KONYA (İHA) - Küresel ısınma nedeniyle dünyanın güneş alma saatlerinin artması, uzun süre güneşte kalan insanların sağlığını tehdit ediyor. Vücut ısısının artmasıyla oluşan güneş çarpması insanların ölümüne bile yol açabiliyor.
Uzmanlar, sıcak havanın ve güneşin etkisini arttırdığı şu günlerde vatandaşları fazla güneş altında ve sıcakta kalmamaları konusunda uyarıyor. Bu tür havalarda normal sıcaklığı 37 derece olan vücut ısısının 40-41 dereceye kadar çıkabildiğini, bunun da vücuttaki hücreleri tahrip ettiğini belirten uzmanlar, özellikle beyin hücrelerinde yaşanan tahribatın ilerlemesiyle insanların hayatlarını kaybedebileceğini dile getiriyor. Uzun süre güneş altında veya sıcakta kalan insanların beyinlerindeki ısıyı
ayarlayan mekanizmanın bozulduğunu vurgulayan uzmanlar, aşırı derece güneş çarpmasına maruz kalan insanların tedavi edilse bile yüzde 20'sinin yaşamını yitirdiğini, tedavi olanların büyük çoğunluğunda ise sinir sistemlerinde hasar oluşabildiğini ve güneş çarpmasına maruz kalan insanın denge ve koordinasyonunun aylarca normale dönemediğini belirtiyor. Güneş çarpmasının belirtileri hakkında da bilgiler veren uzmanlara göre, güneş çarpmasına maruz kalan kişinin vücut ısısı artıyor, aşırı terleme, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, kusma, bulantı, nabız hızlanması görülüyor. Kişinin cildinde kuruma oluyor, denge ve koordinasyonunda bozukluklar yaşanıyor, görme netliği bozulup, göz çukurları belirgin hale geliyor ve hastada bilinç kaybı görülebiliyor.
Güneş çarpmasına maruz kalan kişiye nasıl müdahale edilmesi konusunda da bilgi veren uzmanlara göre, hasta hemen serin ve hava akımı olan bir yere alınmalı, sıkı giysileri gevşetilmeli, hastanın solunumu kontrol edilmeli (gerekirse hava yolu açılıp suni solunuma başlanmalı), hasta su veya vantilatörle soğutulmaya çalışılmalı, ateşi 39 dereceye düşünceye kadar soğutma işlemine devam edilmelidir. Güneş çarpmasından korunma konusunda önerilerde de bulunan uzmanlar şu bilgileri veriyor:
"Zorunlu olmadıkça güneş sıcaklığının en belirgin olduğu 11.00-15.00 saatleri arasında dışarıya çıkılmamalı. Çocukların, özellikle yaşlıların, kalp ve şeker gibi kronik hastalığı olanların buna özellikle dikkat etmesi gerekir. Kapalı alanların havalandırılmasına, yeterli bir hava akımı sağlanmasına özen gösterilmelidir. Bol sıvı ve mineral içeren içeceklerin tüketilmesi gerekir. Kalp hastalığı veya hipertansiyonu olup tuzsuz diyet alan kişiler dışında, gıdalarla tuz alımının arttırılması, tuz kısıtlaması
olanların ise sıvı ve tuz kaybı yönünden çok dikkatli olması gerekiyor. Hafif yemekler, sulu yiyecekler (meyve, salata, çorba vb.) yenmeli, yağlı ağır yemeklerden ve tıka basa yemekten kaçınılmalıdır. İnce, açık renk, bol giysiler giyilmeli, yüzün doğrudan güneş altında kalmasını önlemek için dışarı çıkarken geniş kenarlı şapka giyilmelidir. Dışarıda aktif olarak çalışması gerekenlerin mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, ağır eforlardan kaçınmaya ve sık sık, bol tuzlu sıvı gıdalar almaya daha çok dikkat etmeli, kaliteli ve güneş ışığını iyi filtre edebilen güneş gözlükleri kullanılmalıdır."