Düşünün olimpiyatlara katılmışsınız, geçit töreninde her ülkenin ismi ve marşı okunuyor, bayrağı sallanıyor... Ancak sizin bir bayrağınız kalmamış, marşınız yok, şans eseri doğduğunuz coğrafyanızdan savaş, kıtlık ve türlü zulüm yüzünden kaçmak zorunda kalmışsınız... Bunlara rağmen yine de umudun var olduğunu, savaşın, mücadelenin sadece silahlarla yapılmayacağını kanıtlamak adına mülteciler sahneye çıkıyor.
"Tüm dünyadaki mültecilere bir umut mesajı göndermek istedik"
Mülteci Olimpik Sporcular takımının kurulmasında büyük çaba sarf eden ve öncüsü olan Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC) başkanı Thomas Bach, girişiminin amacını umut dolu sözleriyle ifade ediyor: “Rio 2016 Olimpiyatları’na ‘Mülteci Olimpik Sporcular’ takımını dahil ederek tüm dünyadaki mültecilere bir umut mesajı göndermek istedik. Ait oldukları bir takım, arkasında yürüyecekleri bir bayrak, çalınacak bir milli marşı olmayan bu mülteci sporcular oyunlara Olimpiyat Bayrağı ve Olimpiyat Marşı ile katılacak, 206 ülkeden 11 bin sporcuyla birlikte Olimpiyat Köyü’nde kalacaklar.” Bach ülkelerinden koparılmış bu insanların başarılı olmalarına marş ya da herhangi bir bayrağın engel olmayacağını bu sözleriyle belirtirken hayatta kalma mücadelesi veren mültecilere umut mesajı veriyor.
Olimpiyat Komitesi’nin açıkladığı 10 kişilik mülteci takımının kadrosunda 2 Suriyeli yüzücü, 2 Kongolu judocu, 1 Etiyopyalı maratoncu, 5 Güney Sudanlı orta mesafe koşucusu yer alıyor. Sporcuların isimleri ve yarışacakları spor dalları ise şöyle:
Yusra Mardini (yüzme),
Rami Anis (yüzme),
Popole Misenga (judo),
Yolande Bukasa Mabika (judo),
Yona Kinde (atletizm),
James Chiengjiek (atletizm),
Anjelina Nadai Lohalith (atletizm),
Paulo Amotun Lokoro (atletizm),
Rose Nathike Lokonyen (atletizm).
Peki ya mülteci sporcular ne diyor?
Güney Sudan’daki savaştan kaçarak mülteci statüsüne yerleşen 28 yaşındaki James Chiengjiek, olimpiyatlara katılımının, mültecilere umut kaynağı olabileceğini şu sözleriyle dile getiriyor:
Ülkesi Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ni terk etmek zorunda kalan bir başka mülteci sporcu Yolande Mabika ise kendi hayatından örnek vererek sözleriyle mültecilere umut dağıttı:
“Başladığımda on buçuk yaşındaydım ve dört yıl sonra yarışmalara katılmaya başladım. Olimpiyat Komitesi’nden aldığım para Brezilya’daki yaşamımı iyileştirmeme katkı sağladı. Judo bana hayatta çok yardımcı oldu. Beni daha güçlü biri yaptı. Dünyadaki mültecilere şu mesajı vermek istiyorum: Umutlarını ve yüreklerindeki inançlarını hiç kaybetmesinler”
Sporcular arasında en çok dikkat çeken isim New York Times'ın Berlin'de röportaj yaptığı Yusra Mardini.
Suriye'deki savaştan kaçarak Almanya'da mülteci statüsüne sahip olan Mardini, Mülteci Takımı'nda 100 metre kelebek ve 100 metre serbest stillerinde yarışacak. Yaşama her ne olursa olsun tutunmamız gerektiğini ve her zaman bir umut olabileceğine değinen Yusra kendisini şu sözlerle ifade ediyor:
“Bu çok güzel bir duygu zira asla vazgeçmemek gerektiğini anlıyorsunuz ve buraya gelmek için çok çaba sarf edildi. Bizden veya onlardan kaynaklanan birçok sorun ortaya çıktı. Ancak devam ettik çünkü hayallerimizin peşinden gidiyoruz.”
Spor tarihinde ilk kez yaşanacak bu durum aslında ilk katılımdan kazanılacak başarıdan çok, temsil ettiği amaç bakımından büyük önem taşıyor. Şans eseri doğdukları coğrafyalarda acı çeken bu insanlar, göçebe olarak hiç alışkın olmadığı topraklarda hayatlarına yeniden başlamak ve kendileri gibi ayakta kalmaya çalışan milyonlara umut vermek adına Rio'da yerlerini alıyorlar.
Olimpiyat bayrağı ve marşıyla katılıyorlar
Yazımızın başında dediğimiz gibi farklı ülkelere savaştan kaçmak zorunda kalan insanlar yaşam mücadelelerini yeni ülkelerinde mülteci statüsü alarak veriyor. Bu da onları bayraksız ve marşsız kılıyor. Tüm dünyada var olan mültecilere bu yüzden bayrağında beş kıtayı sembol eden halkaların bulunduğu olimpiyat bayrağı uygun görülürken marş olarak da olimpiyat marşının çalmasında karar kılındı.
Ayrıca 5-21 Ağustos arasında düzenlenen 2016 Rio Olimpiyat Oyunları'na katılacak Mülteci Olimpiyat Takımı'nın tüm masraflarını IOC öderken, takım oyunlarda diğer ülkelerle aynı statüye sahip olacak.
Bakalım şu sıralar kaotik ortamın hakim olduğu Rio sokaklarında mültecilerin 'umut' amacı taşıyan mücadeleleri tüm huzursuz ortamın önüne geçebilecek mi?