Bizler bu yüz akarları karşısında hayrete düştük ve onlar hakkında öğrendiklerimizi hepinizle paylaşmak istiyoruz.
Bu akarlar, insan evrimi boyunca bizimle bir arada yaşadılar ve insan yüzlerinde bulunanlar aslında atalarımızla bağlantılı. Dünyada evrim geçirip göç ettikçe, akarlar da bizimle seyahat etmek zorunda kaldı. Bu nedenle bilim insanları, atalarımızın nerede yaşadığını bu akarları araştırarak bulabilirler.
Cildimizde yaşayan 2 tür akar vardır ve bunlardan biri yüzümüzde yaşar. Örümceklerle yakından ilişkilidirler ve cildin yağlı kısımlarında yaşarlar. Araştırmacılar ayrıca 3 santimetrekare deri üzerinde yaşayan 2 akar olduğunu da buldular.
Karanlıkta sürünmeyi severler ve parlak ışık olduğunda hareket etmeyi bıraktıkları görülüyor. Ve genellikle gece çiftleştikleri zamandır. Bunu yaptıktan sonra, cildin gözeneklerine veya kıl köklerine yumurta bırakırlar.
Yüzümüzde yaşayan akarlar zararsızdır. Bununla birlikte, sayı artarsa ve yüzün belirli kısımlarında kızarıklık olan rosaceaya (gül hastalığı) neden olursa işler değişebilir. Daha zayıf bağışıklık sistemi ve cilt sorunları olan kişilerde semptom geliştirme riski daha yüksektir. Böyle bir durumda, bir doktor kaç tane akar olduğunu belirleyebilir ve buna göre ilaç yazabilir.
Çoğu akar vakası semptomlara neden olmaz. Aslında, küçük miktarlarda bu tür akarlar cildiniz için faydalı olabilir. Bunun nedeni, fazla ölü deriyi temizlemeleridir.
Az sayıda akarın herhangi bir soruna veya semptomlara neden olma olasılığı düşük olduğundan endişelenmenize gerek yoktur. Bununla birlikte, yüzünüzde büyük bir akar istilası olursa, fark edebileceğiniz ilk şey cildin sertliğidir. Bununla birlikte, yanma hissi, artan cilt hassasiyeti, kızarıklık, pullu veya kaşıntılı cilt veya egzama gibi diğer semptomların tümü yüz akarlarının belirtileri olabilir. Bu durumda, bir dermatolog tarafından kontrol edilmek daha iyidir.