Vücudun en büyük ve en hayati organı karaciğeri etkileyen bir rahatsızlık olan siroz, o kadar da masum bir hastalık değildir. Erken tanı konulursa kolaylıkla tedavi edilebileceği gibi çok geç kalınan vakalarda ölümle sonuçlanabilmektedir.
Tek böbrek olmadan, akciğerin bir kısmı alarak ya da bağırsakların tamamen alınmasıyla kişiler hayatına kaldığı yerden devam edebiliyorken, karaciğeri zarar görmüş bir insanın hayatta kalma şansı yoktur. Bu nedenle de böylesine önemli bir organı doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen hastalıklar hafife alınmamalıdır. Önemsenmeyen karaciğer hastalıkları ileri dönemlerde karaciğerde bir tahribat meydana getirir. Siroz ise karaciğerde ileri derecede hasar oluşumuna verilen isimdir. Bu tahribat sonucu karaciğerin yapısı değişir. Karaciğerin yapısı bozularak bi nedbe dokusu oluşumu yaşanır. Hastalığın ilerlemesiyle düzenli olarak çalışan karaciğer dokusu hücreleri azalır. Karaciğer yumuşaklığını kaybeder ve içinden geçmesi gereken kan miktarından daha az kan geçirmeye başlar. Kan karaciğere giremediğinde, fizikteki basınç kuralından da bilindiği gibi kendine farklı yollar aramaya başlar. Yol olarak mevcut damarlardan başka yol alabileceği bir seçeneği olmadığından vücudun çeşitli yerlerindeki damarlarda kan basıncının artmasına sebep olur. Yeteri kadar kan geçmeyen karaciğerin git gide fonksiyonları bozulur ve karaciğer yetmezliği bulgularına rastlanır.
Siroza sebebiyet veren etken hepatit virüsleri değilse siroz bulaşıcı bir hastalık değildir.
Siroz müdahale edilmediği takdirde ilerlemesi devam eden bir rahatsızlıktır. Siroz belirtileri hastalığın başında oldukça hafif olarak hissedilir. Hastalığın derecesinin artması ile birlikte siroz belirtileri de doğru orantılı olarak artış gösterir. Yaygın olarak karşılaşılabilen siroz belirtileri şunlardır:
Sirozun belirtileri, hastalığın başlangıcında kendini yoğun bir şekilde göstermektedir. Önemsenmeyen belirtiler sirozun ilerlemesine sebep olur ve hasta neredeyse karaciğer iflası safhasında sağlık kuruluşuna başvurur. Tanısı için geç kalmamış hastalarda siroz bazı bulgular ile tespit edilebilmektedir:
Tüm bunlar sirozun tanısının konulması için yeterlidir. Sirozun tanısı konulduktan sonra cerrahi işlemler ile karaciğerden bir parça alınarak hastalığın ilerleyip ilerlemediğine bakalır. Hastalığı ilerlemeyen kişiler için tedaviye başlanır.
Siroz karaciğerde geri dönülemez hasarlara neden olabilen bir hastalık olduğu gibi verdiği hasar durdurulabilecek bir hastalıktır. Öncelikle şu bilinmelidir ki sirozun yaptığı tahribat geri döndürülemez türdedir. Yalnızca erken tanı konulan hastalarda, sirozun ilerlemesi durdurulabilmektedir.
Sirozun kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Siroza sebebiyet veren etkenler ortadan kaldırılarak sirozun tedavisi yapılmaktadır. Aşırı alkol tüketen hastalarda, alkol tüketimini azaltarak ya da viral enfeksiyona sebep olan virüsleri yok ederek tedavi yapılmaktadır. Bunun yanında sirozun neden olacağı ağrıları azaltmak amacıyla ilaçlı tedavi yöntemlerine başvurulmaktadır.
Artık hastalığı ileri boyutlarda olan hastalarda karaciğer iflası gerçekleşir. Hastayı hayatta tutabilmenin tek yolu ise karaciğer naklidir.