Şili Devlet Başkanı anayasa değişikliği referandumu için yasal düzenlemeyi onayladı

Şili Devlet Başkanı anayasa değişikliği referandumu için yasal düzenlemeyi onayladı

Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, diktatör Augusto Pinochet döneminden kalma anayasada değişiklik yapılması için halk oylamasına gidilmesine ilişkin yasal düzenlemeyi onayladı.

Devlet Başkanı Pinera, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, 26 Nisan'da referanduma gidilmesini sağlayacak Anayasa Reformunu yürürlüğe koyduklarını anımsatarak, "Bu süreçte Şilililer, mekanizmalar konusunda ilk söze ve içerik konusunda son söze sahip olacak. Daha iyi bir Şili inşa etmek için birlik ve diyaloğu yeniden kazanmalıyız." ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam

Ülkede iki aydır devam eden protestolarda göstericiler, Pinochet döneminden kalma anayasayı eşitsizliğin temeli olarak görüyor ve anayasa değişikliği talebinde bulunuyordu.

Hükümet ile muhalefet uzun süren görüşmelerin ardından 15 Kasım'da diktatörlük döneminden kalma anayasa değişikliği için referandum düzenlenmesi konusunda anlaşmış, Şili Kongresi, geçen hafta oy çokluğuyla anayasanın referanduma sunulmasına onay vermişti.

Referandumda Şili halkına, yeni bir anayasa isteyip istemediği ve anayasada değişikliğe gidilmesi durumunda yeni anayasayı hazırlayacak heyetin seçimine ilişkin iki soru sorulacak.

- Şili'deki gösteriler

Güney Amerika ülkesi Şili'de gösteriler, başkent Santiago'da günde 3 milyondan fazla kişinin kullandığı metro ücretlerine 6 Ekim'de yapılan zamla başlamış ve 18 Ekim'de de şiddetlenerek birçok kentte yağma olaylarına da yol açan hükümet karşıtı gösteri ve şiddet olaylarına dönüşmüştü.

Gösteriler nedeniyle ülkede 23 kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi yaralanmış, 9 bin 203 kişi gözaltına alınmıştı.

Reklam
Reklam

Pinera, halkın ekonomik sorunlarını anlayamadığı için özür dileyerek, ekonomik yardım paketini hayata geçirmiş, kabinesinden 8 bakanı değiştirmesine rağmen gösteriler devam etmişti.

Bunun üzerine diktatör Pinochet'in 1990'da devrilmesinden sonra ilk kez, doğal afet söz konusu olmamasına rağmen "acil durum" ilan edilmiş ve güvenliği sağlama görevi orduya verilmişti.