Sifu Nehar Eren’den İdeal Spor Dalı Tavsiyeleri

Kişisel Eğitici Ustası Nehar Eren, spor dalı seçerken hangisini tercih etmemiz gerektiğine dair bilgiler verdi.Sporun...

Kişisel Eğitici Ustası Nehar Eren, spor dalı seçerken hangisini tercih etmemiz gerektiğine dair bilgiler verdi.Sporun insanın hem vücudu hem de ruhu için vazgeçilmez bir deneyim olduğunu, bu nedenle hangi alanda spor yapmanın tercih edileceğinin çok önemli olduğunu bildiren Kişisel Eğitici Usta (Personal Trainer Sifu) Nehar Eren, “Hangi sporu seçerseniz seçin en önemli tavsiyem, etraftan duyduklarınızla çok da ilgilenmemeniz ve o sporu sevip sevmediğinize bakmanızdır. Bu, bütünüyle subjektif bir seçim olabilir, kişinin bilinçaltıyla ve çocukça hayalleriyle şekillenmiş olabilir. İşte tam da bu nedenle en çok sevdiğinizi düşündüğünüz spor dalına yönelin” dedi.İkinci önemli noktanın o sporu başarılı ve referansları düzgün olan bir eğitmenle yapmak olduğunun altını çizen Eren, “Etrafınızda dünyanın en iyi spor dalını yaptıklarını ve öğrettiklerini söyleyen birileriyle hep karşılaşacaksınız. Bununla ilgilenmeyin, hiç kimsenin sizin yerinize spor yaşamınızdaki patikayı seçmesine izin vermeyin, gerekirse biraz zamanınız kaybolsun ama sizin seçtiğiniz bir patikada kaybolsun. Başkasının yolunu tekrarlamayın. Sorgulayın ve bilimsel olarak eleştirin” diye konuştu.Erişkinlere zanaat içeren spor dallarına yönelin tavsiyesiOyun çağındaki çocukları ilk andan itibaren katı ritüel ve kuralları olan spor disiplinlerine yönlendirmenin iyi bir tercih olmayacağını ifade eden Eren, çok iyi eğitmenlerin oyunla karışık ama belli bir gelişimi gözetir tarzda verecekleri bir jimnastik eğitiminin küçük çocuklar için ideal olduğunu söyledi. Çocukların yüzme gibi hayati önem içeren ve akciğer kapasitesi artışı dahil daha birçok olumlu yönü olan bir sporla başlamalarının da hem zevkli hem de devamlılığının kolay olması, hem de ilerisi için iyi bir fizik altyapı sağlaması açısından iyi bir tercih olacağını kaydeden Eren, “Jimnastik ve yüzmeyi çok seven ve bu alanda yetenekli çocuklar bu sporlara devam edecekler, diğer branşlara yönelenler de güçlü bir altyapıya sahip olacaklardır” dedi.Erişkinlere ve daha büyüdüklerinde çocuklara, mükemmele ulaşmaya çalışacağı, üstüne bir şeyler koyarak düzenli ilerleyebildiği ve bir zanaat içeren spor dallarına yönelmesini tavsiye eden Eren, “Tek koşul olmamalarına rağmen Uzak Doğu sporlarının üstünlükleri bu aşamada ortaya çıkar. Zanaat dediğimizde judo, wing chun, karate hemen aklıma gelen stiller arasında. Bu stiller her zaman bir yol (do) felsefesi içeren ve uzun vadede verilecek emek sonucunda kuşakları ya da basamaklarınızı tırmanmanızı sağlayan, esasında bir formu, bir hareketi yakalamak değil kendinizi mükemmele yaklaştırmaya çalıştığınız stillerdir” diye konuştu.Bunun insanın hayatına genel bir arayış ya da anlayış katacağına ve hep iyiyi hedefleyen, disiplin ve çalışmanın önemini gösteren bir yol olacağına inandığını belirten Eren, bu nedenle dövüş sporlarını seçerken tek amacın ringlerde başarı olmamasını önerdi. Eren, “Bu bakış açısı içselleştirildiğinde çocuklarımızın, haliyle de toplumumuzun ileride çok daha gerçekçi, üretken ve ahlaklı bir formasyona ulaşacağına inanıyorum” dedi.“Lütfen egoları boyundan uzun kişilere çocuklarınızı emanet etmeyin”Uzak Doğu sporlarının yolunda ilerlerken kendisine katkısı olan birçok eğitmenin oğluna ya da kızına mentor olarak katkılarının sınırlı olabileceğini düşündüğünü belirten Eren, “Ustalığa ulaşmış birçok kişide ilk farkettiğimiz down to earth ya da humble dediğimiz vakur duruştur. Lütfen egoları boyundan uzun kişilere çocuklarınızı emanet etmeyin. Unutmayın sizin çocuklarınıza verdiğiniz eğitim ve davranış kalıbı onlara yol gösterse de bunun pekiştirilmesi ve sosyal dünyada yansımasında bu eğitmenlerin çok etkisi olacaktır. Sigara ve alkol kullanan veya hayatının kontrolü sıkıntılı olan bir eğitmen benim çocuğuma nasıl yol gösterebilir ki? Mükemmelliğe adanmak (search for perfection) kavramı hayatımızda tahminimizden çok daha önemli bir konudur” diye konuştu.Denge felsefesinin ve başarının ancak emek ve tekrarla yakalanabileceğinin anlaşılmasının çocuklar için önemli bir konu olduğunu da ifade eden Nehar Eren, Uzak Doğu sporlarının tek anlamının siyah kuşağa ulaşmak değil, bu yolu ve ilmi hayat akışı içinde yaşamak olduğunu belirtti. “Siyah kuşaklar, danlar ya da ustalık seviyelerini fethedilecek zirveler değil tam tersi patikanın geçtiği yerlerden biri olarak görebilmek gerekir” diyen Eren, “Kuşakların rengi beyazdan yani saflık veya deneyimsizlikten yavaş yavaş koyuya doğru gider ve en koyu renge ulaştıktan sonra zaman içinde yıkanarak siyah kuşaktan griye ve sonrasında da tekrar beyaza doğru geri döner. Bazı stiller gerçekten siyah kuşağı zor verirken, bazı stillerde eğitmenlik ya da siyah kuşağa 2-3 yılda rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bu, sistemin kalitesizliğini göstermez sadece kuşak sisteminde farklılıkları gösterir. O siyah kuşağı alıp eskisin diye her gün yıkatanlara da rastladığımı için bu uyarıyı yapma ihtiyacı duyuyorum” dedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: