Tarih boyunca yemekler sınıflar statüden, toplumsal hayatını düzenine kadar pek çok ayrıntıyı gösterdi. Halkın içinden ya da saray mutfaklarından çıkan kimi tarifler günümüze kadar ulaşmayı başardı. O kitaplarda bugün bize tuhaf gelmeyen yemekler olduğu kadar hiç duymadığımız tarifler de vardı. Yemek kitaplarından derlenen ve tarihin en iyi yemekleri olarak tanımlanan beş yemeği bir araya getirdik.
Tarihin en iyi yemeklerinden biri sıçan turtası olarak görülüyor. Viktorya Dönemi İngilteresi’nde sınıfları aşan bir yemek olan bu lezzet, hem sarayda hem de halk arasında oldukça popülerdi. 22 Nisan 1879 tarihli Sheffield Independent gazetesinde yer alan bir tarife göre, sıçan turtası tıpkı tavşan turtası gibi hazırlanıyordu. Bu tarifte; sıçan yıkanmadan ve dört parçaya ayrılmadan önce sıçan kuyruğunun ve derilerinin çıkarılması önerilmekteydi. Tarifin püf noktası buradaydı. Ayrıca etin, jöle ile kaplanmadan önce biraz domuz yağı ile pişirilmesi tavsiye ediliyordu. Öte yandan sıçanların tüm tüylerinden kurtulmak için önce kızgın yağda kızartılması gerektiği belirtiliyordu.
Tudor Hanedanlığı zamanlığında ortaya çıkan bu yemek hindi ve domuzun bir araya getirilmesinden oluşuyordu. Conckentrice için bir adet yavru domuz ve hindi gerekiyordu. Her iki hayvan da önce ikiye bölünüyor ardından bölünmüş parçalar dikiliyordu. Genellikle domuzun yüz ve karın bölgesi kullanılıyordu. Başka bir ifadeyle domuzun başı hindinin arka ucuna dikiliyordu. 1425’teki bir tarifte, tarihin en iyi yemekleri arasında bulunan Conckentrice’ın yapılışı şu şekilde aktarılıyor: “Bir hindi alın, haşlayın, suyunu süzün, sonra bel kısmından ortadan ikiye kesin. Bir domuz alın, haşlayın ve belden ikiye bölün. İğne ve ipliği alın ve hindinin ön kısmını domuzun arka kısmına dikin. Ve domuzun ön kısmını hindinin arka kısmına dikin. Sonra bir domuz doldurur gibi doldurun. Üzerine bir şiş koyun ve kızartın. Piştiğinde dışını yumurta sarısı, zencefil, safran ve maydanoz suyu ile süsleyin. Kraliyet eti olarak servis edin.”
Orta Çağ döneminde ekonomik olarak iyi durumda olan kişiler iki veya üç öğünde bu yemeği tüketiyorlardı. Kahvaltıda çoğunlukla haşlanmış et ve kızarmış ekmek vardı. Diğer öğünlerde ise kuş, börek, balık ya da rosto et bulunuyordu. 15. yüzyılın ortalarında yazılmış bir yemek tarifi kitabından tavus kuşunun nasıl hazırlanacağı anlatılıyor. Kuşun tüyleri yüzüldükten sonra, et parçalara ayrılmadan kavrulur sonra kuşun tüyleri tekrar kavrulmuş hayvana giydirilirdi. Bu işlem tavus kuşunu canlıymış gibi gösterirdi. Böylece aristokratlar, masanın tam ortasındaki dev tavus kuşuyla, misafirlerine zenginliklerini gösterme olanağına kavuşurdu.
Roma İmparatorluğu’nın mutfak kültürü aslında pratik ve lezzetli yiyeceklerden oluşuyordu. Ancak Romalı bazı insanlar güçlü tatlardan hoşlanıyordu. Apicius olarak bilinen bir yemek kitabında, Romalıların oldukça tuhaf yemekler yaptıkları anlaşılıyor. Haşlanmış flamingo, testis ve denizanası… Apicius isimli yemek kitabı 10 ayrı bölümden oluşuyor. Kitabın 4. bölümünde yumurta ve sakatatlı bir beyin yemeği tarifi veriliyor. Tarife göre, beynin lifli kısımlarının çıkarılması gerekiyor. Daha sonra beyin ve yumurtanın aynı yerde kızartıldığı ifade ediliyor. En son malzeme olan tavuk sakatatlarının ise kızartmadan önce ince ince doğranması tavsiye ediliyor. Son olarak tüm malzemeler bir araya getiriliyor ve servis ediliyor.
İngiliz yemek kitabı yazarı Hannah Glasse’nin 1747 yılındaki çok satan kitabı The Art Of Cookery Made Plain anda Easy’de ilginç bir yemek tarifi bulunuyor. Önce 12 yumurta, krema, şeker, badem ve tereyağdan kaygan bir badem ezmesi yapılıyordu. Ardından kirpi derisi yüzülüyor ve haşlanıyordu. Kirpi piştikten sonra badem ezmesinin üzerine yerleştiriliyor ve servis ediliyordu.