Skolyoz, omurga dediğimiz kemik yapılarının, ön arka planda yanlara doğru eğrilmesidir. Skolyozun en önemli belirtisi özellikle ergenlik çağındaki kız çocuklarında ortaya çıkar. Bu bahsedilen sebebi bilinmeyen skolyozdur.
Kız çocukları 10-12 yaşlarındayken, özellikle menstrüasyon döneminin başladığı zamanlarda birden boyları uzamaya başlar. Anneleri tarafından sırtlarında bir eğrilik fark edilir. Bu genelde bir omzun diğerine göre daha düşük olması, sırttaki kürek kemiklerinin diğerine göre daha yüksek veya çıkık şekilde olmasıyla olur.
Arkadan bakıldığında skolyoz hastalarının bir omzunun diğerine göre daha düşük olduğu görülmektedir. Tek taraflı hafif kamburluklar olmaktadır.
Skolyoz hastalığının tiplerine göre tedavi yöntemleri vardır. En sık görülen, sebebi bilinmeyen ve genç çocuklarda görülen skolyoz tipinde belirli ölçüm yöntemleri bulunmaktadır. Bu tip hastalara, ayakta tüm omurgayı ve kalça kemiklerini içine alacak şekilde, skolyoz filmi denilen iki yönlü grafiler çekilir. Bu grafilere göre eğriliğin en fazla olduğu yerlerde belirli bir ölçüm yapılır. Ölçümdeki "Kop" açısına göre hastalara çeşitli tedavi yöntemleri uygulanır.
20-40 derece arasındaki hastalar kesinlikle cerrahiye aday hastalar değildir. Ama açı 40 derecenin üzerindeyse, bu tip hastalara cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Cerrahi uygulanmayan hastalarda, yine eğriliğin derecesine bağlı olarak, fizik tedavi, egzersiz, korse tedavisi uygulanabilir.
Cerrahi tedavide, omurlara yerleştirilen vidalar, demir bir çubukla birleştirilir ve eğrilik düzeltilir. Bunu normal insan anatomisine uygun yapmak gerekir. Çocuğun büyüyeceğini de göz önünde tutarsak, olması gerektiği biçimde bu çubuklara şekil vererek, skolyozu cerrahi olarak tedavi etmek mümkündür.
Skolyoz tipleri ana olarak 3 tipe ayrılır. Doğumsal skolyozlar, çocuklarda ve gençlerde görülen adolesan idiopatik skolyoz ve erişkin hastalarda görülen skolyozlardır.
Kabaca yapılmış bir ayrımdır, kendi içlerinde bunların birçok farklı alt grupları da mevcuttur.
Skolyoz tanısı ilk başta yapılacak fizik muayene ile konulur. Hastaların üstü tamamen çıkartılır, öncelikle arka taraftan kalça kemiklerinin hizasına ve omuzların hizasına bakılır. İlk bakıştan sonra hastalara eğilmesi söylenir. Belirgin skolyozu olan hastalar eğildiği zaman, bir taraftaki kürek kemiği diğerine göre daha yüksekte durur. Eğer böyle bir şüphe varsa, bu tip hastalara da skolyoz grafisi yapılmaktadır. Bunda da tüm omurganın birbiriyle olan şekli hem ön - arka hem de yan grafiler ile değerlendirilmektedir. Bu grafinin şekline göre de skolyozun derecesini ve durumunu belirlemek mümkündür.
Derecesi saptanan skolyozlarda da gerekirse MR veya tomografi gibi ek radyolojik tetkikler yapılır, hastalar ardından cerrahi veya cerrahi dışı tedavilere yönlendirilir.
Bu süre maalesef çok değişkendir, çünkü hastalığın eğriliğinin derecesi çok önemlidir. Cerrahi dışı tedavide hastalara fizik tedavi, düzenli egzersiz ve duruma göre korse verilmektedir. Hastalar 6 aylık sürelerle kontrol edilmektedir.
Kontrol grafilerindeki düzelmeye veya kötüleşmeye bağlı olarak da bu süre değişebilir, 3-4 yıla kadar uzayabilir. Hastanın tedaviye verdiği yanıta göre değişmektedir.
