İsrail'de yıllar içinde kulağı şişen ve şiştikçe kötü koku yaymaya başlayan kadına, deride tüberküloz enfeksiyonunun sağ kulağının muazzam bir boyuta ulaşması ve şişmesi nedeniyle "hindi kulağı" olarak tanımlanmasına karar verildi.
JAMA Dermatoloji dergisinde yayınlanan vakaya göre, kadın, 2008 yılında doktorların "büyük ölçüde genişlemiş kulak kepçesi vakası'' ile hastaneye kaldırıldı. Ödemli, kitlesel olarak genişlemiş bir sağ kulak kepçesi ile hastaneye başvuran kadının aslında bu lezyonu çocukluk çağlarından beri yaşadığı tespit edildi ancak son yıllarda kulağı şişmiş ve kötü kokmaya başlamıştı.
Söz konusu dergide araştırmacılar, kadına diaskopi yapıldığını ve kulak kepçesinden 'elma jölesi' görünümünde bir beze çıkarıldığını" yazdı.
Doktorlar, viral veya bakteriyel bir enfeksiyona işaret edebilecek herhangi bir şişmiş lenf nodu bulamadılar ve “genel fizik muayene bulguları dikkate değer değildi” notu düşüldü.
Kadına tüberküloz teşhisi kondu ve bu da cildin rengini ve dokusunu değiştirmişti. Vaka raporuna göre cildin tüberküloz enfeksiyonlarına, Mycobacterium tuberculosis olarak bilinen akciğerleri enfekte eden aynı bakteri neden oluyor.
Kadın ilk olarak 2008 yılında kliniğe gitti ve hindi kulağı için dört antibiyotik ilacı ile iki ay tedavi gördü; tedavi daha sonra takip eden yedi ay boyunca iki ilaca indirildi. Enfeksiyonu tamamen düzeldi ve kulak normal boyutuna geri döndü. Enfeksiyonun bir işareti olarak sadece bir parça yaralı deri kaldı.
Hindi kulağı terimi, özellikle cildin kırmızımsı, engebeli ve dokunması zorlaşmasına neden olan bir kulak memesi enfeksiyonunu ifade ediyor. Hindilerle yapılan karşılaştırma, kuşların etli, engebeli boyunlarına bir referans olabilir ancak vaka raporları, hangi özelliğin isme ilham verdiğini belirtmiyor.
Bununla birlikte, İsrail'deki bir tıp merkezinde yapılan bir incelemede, kadının kulağının bölgelerinin "elma jölesi görünümü" aldığını ortaya çıkardı, bu da kelimenin tam anlamıyla rengin pişmiş elmalardan yapılan bir jöleye benzediği anlamına geliyor.
Infectious Diseases in Clinical Practice dergisinde 2013 tarihli bir rapora göre "elma jeli" terimi, dokunulduğunda jelatinimsi hisseden enfekte olmuş derinin kabarık nodüllerinin dokusunu da ifade ediyor.