Ülkemizde; sağlık bilincinin tam oturmamasından dolayı,ihmalkarlıktan,sağlık kurumlarından yararlanmanın zorluklarından dolayı hepimiz kendimizde bir rahatsızlık çıkmadan doktoru başvurmayız.
Fakat gebe bir anne kendi sağlığıyla beraber bebeğin sağlığından da sorumludur.Günümüzde birçok hastalığın gebelik döneminde yakalanması mümkündür.
Bu hastalıklardan en çok görülen birkaçından çok kısa bahsetmek istiyorum.
1)Hidrosefali:Beynin içinde bulunduğu su oranının artması ve beynin sıkışması demektir. Beyin sıvısının salgılanması,dolaşması ve tekrar emilmesi bir ahenk içindedir. Bunun herhangi bir noktada bozulması sıvı artışına sebep olur.
Örneğin;menenjit sonrasında emilim bozulursa beyin sıvısı, beyin içinde artar. Yine eğer beyin sıvısının geçiş yolu çeşitli nedenlerle tıkanmışsa,beyinde sıvı birikir.
Bu nedenlerin birçoğu doğumsal olduğu gibi enfeksiyon sonrasında oluşan durum gibi sonradan da oluşabilir.
Bu durumun tedavisi için hadisenin neden olduğunu anlamak ve bu doğrultuda tedavi yapmak gerekir.
2)Mikrosefali: Çocuğun baş çevresinin normalin altında olmasıdır.Primer ve sekonder olarak ikiye ayrılır.Primer mikrosefalinin nedeni,ailesel (genetik) ve çocuğun yapısını belirleyen kromozonlara bağlıdır.
Sekonder mikrosefaliye yok açan başlığa neden sitomegalovirüs denen bir virüs enfeksiyonudur.Yine bazı enfeksiyonlar mikrosefaliye yol açar.
Bunlar dışında omirliği ilgilendiren sayfalarca yazabileceğim hastalıklarvardır. Ben yukarıda iki tane en çok görülen hastalıklardan sonra bir genelleme yaparak organik beyin sendromundan bahsetmek istiyorum.
Organik Beyin Sendromu:Bu terim çok kısa ve kaba olarak; doğum anında anne karnında veya doğum sonrasında beyinde oluşan hasra sonrasından oluşan kalıcı durumları kapsar. Ben beyinde oluşan bu hasarlardan bahsetmek istiyorum.
En sık görüleni doğum anında oluşan çocuğun beyninin oksijensiz kalarak bazı bölgelerinin hasarlanması sonucu oluşan hastalıklardır. Bunu çocukken geçirilen enfeksiyon hastalıkları örneğin; menenjit,ensefalit vs.izler. Bunlar haricinde kazalar sonucu oluşan kafa travmaları ..vs sayabiliriz.
Bunlar haricinde genetik bazı ilerleyici hastalıklar vardır. Bunların tedavisi güç ve bazen başarısızdır. Ben bu yazımda bunlara değinmeyeceğim.
Yukarıda bahsettiğim beyin hasarları olmuş bitmiş olaylardır.Anne ve babalar çocukta bir gelişme kusurunu fark ettikleri zaman hastaneye başvururlar. Bunlardan hastalığın genetik ilerleyici bir hastalık mı yoksa beynin doğum anında mı yoksa daha sonradan mı oluşan hasardan mı olduğu ayırt edilir. Eğer olmuş bitmiş bir hasar olmuşsa genelde hastalar kendi kaderine terk edilir. Bu araştırmalar anında ailede maddi,manevi yıprandığı için yorulur ve umutsuzluğa kapılarak hastaları kendi hastaları kendi hallerine bırakırlar veya tıp dışı umutlar ararlar.
Bu çocuklara iyi bir destek tedavisi ve fizik tedavi büyük yarar sağlar.Fakat bu hastalıkların tedavisi devamlılığı gerektiren tedavilerdir bunun için ailenin umutsuzluğa kapılmayıp tıbba dört elle sarılmaları gerekmektedir.
**Doç. Dr. Serdar Dağ
**
Nörolog