GAZİANTEP (AA) - ZUHAL UZUNDERE KOCALAR - Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) bünyesinde hizmet veren Palyatif Bakım Merkezi ve Umut Evi, "Hastanız için yapılabilecek bir şey yok, evinize götürün" anlayışına son vererek hastalar ve yakınlarına umut oluyor.
GAÜN Onkoloji Hastanesi bünyesinde bir yıldır hizmet veren merkezde, kronik hastalıklarına ve yaşlılığın neden olduğu sorunlarına hastanelerde artık yapılabilecek bir şey kalmayan kişilere, bakılıyor, yaşam kaliteleri artırılıyor.
Merkez ayrıca hastanın, evde tedavi için gerekli ortamı sağlamakta güçlük çeken yakınlarına da destek veriyor, onların psikolojik olarak kendilerini rahatsız hissetmelerinin önüne geçiyor.
GAÜN Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı ve Palyatif Bakım Merkezi sorumlusu Doç. Dr. Zeynel Abidin Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kronik hastalıkları ve yaşlılığa bağlı olarak bakıma muhtaç hale gelen kişilerle bu kişilere bakan yakınlarının yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik olan palyatif bakım kavramının Türkiye için yeni bir yaklaşım olduğunu söyledi.
Yurt dışında uzun yıllardır çalışılan ve hizmet verilen bu alanda Türkiye'de de son yıllarda gelişmeler yaşandığını anlatan Öztürk, yaşam süresinin uzamasıyla özellikle ileri yaş grubunda kronik hastalıklarda artışların yaşandığını, bunun da bireylerin yaşam kalitelerini düşürdüğünü, ciddi, acı verici tablolara yol açabildiğini belirtti.
Doç. Dr. Öztürk, palyatif bakım ünitelerinin de bu noktada devreye girdiğine dikkati çekerek, "GAÜN bünyesinde geçen yıl hizmete giren ünitemizi Türkiye'deki üniversiteler arasında yatak kapasitesi açısından en büyük ve en modern ünite olarak nitelendirebiliriz. Amacımız bu tarz problemlerde bu belirtilerin önlenebilmesi, önleyemediğimiz noktalarda ise bir miktar hafifletilmesiyle hastaların ve bakım hizmeti sunan kişilerin yaşam kalitelerini artırmaya yönelik çalışmak." dedi.
Merkezde özellikle yaşın ilerlemesiyle sıklıkla karşılaşılan alzaymır, parkinson vakalarına, kanser ya da kronik akciğer, kalp ve böbrek hastalıkları bulunanlara hizmet verdiklerini ifade eden Öztürk, "Bu hastalıkların neticesinde ortaya çıkabilecek ciddi ağrılar, beslenme yetersizlikleri, enfeksiyon hastalıkları ya da bası yaraları gibi olumsuz tabloların tedavileri hasta profilimizi oluşturuyor. Burada sizin için yapabileceğimiz herhangi bir şey yok demektense sizin için her zaman yapabileceğimiz bir şey var demek temel prensibimizi oluşturuyor. Hastanız için yapabileceğimiz bir şey yok alın evinize götürün anlayışı artık sona erdi." şeklinde konuştu.
Öztürk, merkezde bir yılda 500'e yakın hastaya yatırarak hizmet verdiklerini, ortalama tedavi sürelerinin ise 20 gün olduğunu dile getirdi.
Uzun süreli bakım ve tedavi gerektiren hastalıklarda durumun, hasta yakınları için de zor olabildiğine işaret eden Öztürk, şunları kaydetti:
"Belki de fazla göz önünde bulunmayan ama gerçekten kişilere sosyal anlamda önemli ölçüde acı veren bir alan. Özellikle bu tarz bakım ihtiyacı olan hastalar için evde çok fazla destek tedavisi sağlanamıyor. Çoğu zaman beslenme yetersizlikleri nedeniyle veya acı çekerek enfeksiyon tablosu içerisinde bireyler kaybedilebiliyor. Biz burada yaşam süresi üzerine çok fazla etkisi olmasa dahi yaşam kalitesini artıracak şekilde, hastaların acısını azaltarak, enfeksiyonları kontrol altına alarak ve bakım desteğini sağlayarak, bakım veren kişilerin hem yükünü azaltmış oluyoruz hem de psikolojik olarak onlara destek sunmuş oluyoruz. Merkezimizde beslenmesi, fiziksel ve psikolojik nedenlerle bozulmuş desteğe ihtiyaç duyan, enfekte yatak yarası bulunan ya da kronik şiddetli ağrı semptomları bulunan hastaların tedavisi düzenleniyor. Palyatif bakım sadece hayatın son döneminde değil, aynı zamanda hastalığın tüm evrelerinde rahatsız edici semptomları hafifletmeyi hedefler. "
- "İyi ki böyle bir merkez açıldı"
Merkezde yaklaşık 9 aydır yatarak tedavi edilen Hayriye Kazanasmaz'ın (86) kızı Necla Kirezli ise annesinin 9 yıldır alzaymır hastası olduğunu, sürekli tedavi edildiğini ancak bir yıldır yatalak hale geldiğini söyledi.
Annesinin konuşmadığını, yemek yemediğini, hareket etmediğini anlatan Kirezli, "Artık son zamanlarda biz evde bakmakta zorlanıyorduk. Yatak yarası oluştu, kaldırıp indiremiyorduk. Tuvalet banyo ihtiyaçlarına yetişemiyorduk. Üniversiteye doktorumuza gittiğimizde bize bu merkezin açıldığını söyledi. Geldik ve 9 aydır buradayız. Annem buranın kontrolünde ve hala tedavisi devam ediyor. Evde olsa böyle bir bakım sağlamamız mümkün değildi. Çok uğraştık, evle buranın bakımı mukayese edilemez. Doktorlarımız, hemşirelerimiz, hasta bakıcılarımız hepsinden Allah razı olsun. İyi ki böyle bir merkez açıldı." diye konuştu.
Hastalardan Eşe Çelebi'nin (73) kızı Songül Çelebi de annesinin 2 hafta kentteki bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde yattığını, "Artık yapılabilecek bir şey yok" denilerek eve gönderildiğini ancak evde daha kötüleşmesi üzerine üniversiteye başvurduklarını aktardı.
Üniversitedeki doktorun kendilerini Palyatif Bakım Merkezi ve Umut Evi'ne yönlendirdiğini dile getiren Çelebi, "10 gündür buradayız ve geldiğimize göre çok yol katettik. Şu anda durumu çok iyi, oturabiliyor, yemek yiyebiliyor, konuşuyor. Önceden bizi tanımıyordu, konuşamıyordu. İyi ki de buraya gelmişiz." değerlendirmesinde bulundu.
Eşe Çelebi de eve gitmek istemediğini, merkezde kendisine çok iyi bakıldığını kaydetti.