CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mayıs 2011’de düzenlediği Diyarbakır mitinginden tam 17 ay sonra bu kez Diyarbakırlılar’ın bayramını kutlamak için dün kente geldi. Son seçimlerde Diyarbakır’da oyların sadece yüzde 2,3’ünü alan Kılıçdaroğlu’na sivil toplum kuruluşları ve halk yakın ilgi gösterdi. Kalabalık bir kurmay kadrosuyla kentte temaslarda bulunan Kılıçdaroğlu’nun ziyaretine Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile gerçekleştirdiği samimi diyaloglar damga vurdu.
**'Ağlamayan ana kalmadı'**
Kılıçdaroğlu, genel başkan yardımcıları Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu ve milletvekilleri Ali Rıza Öztürk, Engin Altay ve Oğuz Oyan ile birlikte bayramın 2. gününde temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır’a geldi. Özel uçakla kente gelen Kılıçdaroğlu, ilk olarak Baydemir’i makamında ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’a ilk kez 1976 yılında geldiğini sokakta çocuklara bakarken “Bu çocuklar büyüyünce ne olacak?” diye sorduğunu anlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Laf çok güzel: Analar ağlamasın. Geldiğimiz noktaya bakıyoruz, ağlamayan ana kalmadı. Analar ağlamasın, dedik ama gereğini yaptık mı? Yapmadık. Yol haritası belirledik. Bu sorunun bir toplumsal uzlaşmayla çözülmesi lazım. Siyasetçinin de bir sorumluluğu varsa bir masanın etrafında oturalım, özgürce tartışalım. Tartışmaktan korkmayalım. Bayrağımız, cumhuriyetimiz, bağımsızlığımız, Misak-ı Milli bizim ortak paydamız.”
Kılıçdaroğlu, “Adımın Kemal olduğu gibi eminim, her siyasal partide bu soruna sağlıklı çözüm üretecek arkadaşlarımız var” diyrek şöyle konuştu:
“Bizim yol haritamızı eksik görüyorsanız, siz bir yol haritası belirleyin. Ama temel nokta sorunun çözüm adresi TBMM’dir. Yeter ki siyaset kurumu sorumluluk üstlensin. Bu sorunun çözümü benim siyasi hayatıma mal olacaksa ben onu da feda etmeye hazırım. Benim siyasi hayatım insanın hayatından daha da önemli olabilir mi? ”
**'İçime sindiremiyorum'**
Kılıçdaroğlu, konuşmasında “Sayın Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır’a geldi ve modern bir hapishane sözü verdi. Diyarbakırlılar gidip oy verdiler. Bunu içime sindiremiyorum. Hapishane sözü veren dünyadaki ilk başbakan” dedi.
Baydemir de 58 cezaevinde açlık grevleri olduğuna dikkati çekerek “Bu sürecin vebali hepimizdedir” dedi. Baydemir, Kılıçdaroğlu’na, “Kürtçe bildiğinizi biliyoruz” diyerek, Kürtçe sözlük hediye etti.
**'Açlık grevini bıraksınlar'**
CHP lideri Kılıçdaroğlu, KCK operasyonlarında tutuklanan BDP’li yöteticilerin de katıldığı cezaevlerindeki süresiz, dönüşümsüz açlık grevleri ile ilgili ”İnsan bedenini eğer ölüme yatırıyorsa, bunun üzerinde oturup düşünmemiz lazım” dedi. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Arkadaşlarıma söyledim. Hapishaneleri geziyorlar. Bir kişinin tutuklu veya mahkum olması onun yaşamının devletin güvencesi altında olması anlamına gelir. Bir insan kendisini ölüme yatırıyorsa hepimizin kulak kabartması lazım. İnsan hayatından daha değerli bir şey yoktur. Arzu ederim, eğer bu çağrım kabul edilirse son derece memnun olurum: Bu ölüm oruçlarını bıraksınlar. Onların sesleri belki yeterince kamuoyunda dillendirilmedi. Ama insan hayatı çok değerlidir. Onlar şu veya bu şekilde düşüncelerini aktarırlar. Hükümetin bu konuda daha duyarlı olmasını arzu ederiz, isteriz de.”
**Güven’i ziyaret etmedi**
CHP lideri Kılıçdaroğlu, bir süre önce, “Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz” sözleriyle dikkati çeken Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven ile görüşmedi. Kılıçdaroğlu, Güven’in sözlerini, “toplumu bölen bir söylem” olarak değerlendirmişti.
**Hasta çocukları ziyaret etti**
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ni ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, SSPE hastalarının kaldığı odalara çıktı. Oğlu Mahsun’un yıllardır yatalak olduğunu söyleyen Hediye Dere, ”Biz devletten yardım ya da maaş değil, bir anne olarak sadece çocuğumuzun tedavisini istiyoruz. Lütfen bize yardım edin” dedi. SSPE hastası 15 yaşındaki kızı Özge Pekeler’e refakat eden anne Güllü Pekeler ise ”Kızım 15 yaşında 11 yıldır SSPE hastası. 11 yıldır bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Kendimi öldüreceğim artık” diye konuştu.