Sivil toplum kuruluşları Siirt’teki terör saldırısını kınadı

Siirt’te otomobil içindeki 4 kadının bombalı saldırı sonucu hayatını kaybettiği terör olayına, bölgedeki sivil toplum örgütleri tepki gösterdi.
Memur-Sen ve bağlı 11 sendika, Sanayi ve Ticaret Odası, Ziraat Odası Başkanlığı, Esnaf ve Sanatkârlar Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Fıstık Üreticileri Birliği, Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Siirt İş Adamları Derneği, Siirtliler Net Derneği, Siirt Sanayici İş Adamları Derneği, Pervarililer Derneği, Elektrikçiler Derneği, SÖDER, Gençlerin Eğitimini Destekleme Derneği, Tarım Danışmanları Derneği, ortak yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, yıllardır bölgede süregelen çatışma ortamından en çok sivil halkın zarar gördüğü belirtildi. Bu vahşi saldırının meşru, makul, mantıklı, siyasi, akli veya ahlaki hiçbir gerekçesi olamayacağı vurgulandı. Terör olaylarının, bölgedeki huzur ve güveni bozduğu kaydedilen açıklamada, “Terör nedeniyle bölgemizde sınır ticareti gerilemekte, sermaye kaçmakta, işsizlik çoğalmakta ve en fazla zararı bölge halkı görmektedir. Terör olayları, on binlerce insanımızın canına mal olmuş, binlerce aile evlat acısıyla perişan olmuştur. Bölgemizi kan ve gözyaşına mahkûm edenler, bölge sorununda çözümün tarafı olamazlar. Gelinen nokta itibariyle, 'terörü seçenlerin Kürt sorunu derdi değil, Kürtlerin PKK sorunu vardır tezi' doğru çıkmaya başlamıştır.” denildi.
Açıklamada, eylemlerin faillerinin en kısa zamanda yakalanarak adalete teslim edilmesi istendi. “Türkiye’nin yeni anayasaya yoğunlaştığı, uluslararası arenada 9 vatandaşımızı şehit eden İsrail’den özür beklediği bir zamanda, İsrail’in teröre destek vermekle tehdit ettiğinin basına yansıdığı bir ortamda bu tür bir saldırının gerçekleşmiş olması anlamlıdır. Demokrasi ve barışı istemeyenlerin çirkin yüzü bir kez daha bu vesile ile ortaya çıkmaktadır.” ifadelerine yer verildi.
Çirkin saldırının kınandığı açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Gerek içte gerekse dışta, bu ülkenin ana unsuru olan etnik farklılıkların kardeşlik ve birlikteliğini istemeyenler, bu çatışma ortamını körüklemekte, kargaşa, kaos ve kandan medet ummaktadır. Bin yıldan beri birlikte yaşayan kardeş halkların huzurunu bozmayı amaçlayan zihniyet hiçbir zaman başarılı olamayacaktır. Sorunların, şiddet ve tedhiş yöntemleri ile çözülemeyeceği bilinmelidir. Bunda ısrar edenlerin iyi niyetli olduklarını ifade etmek mümkün değildir. Hükümet ve bütün sivil kesimler Kürt sorununun çözümünde acilen inisiyatif alarak mevcut problemi ortadan kaldıracak sivil ve barışçıl projeler geliştirmelidir. Bu projeler, TBMM tarafından müzakere edilip hayata geçirilmelidir.