Sıcak havalarda yatağa düşüren 5 neden

Yazın en sıcak günlerinin yaşandığı bu günlerde elinde mendille dolaşan birini gördüğünüzde hiç kuşkusuz aklınıza gelen ilk soru; “ Bu güzel havada da hasta mı olunur?” oluyor.

Ama ne yazık ki bu güzel havalar da hasta ediyor hem de azımsanmayacak kadar çok sayıda kişiyi yatağa düşürebiliyor. Bilinçsiz klima kullanımından kulağa su kaçmasına kadar yazın maruz kalınan birçok etken bu hastalıklara zemin hazırlıyor. Acıbadem Taksim Hastanesi KBB Uzmanı Ahmet Erdem Kılavuz, yaz aylarında bizi hasta eden 5 nedeni şu şekilde anlattı:

Havuz ve deniz suyu, dış kulak iltihabı neden oluyor

Orta kulak iltihabı ne kadar kış hastalığıysa, kulak kanalının enfeksiyonu sonrası gelişen dış kulak iltihabı da bir o kadar yazı seven bir hastalık. Deniz ve özellikle havuz suyu, dış kulak kanalındaki koruyucu düşük PH seviyesini yükseltip mikropların yerleşip ve üreyebileceği bir ortam oluşturuyor. Deniz ve havuz suyunun yanı sıra kulak çubuğu kullanımı da bu hastalığa davetiye çıkartıyor. Yoğun ağrı ve tıkanıklık hissi ile kendini gösteren bu hastalıktan korunmak için temizliğinden emin olmadığınız havuzlardan uzak durun, denize ve havuza girerken kulakları tıkaç ya da bone ile koruyun ve kulak çubuğu kullanmayın.

Reklam
Reklam

Klimalar üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açabiliyor

Genelde kış aylarında daha çok görülmekle beraber üst solunum yolu enfeksiyonları, yaz aylarında kendi ellerimizle kış şartlarını oluşturduğumuz durumlarda da görülebiliyor. 30 derece sıcakta kış şartlarının nasıl oluştuğunu merak ediyorsanız cevabı basit: Klimalar. Kuru ve soğuk hava üst solunum yollarındaki mikroplara karşı savunma mekanizmalarını yavaşlatarak mikropların yerleşmesine ön ayak oluyor. Aslında bu yüzden kış ayları ve soğuk havalar bizi hasta ediyor. Bilinçsiz klima kullanımı da aynı etkilere yol açıyor ve sonunda hastaların doktorlara sorduğu ilk soru “Bu sıcak havada nasıl hasta oldum ben?” oluyor. Yapılan çeşitli araştırmalar insanlar için ideal ortam sıcaklığının 22-24 derece arasında olması gerektiğini ortaya koyuyor. Yazın klima mağduru olmamak için oda büyüklüğüne uygun klima kullanmalı, sıcaklık ayarını 22 derecenin altına indirmemeli ve direkt klima akımı altında uyumamaya dikkat etmelisiniz.

Bahar ve yaz aylarında havada artan polen miktarı alerjiyi tetikliyor

Reklam
Reklam

Bahar ve yaz aylarında, hem dışarıda geçirilen zamanın artması hem de doğanın olağan döngüsü gereği, bitkilerin uyanma ve üreme mevsimi olması itibariyle mevcut alerjiler artıyor. Alerji alt solunum yollarında astım, üst solunum yollarında ise burun tıkanıklığı akıntı ve hapşırmayla kendini gösteren rinite yol açabiliyor ve her ikisi de yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürüyor. Bu güzel mevsimin kabusa dönüşmemesi için alerji öykünüz varsa mevsim gelmeden kulak burun boğaz uzmanına başvurmalı, gereken tetkik ve tedavileri mevsim boyunca uygulamalısınız.

Sıcak ve kuru hava burun kanamasına yol açıyor

Her insan hayatı boyunca en az bir defa burun kanaması yaşamıştır. Burnu ikiye ayıran septum adlı duvarın ön kısmı kan damarlarınca çok zengin. Bu damarların yüzeyel olanları sıcaklık ve nem gibi dış faktörlere duyarlıdır. Sıcak ve özellikle kuru hava, bu damarları örten mukoza dokusunun kuruyarak kırılgan haline gelmesine ve dolayısıyla burun kanamalarına yol açıyor. Sık ve kolay burun kanaması öykünüz varsa, güneş ve sıcağın etkili olduğu öğlen saatlerinde dışarı çıkmayın. Ayrıca bu tür sık ve kolay kanamaların çeşitli tedavilerinin olduğunu unutmayın ve mutlaka kulak burun boğaz uzmanına görünün.

Reklam
Reklam

Fiziksel aktivitenin artması travma riskini artırıyor

Yaz ayları genellikle tatil ve eğlence amacıyla dış mekan etkinliklerinin ve su sporları gibi fiziksel aktivitelerin arttığı aylar olduğundan özellikle çocuklar ve genç erişkinlerde travma riski yükseliyor. Baş ve boyun bölgesi travmanın sık görüldüğü vücut bölgelerinden biri. Özellikle burun ve çene kemiklerine ait travmalar sık görülüyor. Bunun önüne geçmek için vücut yapısına uygun güvenli fiziksel aktivite ve sporlar seçmeli, öncesinde gerekli güvenlik önlemleri mutlaka almalısınız. Travma geliştiği durumlarda ise vakit kaybetmeden mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.