olaylarının üzerine kararlılıkla gidilmeli, siyasetin kişisel çıkarlara hizmet etme aracı olarak görülmesinin engellenmesi amacıyla Siyasi Etik Yasası'nın çıkarılması gerektiğini söyledi. "Olayların ve kişilerin, toplumsal değerleri yıpratmasına fırsat verilmemelidir" diyen Sezer, mesajında şu düşüncelere yer verdi:
"Bunlar, siyaset üstü tutulması ve herkesin sahip çıkması gereken hedeflerdir. Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu, girişimcileri, köklü kurumları ve sivil toplum örgütleriyle, zengin kaynaklarını, birikimlerini ve olanaklarını akılcı biçimde değerlendirerek, 21. yüzyılda çok daha iyi bir düzeye ulaşabileceğine inanıyoruz. Toplumumuzun geniş kesimlerinin Türkiye'yi çağdaş dünyada etkin bir ülke olarak öne çıkaracak adımlar üzerinde görüş birliği içinde olması, bu inancımızı ve umudumuzu güçlendirmektedir. Türk Ulusu birlik ve dayanışma içinde tüm güçlüklerin üstesinden gelmiş, çağdaş ve aydınlık bir yaşam için Yüce Atatürk'ün izinde yılmadan ve yorulmadan ilerlemiştir. Türkiye, laik ve demokratik yönetim biçimiyle bugün birçok ülke için örnek durumundadır".
2004 yılının güçlü, geleceğe güvenle bakan, mutlu, huzurlu, yönetimde ve ekonomide istikrarı yakalamış Türkiye'ye ulaşma yolunda yeni bir başlangıç oluşturmasını umut ettiğini belirten Sezer, "Ülkemizin, 2004 yılında saptadığı hedeflere ulaşma yolunda önemli ilerlemeler sağlayacağına inanıyoruz. Umudumuzu, kararlılığımızı ve güvenimizi hiçbir zaman yitirmeden, Devlet ve yurttaş işbirliğiyle ülkemizin gelişmesi ve mutlu yarınlara ulaşılması için daha çok çaba göstermeliyiz" dedi.