İstanbul Beyoğlu’nda 8 yıl önce Boston Üniversitesi mezunu 24 yaşındaki Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun apartman boşluğuna düşerek yaşamını kaybetmesine ilişkin Yargıtay’ın beraat kararını bozmasının ardından Paksoy kardeşlerin yeninden yargılanmasına başlandı.
İstanbul 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz yargılanan Can Paksoy ve Emre Paksoy ile Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun annesi Ferah Kural, dedesi Yusuf Ziya Kural, babası Ergün Erköseoğlu hazır bulundu.
'KİMSEYİ ÖLDÜRMEDİM'
Duruşmanın başlamasının ardından Yargıtay’ın bozma kararına ilişkin görüşü sorulan sanıklardan Emre Paksoy “Mahkemenin daha önce verdiği beraat kararı doğrudur. Deliller toplanmıştır. Yargıtay kararı usulen eksikliğe dair bir karardır. Usulen eksikliğin giderilip tekrar beraat kararı verilmesini talep ediyorum” diye konuştu.
Diğer sanık Can Paksoy ise, “Yargıtay bozmasından önce tüm deliller toplanmıştır. Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmıştır. Suçsuzluğum ortaya çıkmıştır. Yargıtay bozması usuldendir. Beraat kararı yerindedir. Kimseyi öldürmedim, öldürmeye teşebbüs etmedim” dedi.
'SİNEM'LE İÇKİNİN ETKİSİYLE YAKINLAŞTIK'
Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığı adına duruşmaya katılan avukat Hatice Boz, Yargıtay’ın bozma kararına uyumasını talep ederek, sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.
Can Paksoy davada verdiği ifade şöyleydi:
T ürkiye ve Amerika arasındaki saat farkından ve uykusuzluktan dolayı yorgundum. O akşam kuzenimin davet etmesi üzerine Ulus 29 adlı kulübe gittik. Oturup içki içtim. Bir süre sonra sigara içmek için sigara bölümüne giderken biri beni kolumdan tuttu. "Sen Aydın'ın arkadaşı mısın" diye sordu. Ben de "Aydın benim kuzenim olur" dedim. Bana, 1 yıl önce kuzenim Aydın aracılığıyla bir doğum gününde tanıştığımızı söyledi. Ben de masaya davet ettim. Bana masada, bir düğünden geldiğini ve orada çok alkol aldığını söyledi. Amerika'da yaşadığını, Türkiye'ye dönmek zorunda kaldığını, Türkiye'de istediği gibi bir iş bulamadığını ve Türkiye'deki hayata alışamadığını anlattı
Sinem'le dans ettik, sohbet ettik, içkinin de etkisiyle bir miktar yakışlaştık. Ulus 29 adlı kulüpten birlikte çıktıktan sonra Sinem'e "Şimdi ne yapalım" diye sordum. Sinem de, "Sen nasıl istersen" şeklinde cevap verdi. Bu konuşmadan sonra Sinem'i ağabeyim Emre Paksoy'un evine davet ettim. Sinem'de bu teklifi kabul etti
Ağabeyimin evine geldik. Otomatiğe bastım, ağabeyim kapıyı açtı. Dairenin kapısını açan ağabeyim odasından içeri girdiğini gördüm. Sinemle birlikte benim kaldığım odaya gittik. Yatağa uzandık. Sohbet etik. Biraz yakınlaştık
Paksoy, sabah uyandığını, Sinem'i yanında görmeyince biraz etrafa bakındığını, bulamayınca ise "Herhalde dışarıya kahvaltılık bir şeyler almak için gitti. Biraz sonra gelir" diye düşündüğünü söyledi.
Paksoy, tekrar uyuya kaldığını, bu kez annesinin bina kapısının önüne gelerek zile basmasıyla uyandığını belirtti. Kapıya açmak için kalktığında ise ağabey Emre Paksoy'un da uyanıp daire kapısına doğru yöneldiğini belirten Paksoy, bunun üzerine ağabey Paksoy'a "Dün gece eve getirdiğim kızı gördün mü?" şeklinde sorduğunu, ağabey Paksoy'un ise "Seni bir gecede terk mi etti" karşılığını verdiğini ifade etti.
Ağabey Mahmut Emre Paksoy ise, "Biraz oturduktan sonra kardeşimin odasına gittim. Sinem'in eşyalarına ve çantasına baktım. Sinem'in adını ilk kez kredi kartına bakarak öğrendim." şekline konuştu. Sinem'in telefonuna baktığını söyleyen Paksoy, şunları kaydetti: "Telefonuna baktım. Kapalıydı. Bütün eşyalarının burada olması ve kendisinin ortada olmaması kafama takıldı. Facebooktan adını soyadını aradım ama profilini bulamadım. Mesaj atacaktım, "Gel eşyalarını al" diye. Eşyalarının alması için yazacaktım. Onun ardından kapının arkasında zincir aklıma geldi. Düşmüş olabileceğini düşündüm. Havalandırma boşluğuna baktı. Elbise ve zemin aynı renkteydi. Saçından fark ettim. 2-3 kez baktım. Kardeşimi aradım. Kızın kendini aşağı atıp intihar ettiğini, eve geri dönmesini söyledim."