Sınır kişilik özelliklerinde; dürtüsellik, duygudurum dengesizliği, negatif kendilik imajı, kendine zarar verici davranışlar ve intihar düşüncelerini sık dile getirme mevcuttur.
Bu görünümün oluşması hem aile ve çevresel faktörler hem de genetik özelliklerle ilişkilidir. Genetik etkiler % 42- 68 oranlarında bulunmuştur. Psikoterapi ihtiyacı bulunan bu kişilerde, duygudurum ve davranış problemleri için farmakolojik tedaviler de uygulanır.
Ergenlerde görülebilen depresif ve kaygılanma şikayetleri, bir sosyal grup ya da ideolojiyle hızlı bir şekilde özdeşim yapma ile kendini gösterebilen kimlik krizleri, otoriteyle çatışmalar, kavgaya meyillilik ve riskli davranış problemleri Sınır kişilik bozukluğunda çok daha şiddetli seviyede ortaya çıkar. Sınır kişilik örgütlenmesi olanların insan ilişkileri, benlik algıları ve duygulanımları tutarsız ve dengesizdir. Aşırı değer verme ve aşırı değersizleştirme arasında gidiş gelişler gösteren, tutarsız kişiler arası ilişkiler sergileme gözlenebilir. Terk edilmemek için aşırı uğraş gösterirler. Kronik boşluk duygusu, öfkeyi kontrol etme güçlüğü, stresle tetiklenen şüpheci yersiz düşünceler ve kişinin bedeni ve çevresini farklı algıladığı disosiyatif belirtiler saptanabilir.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, bu bozukluğun gelişmesinde, belirtilerin ortaya çıkması ve tedavisinde, biyolojik etkenlerin de önemli rolü olabileceği üzerinde durmaktadır. Şimdiye kadar çoğunlukla erken çocuklukta yaşanan olumsuz ve özellikle de travmatik olayların rolü üzerine çok sayıda araştırma yapılmıştır. Bu hastaların arasında travmatik yaşantı bildirenlerin oranı % 90 civarında bildiren araştırmalarla birlikte, belirgin travma ifade etmeyenlerde de sınır kişilik örgütlenmesinin gelişebildiği saptanmıştır. Son yapılan çalışmalarda toplumda yaklaşık olarak % 6 civarında bulunan sınır kişilik bzk. oranının hastaneye başvuranlar arasında daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu hastaların tedavi ve takip altına alınmaları kendilerine zarar verdikleri davranışlar (örneğin kol ve bacaklarına atılan kesiler) veya intihar girişimine kadar göz ardı edilebilir.
Sınır kişilik bozukluğu aynı zamanda depresyon, kaygı, yeme bozukluğu, travma sonrası stres bzk., madde kötüye kullanım gibi diğer psikiyatrik problemlerle de birlikte bulunabilir. Bu problemlerle bir arada bulunduğunda ilaç tedavisi ihtiyacı daha belirgin olmaktadır. Psikoterapideki amaçlar ise kendisinin farkındalığını artırma, kişiler arası ilişkileri ve duygudurumunu tanımlayabilmesi, yanlış inanışları ve düşünce hatalarını düzenleyebilmeyi kapsar. Zihinselleştirme Temelli Psikoterapi veya Diyalektik Davranış Terapileri gibi yöntemlerle kişinin duygu ve davranışlarının düzenlenmesi hedeflenir.
Dr. Nuşin Bilgin
Noropsikiyatri Merkezi