Sibirya'da ortaya çıkan ilginç tarikat

Kumral uzun saçları ve sakalıyla Hz. İsa'yı andıran adam aslında eski bir polis memuru. Müritleri her geçen gür artıyor, tarikatı büyüyor.

Sibirya'nın ücra bir köşesinde, Moskova'dan 3 bin kilometre uzakta, eski polis memuru Sergei Torop, çarmıha gerilimesinden 2 bin yıl sonra tekrar dünyaya gelen İsa Mesih olarak görülüyor.

[**

**](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/sibiryali-mesih/4265/103619/)

5000'den fazla müridi var

48 yaşındaki Torop kendini diğer kasabalardan soyutlamış olan Petropovlovka'da; içinde entellektüellerin, artistlerin ve profesyonel meslek sahiplerinin de bulunduğu 5 binden fazla kişinin ruhani liderliğini üstlenmiş durumda.

Reklam
Reklam

Torop, Çarlık Rusya'nın en gizemli kişiliklerinden Rasputin gibi, büyük saygı görüyor.

Ordudan ayrıldıktan sonra küçük bir Sibirya kasabası olan Minusinsk'de gece vardiyasında polis memurluğu yapan Torop bir süre sonra işinden çıkartıldı.

O dönem, içinde aniden ilahi bir gücün uyandığını hissettiğini belirten Torop, akabinde kendinin insanlığa tekrar huzuru ve barışı getirip onları kurtaracak olan İsa Mesih olduğunu anladığını iddia ediyor ve Tanrı'nın onu dünyaya, insanlığa savaşın kötülüklerini ve doğaya yaptıkları zararı göstermesi için gönderdiğini söylüyor.

Kendi takvimi var; et, içki ve sigara yasak

Köylüler için kendisini Vissarion (vizyoner ya da geleceği gören) olarak adlandıran Torop, 48 yaşında.

Haritalarda bile görünmeyen köyün sakinlerinin birçoğu tahta kulübelerde yaşıyor. Binlerce inanan da, Sibirya'nın kara kışını "mesihlerine" yakın geçirmek için Pertopavlovka yakınlarına taşınmakta.

Torop'a inananlar, sıkı vejeteyan ve kesinlikle sigara ve içki kullanmıyorlar. İbadet edecekleri zamanı da kilise çanının üç kez çalmasıyla anlayan Torop'un müritleri, işlerini yarım bırakıp diz çöküp dua ediyorlar.

Reklam
Reklam

Yurtdışına da açıldı

Rusya'daki eleştirililer, Torop'un kişisel çıkarları için inançlı insanların saf duygularını sömüren sahtekar olduğu yönünde.

Son yıllarda Fransa, İtalya ve Hollanda'ya yaptığı çeşitli ziyaretlerinde yeni müritler edinmeyi amaçlayan Vissarion'un kendi kilisesinin maddi olarak bir gelirinin olmadığını, harcamaların gittiği ülkedeki ev sahipleri tarafından yapıldığını iddia etti.