Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçimleri için dün bir kez daha sandık başına gitti. Sandıkların yüzde yüzü sayılırken, Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan oyların yüzde 52,18'ini alarak yeniden cumhurbaşkanı seçildi. İlk turda yüzde 5.17 oy oranı alan Sinan Oğan'ın ikinci turda Erdoğan'ı destekleme kararı almasının seçim sonuçlarını nasıl etkilediği merak konusu olurken, konuyla ilgili BETİMAR Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Duman dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
CNN Türk canlı yayınında seçim sonuçlarını değerlendiren Duman, "'Sinan Oğan'ın oyları yüksek oranda Erdoğan'a gitti' denilebilir mi?" sorusuna yanıt verirken, İYİ Parti detayına dikkat çekti.
Duman'ın açıklamaları şöyle:
* İkinci tur seçiminde seçmen ne dedi, nasıl bir mesaj verdi?
Seçmen sayın Erdoğan'a dedi ki, '5 yıl bu ülkeyi sen yöneteceksin. Ekonomisi sende, dış politikası sende, iç politikası sende, yerli milli İHA'lar sende, bunların tamamı sende. Biz bekliyoruz kardeşim' dedi. Doğal gazını çıkar, petrolünü çıkar, Doğu Akdeniz'de geri gelme, Libya politikasında ödün verme, Karabağ'dan Suriye politikasına ödün verme...
1 milyona yakın biliyorsunuz ki Suriyeli göçmen gitti ama biz Ümit Özdağ'ın politikaya yaklaşımında şunu gördük; Bu insanları tamamen gitsinler de nasıl oluyorsa gitsinler. Yani ölüme de terk edebiliriz şeklindeydi... Tabi Ümit Özdağ'ın sözleri daha sertti.
Sayın Erdoğan'ın bakış biçimi onlara sosyolojik bir alan ayırmadan onları oraya gönderme şansımız yok. Kendi istekleriyle gitmesini sağlıyor.
1944 yılında Stalin'in savaşından kaçan Karabağ'lı kardeş ülkenin vatandaşlarımızı teslim etmiştik. Bunlar katledilmişti. Suriyeli vatandaşlarla ilgiliğ sıkıntı var. Ama bu Suriyeli vatandaşlarımız da daha öncesinde bize de Kurtuluş Savaşı'nda olsun, Çanakkale'de olsun bu insanlar beraber savaştı. Alt yapısına bir politika hazırlamadan bunlara 'Git efendim' demek yanlış olur.
Aynı yaklaşımı zaten biz şunda da gördük geçen haftalarda; Deprem bölgesindeki vatandaşlarımıza da aynı söylemler oldu. Seçmen bir şekilde 'Benden değilsen kenara git' hesabı oldu. Biz devletin Suriye politikasında doğru bir yaklaşımı olduğunu, onlara güvenli bir bölge oluşturmadan oraya göndermeyeceğini ama bunun için de ciddi hazırlıklar olduğu, briket evler gibi, yaşam alanları oluşturup onlar için yeni Kabine'den sonra bir siyasi yönelim sağlanacaktır.
* 'Sinan Oğan'ın oyları yüksek oranda Erdoğan'a gitti' denilebilir mi?
Mutlaka etkisi oldu. Yüzde 60'lık bir seçmene bir etkisi oldu. Belki İYİ Parti içerisindeki milliyetçi seçmenlerin de kafası karışıktı. Onların da aslında kafasının karışıklığını bir şekilde gidermiş oldu. Zaten Sinan Oğan'ın yerli ve milli bir duruşu vardı.
Evet, sayın Kılıçdaroğlu görüşme yaptı. Evet, kendisine 3 bakanlık, başkan yardımcılığı vs. teklif edildi. Ama burada hiçbir şekilde ne bir başkan yardımcılığı da ne bir bakanlık, her hangi bir pazarlığa girmedi. Yerli ve milli bir duruş gösterdi. Zaten olduğu pozisyon bunu gerektiriyordu. Çünkü dediğimiz gibi karşı tarafta HDP'nin olduğu bir ittifak bileşeni var. Bir bakıyorsunuz öbür tarafta Ali Babacan'ın Türklük kavramıyla alakalı, anayasanın 66. maddesiyle ilgili sıkıntısı var. Hatta ilk 4 maddenin tartışılabileceğini söylüyorlar. Sayın Sinan Oğan'ın orada Millet İttifakı bileşeninde olması için hiçbir gerekçe yoktu zaten.
Net bir şey söyleyeyim. Sinan Oğan'ın siyasi hayatı biterdi. Tarafsız kalsaydı ya da Millet İttifakı tarafını destekleseydi siyasi hayatı biterdi. Çünkü duruşu o değil. Size oy veren seçmen kitlesinin belli bir tabanı var. Bu tabanı analiz ettiğiniz zaman bunlar Türk milliyetçisi. Kendini milliyetçi olarak tanımlayanlar aynı zamanda da seküler milliyetçi. Bu milliyetçi kesimden oy alıyorsun zaten. Ondan kaynaklı, siz buraya mecburen geçmek zorundasınız. Su yolunu zaten bulmuştu. Sinan Oğan sadece kararını verdi. O karar doğrultusunda da arkasından gelecek olan kitleleri de bir şekilde yönlendirmiş oldu.
Sinan Oğan bu saatten sonra bana göre parti kurma eğilimine girmez. Cumhur İttifakı bileşeni içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraber yol hareketi yapar. Bunu açık ve net şekilde söylüyorum. Kendisine görev verilir. Kendisi talep etmez ama görev verilirse de 'hayır' demez. Onu da zaten kendisi de bizatihi söylemek istememiştir.