Aksu, İçişleri Bakanlığı Konferans Salonu'nda "İnsan Hakları İhlalleri" konulu, bu yıl Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesinde oluşturulan "İnsan Hakları İhlal İddialarını İnceleme Bürosu" idaresindeki web sitesinin de tanıtıldığı basın toplantısı düzenledi.
İnsan hak ve özgürlükleri konusunda yapılan çalışmaları anlatan Aksu, yasalarda işkence ve kötü muamelenin tanımının uluslararası sözleşmelere uygun şekilde yeniden düzenlendiğini, bu suçlar için öngörülen cezaların artırıldığını söyledi.
Aksu, işkence ve kötü muamele ile suçlanan kamu görevlileri hakkındaki soruşturma ve takibatın hızlandırılmasının sağlandığını, Türk Ceza Kanunu ile insan hakları bağlamında sağlanacak iyileşmelere ilişkin çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
İşkence ve kötü muamele suçlarının soruşturulmadığı, bu alanda bir "cezasızlık kültürü" oluştuğu iddialarına dayanak oluşturan; işkence ve kötü muamelenin önlenebilmesinin bir koşulu olarak, bu suçlara yönelik cezaların "caydırıcılığını" engelleyen "idari izin" zorunluluğunun da ortadan kaldırıldığını söyledi.
"İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE İNSANLIK AYIBI"
"İşkence ve kötü muameleyi bir insanlık ayıbı olarak gördüklerini" belirten Aksu, "Münferit dahi olsa, işkence ve kötü muameleye müsamaha gösteremeyiz. Bu itibarla, kamuoyunun önüne 'işkence ve kötü muameleye sıfır tolerans' sloganı ile çıktık.
Ülkemizde 'sistematik işkence' sözcüklerinin kullanılmasından da fevkalade rahatsızlık duyuyoruz. Türkiye'mizde sistematik işkence yoktur" diye konuştu.
Özellikle, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi'nin (AİÖK) Türkiye ziyaretlerinde bu alandaki kaydedilen gelişmeleri izlediğini belirten Aksu, şunları söyledi:
"Bazı odakların aksine komite, hiçbir zaman, yayımlamış olduğu raporların hiçbirisinde, işkencenin 'sistematik' olduğu yönünde bir yargıya yer vermemiştir. Hatta komite, 10 Eylül 2003 tarihli 13. Genel Raporu'nda, ülkemizde 'işkence ve kötü muamele ile etkin mücadele edilmesi için gerekli olan yasal çerçevenin büyük ölçüde tamamlandığını' vurgulamıştır. Komitenin bu alanda yapmış olduğu tavsiyelerin dikkate alınması açısından Türkiye, 'örnek ülke' olarak
gösterilmiştir. Raporda işkence kelimesi yerine kötü muamele ifadesini tercih etmiştir.
Aynı şekilde, Avrupa Birliği'nce, ülkemize ilişkin hazırlanan '2003 İlerleme Raporu'nda, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi ile ilgili kaydedilen gelişmelere yer verilmiştir."
Aksu, insan hakkı ihlalleriyle ilgili kendilerine ulaşan bütün bilgileri dikkatle inceleterek, sorumluların tespitini istediklerini, sorumluluklarını tespit ettikleri kişileri hem idari, hem adli takibata konu edeceklerini söyledi.
İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELEYE "SIFIR HOŞGÖRÜ"
Bakan Aksu, gerek hükümet, gerekse bakanlık olarak, işkence ve kötü muamele olgusu konusunda temel politikalarının "sıfır hoşgörü" olduğunu vurguladı.
"İnsan Hakları İhlal İddialarını İnceleme Bürosu" idaresindeki web sitesinin vatandaşların resmi dairelere gitmeden, evinde, işyerinde, istediği saatte insan hakkı ihlali şikayetlerini iletebilecekleri bir mekanizma olduğunu anlatan Aksu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Yapılan tüm bu çalışmalara karşın, kötü muamelenin bir insan hakları ihlali olarak Türkiye'nin ya da herhangi bir batı ülkesinin gündeminde olmadığını söylemek güçtür. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de, işkence ve kötü muamele, bugün olduğu gibi gelecekte de, bireysel hatalardan kaynaklanan, münferit olaylar olarak varlığını sürdürebilecektir. Fakat, söz konusu olgunun varolmaya devam etmesi, Türkiye'nin kararlılığına asla gölge düşürmeyecektir.
Hükümetimizin, bakanlığımızın ve güvenlik teşkilatlarımızın özen ve kararlılığı ile Türkiye insan haklarının korunması açısından dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olacaktır. Bu politikalarımız sonucunda, hiç ama hiç kimse, Türkiye'yi işkence ve kötü muamele ile ilzam etme imkanı bulamayacaktır."