Skolyozun cerrahi tedavisinde, omurlara vida konmakta ve eğrilik düzeltilmektedir. Genelde cerrahi tedaviden sonraki birinci gün hastalar yürütülmektedir. Üçüncü veya dördüncü günde taburcu edilmektedir. Hastalar ayağa kalktıklarında 6 hafta süreyle korse takarlar. Ama genelde 2-3 hafta içerisinde, özellikle çocuk hastalar daha erken günlük aktivitelerine dönerler.
6 haftalık süre boyunca dikkat edilmesi gereken tek şey, oturulduğunda veya ayağa kalkıp yüründüğünde korsenin takılmasıdır. 6.hafta sonrasında yapılan kontrolde eğer bir anormallik görülmezse, korse çıkarılır ve ondan sonra da normal günlük yaşantı devam eder.
Skolyozu olan kişiler, günlük aktivitelerin hepsini yapabilirler. Ama bu eğer büyüme çağında bir çocuksa, eğrilik fazlaysa, çok ağır eşyalar taşımaktan kaçınmakta fayda vardır. Günlük yapılması gereken spor aktiviteleri yapılabilir. En çok önerilen spor yüzmedir.
Öne eğilirken, özellikle yerden bir eşya alırken, mümkün olduğu kadar dizleri kırarak eğilmekte fayda vardır. Genel omurga sağlığı açısından da son derece faydalıdır. Onun haricinde dışarıdan yapılacak bir müdahale ile skolyoz eğriliğinin artması mümkün değildir.
Sadece skolyoz hastası olan kişiler için değil, tüm omurga rahatsızlığı olan hastalar için geçerli bir kuraldır. Dikkat edilmesi gereken, özellikle sırt üstü yatıldığında ve el belin altına koyulduğunda, elin hafifçe girebileceği kadar bir mesafe olmalıdır. Eliniz araya hiç girmiyorsa bu yatak çok yumuşaktır, çok boşluk kalıyorsa da serttir. Ne çok sert ne de çok yumuşak yataklar olmamalıdır, yarı sertlikte yataklar tercih etmekte fayda vardır.
Özellikle son yıllarda zaten yatak teknolojisi de ileri derecede geliştiği için, yarı ortopedik yatakları tercih etmek faydalı olacaktır. Kesinlikle tahta gibi sert bir zeminin üzerinde yatmak doğru değildir. Hastalar yatakları belirli bir süre denemeli, kullandıkları yatakta ağrı hissediyorlarsa o yatağı değiştirmelidir.
Cerrahi olmayan hastaların çoğunun genç çocuk olduğunu ve özellikle kız çocuklarında daha fazla görüldüğünü düşünürsek, ileride hamile de olacakları göz önünde bulundurularak fazla kilo almamaya özen göstermelidirler. Öne doğru eğilmelerde özellikle dizleri kırarak yerden bir şey almaya özen gösterilmelidir. Sigara kullanmamakta fayda vardır, sigara, omurgada bulunan kıkırdaklar arasındaki yapıyı bozarak skolyozu olumsuz yönde etkiler. Ek olarak da düzenli spor yapmakta fayda vardır.
Cerrahi hastalarda ise, omurgada belirli sayıda omur vidalarla sabitlendiği için, benzer kurallar aynı cerrahi dışı hastalar gibidir. Kilo almamaya özen gösterilmelidir, yerden ağır şeyler kaldırırken dikkat edilmeli, dizleri kırarak alınmalıdır. Sigara içilmemesi şiddetle önerilir. Spor yapmak da vücut için faydalı olacaktır.
Skolyoz, eğriliğin derecesine bağlı olarak değişmekle birlikte, kişinin yapacağı günlük spor aktivitelerinin çoğunu yapmasına rahatlıkla izin verir. Günlük yaşantımızda en sık kullandığımız spor aktiviteleri olan futbol, basketbol, voleybol ve yüzme gibi sporları, skolyoz hastaları da rahatlıkla yapabilir. Özellikle yüzme, skolyoz hastalarına en sık önerilen sporlardan birisidir.
Bir spor merkezine gidip sırt, karın ve bel kaslarını güçlendirecek egzersizler de rahatlıkla yapılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken dövüş sporları ya da ağırlık kaldırma gibi sporlardır. Çünkü yanlış kaldırılacak ağırlıklar ya da dövüş sporlarında yanlış yapılacak hareketler, bu hastaların omurgalarında zarara yol açacağından pek önerilmez. Ama eğrilik hafifse veya çok azsa, bu kişiler istedikleri her türlü sporu yapabilirler.