"Sığınmacı konusu küresel sorundur"

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi Emine Nur Günay: - "Türkiye, 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere, 4 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bir küçük Avrupa ülkesinin nüfusu kadar insanı Türkiye'de misafir ediyoruz. Bu kişilere Türkiye 30 milyar doların üzerinde destek veriyor" - "Türkiye, Avrupa'dan gelecek ne 3 milyar avroya muhtaç ne de böyle bir şeye ihtiyacı var. Ancak sığınmacı konusu sadece Türkiye'nin sorunu değil. Bu sorun bölgesel ve küreseldir. Türkiye'ye destek olunmazsa, bunun uzantıları ve yansımaları Avrupa ve diğer ülkelere olacak"

ESKİŞEHİR (AA) - DENİZ AÇIK - Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Üyesi ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, "Sığınmacı konusu sadece Türkiye'nin sorunu değil. Bu sorun bölgesel ve küreseldir. Türkiye'ye destek olunmazsa bunun uzantıları ve yansımaları Avrupa ve diğer ülkelere olacak. Bunu biz AKPM'deki toplantılarda sürekli vurguluyoruz." dedi.

Günay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fransa'nın Strazburg kentinde gerçekleştirilen AKPM Genel Kurulu'nun en önemli gündem konusunun özellikle sınır ötesi ve deniz aşırı ülkelerden gelen sığınmacılar olduğunu belirtti.

Reklam
Reklam

Ege Denizi sahillerinden gelen sığınmacı sayısı ile buna bağlı can kayıplarında çok önemli düşüş görüldüğünü aktaran Günay, şöyle konuştu:

"Ancak Akdeniz tarafında bunun devam ettiği raporlarla doğrulandı. AKPM'deki toplantıda Türkiye'ye teşekkür edildi. Türkiye'nin aldığı önlemler, uyguladığı politikalar sonucu Ege Denizi'nden gelen sığınmacılar konusunda önemli bir gelişme kaydedildiği söylendi. Türkiye ile ilgili Avrupa Birliği'nin vermesi gereken finansal bir destek var. Bu rakam 3 milyar avroydu. İkinci bir dilimi var, 3 milyar avroluk. Bu 3 milyar avro söylenilen zaman içinde gelmedi. Bu finansman tamamen proje bazlı yapılıyor. Bu kadar net bir sistem içinde bile vadedilen destekler verilmedi. İkinci dilimin açılmasıyla ilgili epey tartışma yaşandı. Bazı milletvekilleri tarafından Türkiye'ye yönelik haksız ve acımasız eleştiriler yapıldı. Biz de gerekli cevabı verdik."

Günay, Türkiye'nin 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yaptığına işaret ederek, "Bir küçük Avrupa ülkesinin nüfusu kadar insanı Türkiye'de misafir ediyoruz. Bu kişilere Türkiye 30 milyar doların üzerinde destek veriyor. Türkiye, Avrupa'dan gelecek ne 3 milyar avroya muhtaç ne de böyle bir şeye ihtiyacı var. Ancak sığınmacı konusu sadece Türkiye'nin sorunu değil. Bu sorun bölgesel ve küreseldir. Türkiye'ye destek olunmazsa, bunun uzantıları ve yansımaları Avrupa ve diğer ülkelere olacak. Bunu biz sürekli vurguluyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

- "Avrupa'da kendimizi anlatmaya devam edeceğiz"

Günay, AKPM'deki bazı milletvekillerinin bazı lobilerin etkisiyle Türkiye'ye olumsuz eleştirilerde bulunduğuna değinerek, "Oradaki bazı milletvekilleri, mesleğinden ihraç edilen kişilere işaret ederek, bunu insanlar haklarına bağlıyorlar. Hatta Lüksemburg Dışişleri Bakanı bunu net olarak ifade etti. Biz de hemen orada tepkimizi gösterdik. Türkiye'de şu anda OHAL gündemde. Fransa'daki OHAL süreciyle karşılaştırıyoruz. Fransa, kalıcı kanun şekline getirdikleri bazı maddelerin ardından OHAL'i kaldırdı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin ekim ayındaki toplantılarında kendimizi anlatmaya devam edeceğiz. AKPM'de, Türkiye'de demokratik bir seçim sürecinin yaşandığı, tartışmasız bir seçim sonucunun alındığı ve milletin tercihini yapıp liderine sahip çıktığı konusu net olarak algılanmış durumda. Biz de bunu milletimizden aldığımız güçle çok net bir şekilde AKPM'de fark ettik." diye konuştu.

- "Döviz kuru belli bir bantta oturacaktır"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'ye ve Türk milletine hayırlar getireceğini vurgulayan Günay, yeni sistem içinde bakanlıkların netleştiğini, ardından politika kurullarının devreye gireceğini anlattı.

Reklam
Reklam

Günay, yeni sistemle çok daha hızlı karar alan ve uygulayan bir ekonomi yönetimiyle yola devam edileceğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Cari açıkla ilgili yapısal reformlar yapılacak. Enflasyonla ilgili yapılması gerekenler var. Kur ve faiz de ona bağlı olarak belirli bir düzeye gelecek. Ekonomide de daha çok esnek ve verimli bir sistem içinde icraatların yapılacağına inanıyorum. Ekonomide dalgalanma yaşayabiliriz ancak bunun için gerekli önlemler alındı. Kurdaki dalgalanmaların iki önemli nedeni var. Birisi konjonktürel gelişmeler ki küresel piyasalarda olan gelişmelerdir. Burada dolar ve avro paritesine baktığımız zaman da zaten farklı bir hareketlenme görüyoruz. Gelişmekte olan ülke para birimlerine olan etkisi de doğal olarak olumsuz oluyor ve Türkiye de doğal olarak bundan etkileniyor. Bu dalgalanmalar geçici. Kura bağlı olarak hiçbir şekilde karar verilmesi doğru değil. En kısa zamanda çok istikrarlı bir siyasi döneme girdik. Bunun da ekonomik istikrarın temeli olduğuna inanıyoruz. Önümüze çok rahatlıkla görüyoruz. Kur da belli bir bantta oturacaktır."

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: