ANKARA (İHA) - Yargıtay 1. Başkan Vekili ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Osman Şirin, son günlerde hakkında yapılan spekülasyonlara cevap verdi. Bazı çevreler tarafından karalandığını söyleyen Şirin, "Sorgulanamaz ve vazgeçilmez değerlerin başında yer alan laiklik, Cumhuriyetçilik ve Atatürkçülük kavramlarıyla barışık olmadığım yalanı, tam bir saptırma ile yayılarak, toplum yanıltılmaya çalışılmış, şahsım ve kurumum adına kamuoyu oluşturulmaya çalışılmıştır" dedi.
Şirin, Yargıtay Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında kendisi ile ilgili iddialara cevap verdi. "Yargıç kararı dışında konuşmaz ilkesi sona ermiş toplumu aydınlatma zamanı gelmiştir" diyen Şirin, 10-11 Şubat tarihleri yapılan yeni Türk Ceza Yasası (TCK) ve yansımalarının tartışıldığı sempozyumda Atatürk devrimlerinin mimarı olan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt ile ilgili yaptığı açıklamaların çarptırıldığını savundu. Konferansta yaptığı konuşmanın Yargıtay web sitesinde yayınlandığını hatırlatan Şirin, şunları söyledi:
"Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı olarak, yapmış olduğum konuşmada laik, hukuk devletinin mimarı saygın hukukçu Mahmut Esat Bozkurt'u hangi takdir ifadeleri ile andığımı, Atatürkçülüğü nasıl vazgeçilmez değerlerden saydığımı, yüce önderin yargıya verdiği önem ve değeri hangi görkemli beyanlarla ortaya koyup, bu değerin zamanla zafiyete uğrayışını çarpıcı biçimde ve yetkilileri uyaracak tarzda nasıl ifade ettiğimi görmenizin ve sonuçta okuma ve yazma yorumlama zafiyetinden kaynaklanan haksız ve maksatlı saptırmaların düzeysizliğini belirleyerek kişiliğimize ve temsil etmiş olduğumuz yüce kurum ve erke nasıl saldırı olarak yöneltildiğini ibretle saptamanızın zamanı gelmiştir."
BİLDİRİ YAYINLAYACAK Şirin daha sonra konferansta yaptığı konuşmanın aynısını bir kez daha basın mensuplarına okudu. Saldırıların başlangıç noktası olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun verdiği tartışmalı laiklik kararı olduğunu kaydeden Şirin konuşmasına şöyle devam etti:
"Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararının bütünlüğü göz ardı edilmek ve oluşumuna katkıda bulunan görüşlerden birine yandaş çıkılmak suretiyle yüce Yargıtay'ın bölünmüşlüğüne vehmetmenin gerçekle asla bağdaşmadığını, kapsamındaki her türlü görüşün, kararın vazgeçilmez öğesi ve zenginliğini teşkil ettiğini, her düşüncenin başkanlığımızın imzası ve sahiplenmesi altında bulunduğunu, görüş sahiplerinden herhangi birinin saygın hukukçu kimliğinin asla ve hiçbir şekilde tartışma konusu yapılmayacağını, sözün bu noktasında altını çizerek açıklıyor, süresi henüz sona ermemiş kararı irdeleme dışı tuttuğumu ve herkesin de tutması gerektiğini açıkça ifade etmek istiyorum."
2 gün sonra kendisi ile ilgili yapılan yakıştırmalara ilişkin bir bildiri de yayınlayacağını belirten Şirin, "Demokrasi, Cumhuriyet, laiklik ve Atatürk ilke ve devrimlerinin şahsımızın kalbine ve beynine ve yaşamının vazgeçilmezliğine nasıl geçildiğini 2 gün sonraki bildirimde duyacaksınız. Atatürk ve Atatürkçülüğün; millete güvenmek ve onun gücüne inanmak olduğuna dair değerlendirmelerimizi, o büyük devrimcinin ilkelerinin söylemde bırakılarak değil, eylemle yaşama geçirileceğine dair kararlılığımızı, 2 gün sonra yeniden izleyeceksiniz" ifadelerini kullandı.