Bazı araştırmacılar Sibirya'da bir madenin içinde daha önce doğada bulunan herhangi bir şeye benzemeyen yabancı mineraller keşfettiler.
Sciencealert'in haberine göre bulunan mineraller 1980’lerden beri bilim insanlarının laboratuvarda ürettiği yapay minerallere neredeyse aynı yapıda. Fakat şimdiye kadar bunların doğada bulunabileceği hiç kimsenin aklının ucundan bile geçmiyordu.
Laboratuvarda üretilen mineralle, Sibirya'da bulunan minareller metal-organik yapılar olarak biliniyor. Bu mineraller hidrojen ve karbon dioksit gibi gazları çekebilen bir tür moleküler sünger işlevi görüyor.
Karbondioksit salınımlarının gezegenin yaşanabilirliğini tehdit ettiği bir dünyada bu özellik çok kullanışlı olabilir. Fakat madalyonun bir de diğer yüzü var. Bu kullanışlı minareller Sibirya madenlerinde bulundu ama nereden geldiği ya da nasıl oluştukları henüz bilinmiyor...
Daha önce benzer örneklerine de rastlandığı için akla şu soru geliyor:
Bu mineraller başka gezegenlerden ya da uzayda başıboş gezen meteorlarla mı dünyamıza geldi?
Altının başka gezegenden geldiğini söyleyen teoriler var
Değeri hiç azalmayan ve birçok savaşa neden olan altının da aynı bulunan bu yabancı mineraller gibi bu dünyadan olmadığı düşünülüyordu.
Yerli kabilelerinin nehirlerin diplerinde bulduğu yumuşak sarı metaller, güneş tanrısının sembolü olarak gökyüzünden geliyordu. Elbette bu dayanağı olan bir cümle değil ancak altının başka bir gezegenden meteor ile dünyamıza gelip huzurumuzu kaçırdığını gösteren bazı teoriler mevcut.
BBC'nin haberine göre bilim yazarı John Emsley "Neden dünyada yüzeyde altın parçaları buluyoruz? Bunun nedeni, altının, dünyaya meteorlar vasıtasıyla uzaydan gelmiş olması" diyor.
Son 10-20 yıldır, bilim insanlarının kurtarıcısı haline gelen bu teori, dünyadaki altın miktarını açıklamak için tercih ettikleri en etkili araçlardan biri oldu. Yeryüzünün kabuğunda her bin ton madde içinde sadece 1,3 gram altın bulunduğu açıklandı. Fakat bu oran, gezegenimizin oluşmasıyla ilgili kabul edilmiş teorilerle ortaya çıkması gereken orandan bir hayli yüksek.
Dört buçuk milyar yıl önce doğan Dünya'nın yüzeyi yanardağlar ve erimiş kayalarla kaplıydı. Ardından geçen on milyonlarca yıllık dönemde, madde içindeki demir, dış katmandan sızarak dünyanın merkezine çöküverdi. O dönemde, altının da demirle birlikte çökmesi gerekiyordu. Ancak bu olmadı ve bilim insanları, bu gizeme bir açıklama getirmek için 'meteor yağmuru' açıklamasına destek vermek zorunda kaldı.
Imperial College'dan yerbilimci Matthias Willbold "teoriye göre, Dünya, oluşumunun ardından, bir miktar altın taşıyan meteor yağmurlarına maruz kaldı. Bu, altının, yer kabuğu ile Dünyanın merkezi arasında kalan katmana ve yer kabuğuna dağılmasına neden oldu" diyerek bilim insanlarının bundan 3,8 milyar yıl önce meydana gelen meteor yağmurlarıyla ilgili çalışmalarının bulgularıyla altının dünya dışı olması teorisinin örtüştüğünü dile getiriyor. Yıllarca uğruna savaşılan ve şu an değerlenir diye alıp sakladığımız, bazılarımızın sünnetlerde, düğünlerde taktığı altının uzayın deirnliklerinden meteor yağmurlarıyla dünyamıza teşrif etme ihtimali bir hayli yüksek.
Bilimsel araştırmalar ve testlerin sonucu dünyamızdaki altının bir kısmının dünya dışından geldiğini destekler nitelikte. Peki ya Sibirya'da bulunan mineraller? Bazı bilim insanları aynı minerallerin yaklaşık 40 sene önce de bulunduğunu fakat teknolojik imkansızlık yüzünden test edilemedini ileri sürüyor. Sonuçta ortada henüz net bir bilgi var denilemez. Yine de dünyaya uzaydan gelen metaller ve bu metallerin bulunduğu ilginç yerler altın ve metal-organik yapılarla sınırlı değil.
Tutankamun'un meteordan yapılma hançeri
Meteorla dünyamıza inen(?) metaller belki çok kurgusal ve gerçek dışı geliyor, fakat dünya üzerinde meteordan yapıldığına inanılan bazı efsanevi eşyalarda var.
Bunlardan biri efsanevi ve bir o kadar gizemli Mısır Firavunu Tutankhamun'un hançeri. Henüz Mısır’da demir işçiliğinden söz edilemeyecek kadar eski bir dönemden kalan bu hançerin, Tutankamun’un hükümdarlığı sırasında Mısır’a düşen bir göktaşından elde edilen demirden üretildiği söyleniyor. Peki nasıl oluyor da demir işçiliğinin olmadığı bir dönemde hem de uzaydan geldiği iddia edilen bir demir ile hançer yapılabiliyor. Bu sorunun cevabını Evrim Ağacı'nda bulabilirsiniz.
Eğer düzmece bir oyun yoksa doğada nerden geldiği belirsiz bu mineral başka bir galaksiden yıllar önce gelmiş olabilir. Belki de ütopik olan uzaylılardan bir mesaj ya da bi meteordan gelmiştir. Ya da kim bilir belki sadece dünyanın keşfedilmemiş bir güzelliğidir sadece.