Sinüziti nezleyle karıştırmayın

Burun tıkanıklığı, inatçı öksürük, burun ve geniz akıntısı 10 günden fazla sürüyorsa sinüzitten şüphelenmek gerekiyor.

Tüm dünyada oldukça yaygın görülen sinüzit özellikle kış aylarında artan viral üst solunum yolları hastalıklarının uzaması halinde sık sık tekrarlayarak müzminleşmiş sorunlara yol açabiliyor. Sinüziti olan pek çok hastanın bu tekrarlamalar sırasında yaşam kalitesini bozan burun tıkanıklığı, burun ve geniz akıntısı, baş ağrısı, öksürük, halsizlik, dikkat kusuru gibi yakınmaları oluyor.

Bir üst solunum yolu hastalığı olan sinüzitin herkeste görülebileceğini belirten Doç. Dr. Erhun Şerbetçi, “Genellikle nezle veya griple birlikte veya sonrasında da sinüzit gelişebilir. Bu durumda sinüslerde iltihabi süreç başlar. Hastalarda burun tıkanıklığı, alın ve yüz bölgesinde ağrı ile koyu kıvamlı sarımtrak-yeşil burun akıntıları olur. Her hastanın fark edemediği geniz akıntıları da çoğunlukla görülür” dedi.

Reklam
Reklam

Herkesin hayatında birkaç kez sinüzit ile karşı karşıya kalabileceğini belirten Şerbetçi, “Sinüzitlerin çoğu akut sinüzittir, yani kısa sürede tıbbi tedavi ile iyileştirilebilir. Ancak bazen altta yatan anatomik yapısal sorunlar, alerji, çevresel veya ailevi başka durumların varlığı nedeniyle sinüs kanallarının tıkandığı ya da iyi çalışmadığı durumlarda, tıbbi tedaviye rağmen sinüzit kronikleşebilir” diye konuştu.

ÇOCUK SİNÜZİTLERİ İHMALE GELMEZ
Erişkinlerde çok iyi bilinen sinüzitin çocuklarda da sık rastlanılan önemli bir hastalık olduğunu fakat çoğu kez gözden kaçırılarak ihmal edildiğini belirten Şerbetçi, “Çocuklarda bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben hastalık 10 günden uzun sürüyorsa artık bu bir sinüzit atağıdır. Genelde müzminleşmeyen çocuk sinüzitleri kış aylarında tekrarlayarak devam eder, yaz aylarında ise genellikle geçer. Olağan koşullarda çocuklar büyüdükçe sinüzit atakları azalırken, kalıtsal eğilimli çocuk sinüzitleri ise küçük yaşlarda başlar ve sık sık tekrarlar ya da sürekli hale gelir ve yaş beraber düzelme göstermez” ifadesini kullandı.

Reklam
Reklam

Nezle ve grip sonrası gelişen akut sinüzitler dışında, sinüzitin çok sık tekrarladığı durumlarda veya tıbbi tedaviyle geçmeyen kronikleşmiş sinüzitlerde, sinüslerin boşalmasını engelleyen başka hastalıkların araştırılması gerektiğini söyleyen Şerbetçi, alerjik nezle, sigara kullanımı veya kimyasal maddelerle temas ve burun dokularının yani mukozanın şişmesi, işlevsel özelliklerinin bozulmasının sinüzite eğilim yaratabildiğini belirtti.

KRONİKLEŞMEYEN SİNÜZİT İLAÇLA KONTROL ALTINA ALINIYOR

Sinüzit hastalığına neden olan anatomik sorunlar, tıkayıcı hastalıklar veya iltihabi koşulların doğrudan endoskopik muayenede teşhis edilebildiğini belirten Erhun Şerbetçi, “Endoskopiyi yapan deneyimli uzman birkaç dakika içerisinde sinüslerle ilgili ileri bilgiyi almış olur. Alın, yanak ve göz arası sinüslerin açıldığı ortak bölge rutin endoskopik burun muayenesi sırasında görebildiğimiz bir bölgedir. Kronikleşmeye eğilimli sinüzitlerde tomografi gibi yardımcı görüntüleme yöntemlerine başvurulur. Ancak burada hastalığın takibi adına sık sık tomografi çektirmek gerekli değildir” dedi.

Reklam
Reklam

EN DOĞAL TEDAVİ DENİZ SUYU İLE YAPILIYOR

Müzmin hale gelmiş sinüzitlerde hastaların çevreden duydukları alternatif çözümlere sıkça başvurulduğunu halk arasında en yaygın olarak bilinen doğal sinüzit tedavisinin acı kavun denilen bitkinin sulandırılarak burun içerisine damlatılması şeklinde uygulandığını söyleyen Şerbetçi, doktorlar tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen bu yanlış uygulamanın hala ülkemizde yapıldığını belirtti.

Sinüzitin doğal tedavisinde en etkili yolun deniz suyu ya da tuzlu sularla burun içerisinin yıkanması olduğunu söyleyen Şerbetçi, “Bir bardak içme suyuna bir çay kaşığı doğal tuz (rafine edilmemiş tuz-kaya tuzu) ve yarım kaşık bikarbonat konulup karıştırılarak bir şırınga ile burun boşluğunu günde bir veya iki kez yıkamak, özellikle müzminleşmiş akıntılı sinüzitlerde işe yaramaktadır. Ancak bu uygulamayı çok uzun süre yapmak doğru değildir. Genellikle 1 haftadan fazla yapmamak gerekir. Ayrıca buhar solumaları da sinüslerin açılmasına yardımcı olabilir” dedi.

Anahtar Kelimeler: