Şişmanlık kanser riskini artırıyor

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan kanser raporunda, şişmanlığın kanser çeşitlerinin oluşmasında risk faktörü olduğunu bildirdi.

Şişmanlarda kanserden ölüm oranının zayıflara oranla daha fazla olduğunu belirten raporda, "Yapılan bazı çalışmalarda emzirmeyen ve şişman kadınlarda meme kanserinin daha sık görüldüğü bildirilmiştir" ifadesi kullanıldı. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda, kanser, kanser çeşitleri, kanserin nedenleri ve korunma yöntemleri açıklandı. Kanserin belirli bir doku veya organdaki hasarlı hücrelerin kontrolsüz bir biçimde üreyerek bir kitle veya tümör oluşturması olduğunu vurgulayan raporda, kanserin çağımızın en sık rastlanılan hastalıklarından biri olduğu kaydedildi. Söz konusu raporda kanserin oluşmasında etkisi olan faktörler şöyle sıralandı: "Beslenme şekli, Tütün ve Alkol kullanımı, Genetik/Kalıtım, Virüsler ve Enfeksiyonlar, Radyasyona maruz kalma, Hormonlar Alışkanlıklar , Çevre Faktörleri, Fiziksel Aktivite, İlaçlar".

Reklam
Reklam

Beslenme şeklinin kanserin oluşmasında önemli unsurlardan biri olduğu uyarısında bulunan raporda, şu görüşlere yer verildi: "Beslenme kanser oluşmasına etki ettiği gibi, kanser de kişinin beslenme durumunu etkilemektedir. Farklı kaynaklara göre kanserin beslenme ile ilgisi yüzde 10-70 arasında olup, yüzde 35 oranı kabul edilmektedir. Besinler ekiminden başlamak üzere soframıza gelinceye kadar pek çok aşamadan geçerler. Bu aşamalarda besinlerin çeşitli fiziksel, kimyasal vb. değişikliklere maruz kalmaları, yabancı maddelerle kontamine olmaları vb. besinin kalitesini etkilediği kadar o besinin sağlığı bozucu hale gelmesini de etkileyebilir. Organizmada yeni hücre oluşumunda, besinlerin kalite ve miktarı büyük önem taşır. Organizmanın temel taşı olan hücrede oluşacak herhangi bir bozukluk zamanla etkinliğini artırarak dokulara, organlara ve tüm organizmaya yayılır".

BESLENMENİN KANSER OLUŞUMUNDAKİ ROLÜ

Bu arada, bakanlığın kanser raporunda beslenmenin kanser oluşumundaki rolü ise şu şekilde sıralandı:

Reklam
Reklam

-Besinlerde Üreyen Küf ve Toksinler: Besinlerin sıcak ve nemli bölgelerde uygun koşullarda saklanmaması küflenmeye neden olur. Küflerin oluşturduğu mikotoksinler kanser oluşumuna neden olmaktadır. Örneğin aflatoksinin en çok özafagus ve karaciğer kanserine neden olduğu bilinmektedir.

-Besinlerdeki Doğal Kanserojenler: Nitrat ve nitritler besinlerde ve sularda bulunan maddelerdir. Nitritler bölgenin özelliğine göre sularda fazla miktarda bulunabilir. Diğer kaynakları ise etlerin korunmasında kullanılan nitrit ve nitrat tuzlarıdır. Nitrit ve nitratın N-Nitros bileşikleri oluşturdukları bunlarında kanser riskini artırdığı savunulmaktadır. Ayrıca fazla tüketilen tuz da bu tür moleküllerin oluşmasına neden olmaktadır. Sağlıklı bir insanın günlük tuz tüketimi 5-6 gramı geçmemelidir.

-Besin İşleme Yöntemleri: Günümüzde teknolojinin gelişmesinden gıda endüstrisi de etkilenmekte ve besinler pek çok işlemden geçirilmektedir. Bu işlemlerden biri de besinlerin saflaştırılmasıdır. Besinlerin aşırı saflaştırılması posa ve antioksidantların kaybına neden olur. Örneğin buğdayın kepeği ve özü alınarak beyaz un haline getirildiğinde, kanserden koruyucu maddelerin yüzde 90'ı kaybolur. Tüketilen buğdayda posa azaldığından, kolorektal kanser riski artar. Taze sebze ve meyveler toplandıktan sonra işleme koşullarına bağlı olarak vitamin değerlerinde azalmalar olur. Sebzeler oda ısısında ve oksijenle temas edecek şekilde bekletilirse vitamin kayıpları olur. Bu nedenle sebze ve meyveler soğutucuda saklanmalı, kullanılacağı zaman doğranmalıdır. Sebze ve meyvelerin güneşte kurutulması da vitamin kayıplarını artırmaktadır. Bitkisel yağlar kanserden koruyucu, antioksidant vitaminlerden E vitaminini içerirler. E vitamini kaybını önlemek için yağlar ışık ve oksijenle temas etmeyecek şekilde saklanmalıdır.

Reklam
Reklam

-Besin Pişirme Yöntemleri: Pişirme yöntemleri besinlerin yapılarında bazı değişikliklere neden olur. Yanlış pişirme yöntemleri nedeniyle besinlerde kanserden koruyucu vitamin kaybı ve kanserojenler oluşur. Özellikle protein
ve yağ içeriği fazla olan besinlerin (et vb.) direk ateş ile temas ederek, dumanla tütsülenerek pişirilmesi ile kanser yapıcı maddeler oluşmaktadır. Kızgın yağda kızartılmış besinleri çok tüketmek ve yağı yaktıktan sonra yemeklere katmak kanser riskini artırmaktadır.

-Besinlerdeki Katkı Maddeleri: Besin maddelerinin uzun süre bozulmadan saklanabilmesi, raf ömrünün uzatılması, lezzet ve görünümlerinin değiştirilmesi amacıyla kullanılan bazı bileşikler ve renk vericiler kanser riskini artırmaktadır. Bunların zararlı olanlarının kullanımı yasaktır. Kullanımı serbest olanlar ve kullanım miktarları yönetmeliklerle belirlenmiştir. Ancak her şeyde olduğu gibi katkı maddeleri fazla miktarda vücuda alındıklarında zararlı olabilmektedirler. Yapılan araştırmalarda yapay tatlandırıcıların önerilen miktarın üzerinde tüketilmeleri halinde idrar yolu kanserlerine neden oldukları saptanmıştır. Bu nedenle satın alınacak besinlerin etiketleri mutlaka okunmalıdır.

Reklam
Reklam

-Tüketilen Besin Çeşitleri ve Miktarları: Koyun, sığır, keçi ve tavuk etleri, hamburger, sade, yağlı etten yapılan köfteler, sucuk, sosis, salam, tereyağı, içyağı, yağda kızartılmış besinler, nitrit ve nitrat eklenmiş besinler, doğrudan ateşte pişmiş etlerin tüketilmesi kanser riskini artırır. Çünkü çevrede bulunan kanser yapıcı maddeler yağ içinde, besinlerin yağlı kısımlarında birikir ve kolorektal kanserlerini ilerletici safra tuzları gibi maddelerin oluşumu, yağ alımına bağlı olarak artar. Günlük diyetimizde sebze, meyve ve kurubaklagillerin yeteri kadar yer almaması nedeniyle posa tüketimimizin az olmasından dolayı bağırsakta birikip uzun süre kalan artıklar ve salgılardaki öğelerden bakteriler kanser yapıcı moleküller oluştururlar. Bu moleküller barsak yüzeyi ile sürekli temas ettiklerinden kanser oluşma riski artar.

-Şişmanlık: Şişmanlık kanser çeşitlerinin oluşmasında risk faktörüdür. Şişmanlarda kanserden ölüm oranının zayrlmaktadır. Sağlıklı birıflara oranla daha fazla olduğu saptanmıştır. Yapılan bazı çalışmalarda emzirmeyen ve şişman kadınlarda meme kanserinin daha sık görüldüğü bildirilmiştir.

Reklam
Reklam

-Alkol: Aşırı alkol alımının dudak, özafagus, larinks kanserlerine neden olduğu; karaciğer, akciğer kanser riskini artırdığına ait epidemiyolojik bulgular vardır. Alkol mukozal karakterleri değiştirir, enzim ve metabolik fonksiyonları bozar ve bazı organlarda anormallikler meydana getirir. Alkolün distilasyonu sırasında fusel yağları oluşmaktadır. Bu yağlar bazı alkollü içeceklere karakteristik koku ve tat vermektedir. Bu nedenle içkilerde kullanılması kaçınılmaz olmaktadır. Bu yağların deney hayvanlarında karsinojenik etki yaptığı gösterilmiştir. Ayrıca bazı içkilerde de karsinojenik etkisi olduğu bilinen benzoprin gibi maddeler bulunmaktadır.

-Tütün: Tütün çiğnemenin, sigara ve nargile içmenin veya sigara dumanına maruz kalmanın çeşitli kanserlere neden olduğu bilinmektedir. Tütün içimi ile birlikte alkolün alınmasının kanser riskini artırdığı saptanmıştır.

  • Vitamin ve Mineraller: A,C,E vitaminleri ve çinko, kalsiyum, selenyum, iyot ve demir gibi minerallerin yetersizliklerinde de kanser oluşma riski artmaktadır".
Reklam
Reklam

KANSERDEN KORUNMAK İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ

Diğer taraftan, Sağlık Bakanlığı, kanserden korunmak için uygun beslenme önerilerini ise şöyle sıraladı:

  • Yeterli ve dengeli beslenilmelidir.
  • İdeal vücut ağırlığı korunmalıdır.
  • Yağ tüketimi azaltılmalı, yağlı etlerden mümkün oldukça uzak durulmalıdır.
  • Yiyecekleri hazırlarken kızartma, kavurma, tütsüleme yerine ızgara, fırında, buğulama, haşlama gibi pişirme yöntemleri kullanılmalıdır.
  • Günlük tuz tüketimi 5-6 gram olmalıdır.
  • Turşu ve salamura gibi fazla tuzlu yiyecekler az miktarda tüketilmelidir.
  • Günlük 25-30 gram posa tüketilmelidir.
  • Günde en az 3-5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir.
  • Kabuklu yenebilen meyveler kabuğu ile birlikte tüketilmelidir.
  • Sebze yemekleri az suda veya kendi suyu ile pişirilmeli ve hemen tüketilmelidir.
  • Günde 2 porsiyon kurubaklagil yemekleri tüketilmelidir.
  • Kurubaklagillerin ıslama ve haşlama suları dökülmemelidir.
  • Besinlerin saklama koşullarına dikkat edilmelidir.
  • Alkol tüketilmemelidir veya tüketimi azaltılmalıdır.
  • Hazır satılan yiyeceklerin etiketleri incelenmelidir.
  • Besinlerin taze ve kendi mutfaklarımızda hazırlanıp pişirilmiş olanları tercih edilmelidir.
  • Ekmeğin kepekli olanı tercih edilmelidir.
  • Yiyeceklerin hazırlama ve pişirme aşamasında domates, sarımsak, soğan, nane ve maydanoz gibi besinler bolca ve sıkça kullanılmalıdır.
  • Haftada 3 gün en az 30 dakika yürüyüş, yüzme, bisiklet, step vb. egzersizler yapılmalı ve ömür boyu sürdürülmelidir".
Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: