Beşiktaş'ın genç yıldızı Gökhan Zan, sezon sonunda Avrupa'ya gideceğine inandığını belirterek, "Kendimde hiçbir eksik görmüyorum. Dünyanın en iyi takımlarında da çok rahat oynarım" dedi.
Siyah-beyazlı defans oyuncusu Gökhan Zan, Futbol Extra Dergisi'ne çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sezon sonunda Avrupa'nın iyi bir takımına gideceğine inandığını belirten Gökhan Zan, "Kendimde hiçbir eksik görmüyorum. Kendimi dünyanın en iyi takımında onayabilecek özgüvende, beceride ve kapasitede görüyorum. Dünyanın en iyi takımlarında da çok rahat oynarım. Beşiktaş'ın paraya ihtiyacı yok, ama elbette gittiğim zaman kulübüme bir şeyler kazandırmak isterim. Zaten Arsenal'e veya bir başka takıma gitmem için kulübümün izin vermesi gerekiyor. Çünkü sözleşmem sürüyor. Eğer Avrupa'ya gitmeyeceksem, Beşiktaş'ta kalıcı olmak ve adımı Beşiktaş tarihine yazdırmak en büyük hedefim. En önemlisi ben futbola Beşiktaş formasıyla veda etmek istiyorum. İleride Beşiktaşlı Gökhan Zan olarak anılmak istiyorum. Sözleşmem bittiğinde kulübüm uygun görürse seve seve imzamı atarım" diye konuştu.
Gökhan Zan, profesyonel bir futbolcu olduğunu, bir gün Siyah-beyazlı takımla yollarının ayrılması durumunda 'Fenerbahçe ya da Galatasaray'a gitmem' demeyeceğini dile getirdi.
'Lucescu Galatasaray'da kalsaydı, ben de Galatasaray'a gitmiş olurdum' diyen Gökhan Zan, "Dardanelspor'da oynarken Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'dan resmi teklifler aldım. Fenerbahçe ve Galatasaraylı yöneticilerle birebir görüştüm. Beşiktaşlılar ile görüşmem olmadı. Başkanım aradı ve 'Seni Beşiktaş'a verdik' dedi, ben Beşiktaş'a imza attım. İlginç olanı, Dardanelspor'da oynarken, sezon sonuna doğru adım kulüplerle anılırken Lucescu beni aradı ve evine davet etti. Galatasaray'ın şampiyonluğu garantilediği haftaydı. Beni Galatasaray'a alacağını ama kendi durumunun henüz belli olmadığını söyledi. Eğer Galatasaray'da kalmış olsaydı belki de o yıl Beşiktaş'a değil Galatasaray'a gitmiş olacaktım. Ama Galatasaray ile Lucescu'nun yolları ayrılınca bu transfer yattı. Lucescu ile Beşiktaş'ta buluşmuş olduk" ifadelerini kullandı.
Bugünkü noktaya gelmesinde en büyük payın Jean Tigana'nın, sonra Fatih Terim'in olduğunu söyleyen Gökhan Zan, "Tigana, sakat olduğum halde bana destek çıktı.
En önemlisi gönderilmeme karşı çıktı, bana inandı ve güvendi. Bu noktaya gelmemde büyük payı var. İkinci büyük pay sahibi ise Fatih Terim hocamızdır. Beni üç kez, sakat olduğum halde Milli Takım kadrosuna çağırdı. Bu bir inanışın ve güvenin göstergesiydi. Ben de bu inancı daha üst seviyeye çıkarmak amacıyla hem Ay-yıldızlı forma için hem Fatih Hoca için her şeyimi ortaya koymaya çalıştım. Onun bu şekilde davranması bana müthiş bir özgüven kazandırdı" şeklinde konuştu.
"KALECİ VOLKAN'IN ACIMASIZCA ELEŞTİRİLMESİ HEM ONA HEM DE MİLLİ TAKIMA ZARAR VERİYOR"
Yediği hatalı goller nedeniyle son günlerde ağır bir dille eleştirilen Fenerbahçe'nin milli kalecisi Volkan'a da sahip çıkan Gökhan Zan, "Kaleci Volkan hatalı goller yiyor, ama bu şekilde acımasızca eleştirilmesi hem ona hem de Milli Takım'a zarar veriyor. Ay-yıldızlı takım ile bu ay kaderimizi etkileyecek iki önemli maç oynayacağız. O maçta kaleyi koruyabilecek tek kalecimiz Volkan. Ona destek çıkmak gerektiği yerde bu yapılmıyor" dedi.
Türk futbolcusu ile yabancı futbolcuların aldığı paralar arasındaki uçurumun takımın performansını olumsuz etkilediğini söyleyen Gökhan Zan, "Biz hiçbir zaman yabancılar gibi para sevdalısı değiliz. Türk futbolcusuna haksızlık ediliyor. Bir standart olması lazım. Türk futbolcusuyla yabancı futbolcunun aldığı paralar da birbirine yakın olmalı. Arada uçurum olması performansı çok etkiliyor. Çünkü para pul işleri takım içinde hep konuşulan konular" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de yabancı futbolcu sayısının sınırlandırılması, yabancı oyuncu kontenjanının en fazla 4 olması gerektiğini belirten Gökhan Zan, "Yabancı sayısı kısıtlanmalı. 6 kişi geleceğine 4 tane çok üst düzey futbolcu getirirsiniz, oynatırsınız. Bence yabancı kontenjanı en fazla dört olmalı" dedi.
Yıllardır 15 kişilik Zan ailesinin reisliğini yaptığını dile getiren Gökhan Zan, "5 kardeşiz, biri özürlü. Yine bedensel engelli bir amcam var. Bunun dışında, eniştem gurbette olduğu için ablam ve iki çocuğuna, anneme, dedeme, nineme ben bakıyorum. Annem, kardeşlerim, ben ve eşim hep birlikte aynı evde kalıyoruz. Aileye babalık görevini ben yapıyorum. Rahmetli babam sakat olduğu için çalışamıyordu. O yüzden yıllardır 15 kişilik ailenin reisliğini yapıyorum, yüküm ağır ama bundan mutluluk duyuyorum" dedi.
Türk hakemleriyle ilgili görüşlerinin Dünya Kupası'nı izledikten sonra değiştiğini ifade eden Gökhan Zan, "Dünya Kupası'nda hakemleri izliyorum, bu kadar hata yapılmaz. Onları gördükten sonra daha Türk hakemine ağzımı açıp da tek kelime söyleyemem. Artık istiyoruz ki Türk hakemleri de Avrupa'da maç yönetsin. O kapasitede hakemlerimiz de var" diye konuştu.