Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Özer, sinsi bir hastalık olan diyabetin erken tanı ve tedavisine dikkat çekerek, özellikle obez, tansiyon yüksekliği ve kolesterolü olan her bireyin kan şekeri yüksekliğine dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
Büyük Anadolu Hastanelerinden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Özer, diyabet hastalığına dikkat çekmek ve bu hastalıkla ilgili olarak farkındalık oluşturmak amacıyla bilgilendirmelerde bulundu. Diyabetin vücutta organ kaybı oluşturarak hayati tehlike oluşturduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Hatice Özer, belirti göstermese bile obez, tansiyon yüksekliği ve kolesterol olan her bireyin mutlaka kan şekeri yüksekliğini kontrol ettirmesi gerektiğini söyledi.
Diyabet hakkında merak edilenler
Uzm. Dr. Hatice Özer, A’dan Z’ye diyabet ile ilgili merak edilenler üzerine şunları söyledi: "Diyabeti kısaca tanımlamak gerekirse, kan şekerinin yükselme durumuna diyabet diyoruz. Bu insülinin mutlak yetersizliği veya insülin direnci sebebi ile kullanamadığı durumlarda kandaki glikozu hücre içine giremediği kanda glikozun yükselmesiyle kendini gösterir. Bulaşıcı hastalık değildir ama salgın hastalık düzeyinde tanımlanmaktadır. Çünkü gün geçtikçe diyabetti hasta sayısında artış göstermektedir. Her yüz kişiden onu diyabetlidir ve gün geçtikçe de bu sayı artmaktadır. Diyabet tanısı açlık kan şekerinin iki kez 126 üzerinde olması, çok su ve idrara çıkılması gibi semptomları varken rastlantısal bir kan şekerinin 200’ün üzerinde olduğu durumlarda veya şeker yükleme testiyle açlık kan şekerinin 126 ikinci ölçümde 200’ün üzerinde veya hemograbin A1 C1’in 6,5 olduğu durumlarda diyabet tanısı koyulabiliyor. Bu tanı için plazma kan tahlilinin yapılması gerekiyor. Kan şekerinin ölçüm cihazıyla kan tahlili ile yapılmaktadır. Normal bireylerde açlık kanlık kan şekeri 75-100 arasında tokluk kan şekeri ise 140’ın altındadır.”
Tip 1 diyabet
Diyabetli bir hastanın mutlaka ilk önce kan şekerinin yüksekliğine göre hangi tip diyabet olduğunun anlaşılması gerektiğini belirten Dr. Hatice Özer, “Tip 1 diyabet genellikle erken yaşta oluşan diyabettir ama bu yüzde yüz erken yaşta olacak bir durum değildir. Her yaşta görülebilir. Bu bilinmeyen bir sebep ile pankreasın insülin üreten yerine vücudun kendi kendine ürettiği antikorlarla ortaya çıkar bu yüzde 80’den yukarı olduğu zaman kan şekeri yükselmeye başlar. Bütün hastalıklar ani şeker yükselmesi ile ortaya çıkar. Bunu yapılan tetkikler sonrasında tip 1 diyabetli olduğunu ortaya koymaktayız. Tip 2 diyabet ise insülin direncinin hakim olduğu diyabet türüdür. Bunlar daha çok genetik yatkınlığı olan kişilerde olur. Ailesinde genellikle tip 2 diyabet vardır. Ama ailesinde tip 2 diyabet olmamasına rağmen beslenme ve farklı durumlar sonucunda ortaya çıkan tip 2 diyabet ortaya çıkabilir. Bunlar genellikle obez, tansiyon yüksekliği, kolesterol taşıyan kişilerde ortaya çıktığını görmekteyiz. Tip 2 diyabet sinsi bir hastalıktır bu yüzden kişinin tanısı geç koyulabilir ve kişinin tanısı koyulduğu zaman kişide organ hasarı başlamış olabilir. Çok su içen, idrara çıkan iyileşmeyen yaralar, sık sık enfeksiyon geçirme yemek yedikten sonra uyku hali, tatlı krizleri, ani kilo artışı ve verilmesi, ağız kuruluğu, terleme, eller de ve ayaklarda uyuşma ve yanma olması gibi durumlarda kişinin mutlaka diyabetik olarak erken tanı ve tedavisinin yapılması gerekiyor” dedi.
Diyabetin tedavisi
Dr. Özer, diyabetin tedavisi hakkında şunları aktardı:
“Diyabetin tedavisi tamamen bireyseldir. Tip 1 diyabette insülin bağımlıları olmalarına rağmen burada insülin kullanımı farklılık gösterebilir. O yüzden bireysel tedavilerde kişiye hangi durumlarda doktora geleceği, kan şekerinin durumuyla ilgili, karbonhidrat tüketimiyle diyeti öğretilmeli. Yani kişiye nasıl beslendiğinde kan şekerinin nasıl ineceği ya da yükseleceği iyi anlatılması gerekiyor. Tip2’de kişi kilolu ise kilo vermesini de sağlayacak tedaviler uygulanmalıdır. Hipoglisemiye sokmadan pankreas böbrek kalp koruyucu medikal tedaviler ile hem kan şekerleri kontrol altına alınmalı, hem de şekerin yaptığı organ hasarlarının önüne geçilmelidir. Kişi uygun tedavi ile pankreas rezervi iyiyse çok rahatlıkla insülin tedavisini bırakabilir. Her insülin tedavisi başlanan hasta ömür boyu insülin kullanmak zorunda değildir."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz