HSYK’nın yargı kökenli üyelerinin Ergenekon savcıları ile Ergenekon sanığı Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’e ilişkin atama taleplerinin kriz yaratabileceği belirtiliyor.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) adli ve idari yargı yaz kararnamesi çalışmalarına ilişkin toplantısına dün ilk defa Adalet Bakanı Sadullah Ergin de katıldı. HSYK’nın yargı kökenli üyeleri ile hükümet kanadı arasında yeni bir krizin ipuçlarını veren kararname görüşmelerinde, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar ile Ergenekon davalarına bakan mahkeme hakimleri, Ergenekon sanığı Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ve Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz’ın atanmasına ilişkin görüş ayrılıkları yaşandığı belirtildi. HSYK’nın yargı kökenli üyelerinin Ankara ya da Bursa Başsavcılığı için önerdikleri ileri sürülen Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, VATAN’a yaptığı açıklamada, “Kıdem itibariyle bahsedilen yerlere atanmam sürpriz olmaz” dedi.
Her Temmuz’da çıkıyordu
Adli ve idari yargıda, hakimlerin taleplerine bağlı görev yeri değişiklikleri ile disiplin nedeniyle yapılan atamaları kapsayan yaz kararnameleri genellikle Temmuz ayında çıkıyordu. Böylece görev yeri değişen hakim ve savcılar Ağustos ayındaki adli tatil boyunca taşınma ve çocukların okul kaydı, eş tayini gibi işlerini rahatlıkla görebiliyorlardı. Ancak geçen yıl yaşanan kriz ve bu yıl yaşanan gecikme binlerce hakim ve savcı ile ailelerine büyük mağduriyet yaşatıyor. Ayrıca hakim ve savcı açığı bulunan mahkemelere atama yapılmaması nedeniyle yargıda da işler aksıyor.
Kararname geç gönderildi
Bakanlığın normalde Haziran ayında göndermesi gereken adli yargı yaz kararnamesi taslağı bu yıl 6 Temmuz’da Kurul’a gönderildi. Bakanlığın gecikmesinde Anayasa Mahkemesi’nin HSYK’nın yapısını tamemen değişterecek olan Anayasa değişikliklerine ilişkin kararını beklemesinin etkili olduğu iddia edildi. Bu kararname taslağı HSYK’da ancak 26 Temmuz’da görüşülmeye başladı. Bakanlık 135 idari yargı hakimini kapsayan kararname taslağını 27 Temmuz’da, 138 kişilik ünvanlı hakim ve savcıya ilişkin kararname taslağını ise 30 Temmuz’da HSYK’ya gönderdi. Kurul, Salı ve Perşembe günü yaptığı toplantılarla kararnamenin çıkmasının uzayacağının anlaşılması üzerine bu hafta başından beri her gün çalışma kararı aldı. Kurul’un dünkü toplantısına, Kurul’un başkanı Adalet Bakanı Ergin de katıldı.
Referandum sonrasına kalır mı?
Bu arada atama bekleyen hakim ve savcılar, kararnamenin referandumun yapılacağı 12 Eylül’den sonraya kalabileceği endişesi taşıyor. Referandumdan ‘Evet’ sonucunun çıkması halinde HSYK’nın yapısının tamamen değişecek olması nedeniyle kurulun hükümet kanadının bu yönde bir tercihte bulunabileceği ifade ediliyor.
Ankara ya da Bursa başsavcılığı sürpriz olmaz
KURUL görüşmelerine ilişkin kulislerde çeşitli iddialar ortaya atılıyor. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar ile davalara bakan mahkemelere yedek üye hakim atanması konularında anlaşmazlık yaşandığı, ayrıca yargı kökenli Kurul üyelerinin Ergenekon soruşturmasını yürüten bazı savcılar için terfi önerdiği iddia ediliyor. Buna göre bu savcılar terfi edilerek Ergenekon soruşturmasından uzaklaşmaları sonucu doğacak. Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in Ankara veya Bursa başsavcılığına atanmasının istendiği ve Bakan Ergin ile müsteşar Ahmet Kahraman’ın buna karşı çıktığı da ileri sürülüyor. Bu kararname döneminde bu yönde bir dilekçesinin olmadığını belirten Cihaner ise iddialara ilişkin VATAN’a “Kararnamede olmam ya da olmamam sürpriz olmaz. Ben bu tartışmalardan uzağım, şimdi tatildeyim. Ankara ya da Bursa başsavlığı kıdemim itibariyle çok uzak, çok absürd görevler değil. Ama kurulun takdiri. Atansam da atanmasam da sürpriz olmaz. Sonucu biz de bekliyoruz” dedi. Cihaner, Kurul’un yargı kökenli üyeleri ile hükümet kanadı arasında kendisinin atanması konusunda görüş ayrılığı yaşandığı haberlerine ilişkin olarak da şunları söyledi:
“Bu tür haberler geçen yıllarda da yapıldı. Bunların yıpratıcı amaçla yapıldığını düşünüyorum. HSYK üyelerinin ‘korsan öneri, korsan kararname hazırladığı’ gibi akıl dışı ifadeler kullanılıyor. Oysa kararnameyi çıkarmak Kurul’un görevidir. Ama sanki bu yetki yalnızca Adalet Bakanı ve müsteşarındaymış gibi Kurul üyelerinin önerilerinin ‘korsan’ olduğu iddia ediliyor.” (Vatan)