Yeni yapılan araştırmalar sonucunda yakın zamana kadar zambakgiller familyasına ait olduğu sanılan soğanın aslında nergisgiller familyasına ait olduğu anlaşıldı. Ana vatanı hakkında görüş farklılıkları olmakla birlikte, Anadolu'yu ve Akdeniz'e kıyısı olan ülkeleri içine alan çok geniş bir coğrafyadan tüm dünyaya yayıldığı biliniyor.
Miktar: 100 gr (çiğ)
Kalori (kcal): 39
Yağ (gr): 0.1
Karbonhidrat (gr): 9
Protein (gr): 1.1
Nüfusun katlanarak çoğaldığı, sanayileşme uğruna tarım alanlarının ve temiz su kaynaklarının tüketildiği yeni dünya düzeninde ne yazık ki doğal kaynaklarla beslenmek çok zor. Tıp dünyası her gün yeni bir buluş yapıyor ama değişen beslenme alışkanlıklarının sebep olduğu, başta kanser olmak üzere kalp-damar hastalıkları ve diyabetin giderek yayılmasının önüne geçemiyor.
Doğal ürünlerle beslenme konusunda dünyadaki diğer ülkelere kıyasla nispeten şanslı sayılırız. Güçlü aile bağlarımız, geleneksel beslenme alışkanlıklarımızı devam ettirmemize yardımcı oluyor. Ve soğan hala bizim için çok değerli. Çok eski çağlardan beri hem sofralarımızda hem de geleneksel bir ilaç olarak soğanı kullanıyoruz.
Kuru soğan, metabolizmanın sağlıklı işleyebilmesi için gerekli olan antioksidanlar bakımından adeta bir şifa kaynağı. Aynı zamanda A, B1 (tiamin), B2 (riboflavin), B6 (piridoksin), B9 (folik asit), C vitaminleri, fosfor, iyot, silis, kükürt, mangan, magnezyum, kalsiyum, çeşitli esansiyel yağ asitleri ve fermentler bakımından oldukça zengin bir yapıya sahiptir.
Soğan suyunun insan sağlığına en önemli faydası ve aslında diğer tüm faydalarının da sebebi, bağışıklık sistemine yaptığı olumlu katkılardır. Bileşiminde bulunan çok sayıda antioksidan sayesinde vücudu yabancı mikroorganizmaların zararlarından korur.
Soğan doğadaki bilinen en iyi antibiyotiktir. Bakterilerin sebep olduğu grip, larenjit, farenjit gibi solunum yolu ve gastrit gibi sindirim sistemi enfeksiyonlarında etkilidir. Bu hastalıkların sebep olduğu ateş, öksürük, mide bulantısı, karın ağrısı gibi şikayetleri ortadan kaldırır.
Sindirim ağızda başlayıp kalın bağırsaklarda son bulan, faydalı besin ögelerinin alınmasını sağlayan bir dizi kimyasal reaksiyon sürecidir. Bu süreçte bağırsaklarda bulunan faydalı bakterilerin çok önemli fonksiyonları vardır. Probiyotik denen bu bakteriler ne kadar çok olursa, sindirim o kadar başarılı, vücut ve psikoloji o kadar sağlıklı olur. Soğanda bulunan ferment (maya) maddeler, probiyotiklerin beslenmesini sağlayarak çoğalmalarına destek olur.
Soğan ve soğan suyunda yüksek miktarda bulunan folik asidin (B9 vitamini) damarların esnekliğini artırdığı biliniyor. DNA sentezinde de çok önemli görevler üstlenen folik asit, yeni hücrelerin yapımında ve hücre hasarlarının tamirinde etkilidir. Damar geçirgenliğini de artırarak kan dolaşımını kolaylaştırır, kalp krizi, felç, inme riskini azaltır. Folik asidi bebeğin anne karnındaki ilk haftalarında, sinir sisteminin gelişme aşamasında da başrolde görürüz.
İdrar üretimini artırarak dokularda biriken suyun boşaltılmasını sağlar. Soğan suyu içerek, artan idrarla birlikte hücrelerde biriken ve tortu yapma tehlikesi olan tuz ve diğer zararlı maddeler de vücuttan uzaklaştırılmış olunur.
Aslında bir bağışıklık sorunu olan saçkıran hastalığıyla ilgili bir araştırma, tedavisine soğan suyu ile devam eden hastalarda saç çıkışının çok daha hızlı olduğunu göstermiştir. Uzmanlar soğan suyunda bulunan sülfür ve fenol bileşiklerinin bazı bünyelerde alerjik reaksiyona sebep olabileceği uyarısında da bulunarak, yardımcı tedavi olarak soğan suyunun kullanılabileceğini söylüyorlar. Saç köklerini güçlendirmek ve saçlı derinin kuruluğunu gidermek de soğan suyunun saça faydaları arasında sayılabilir.
Soğan suyu yaygın olarak sivilce tedavisinde kullanılan geleneksel bir ilaçtır. Bunun için soğan suyu direkt olarak sivilcelerin üzerine sürülebileceği gibi bir miktar balla karıştırılarak da uygulanabilir. Soğan suyunun cilde faydaları sadece sivilcelerde değil, cilt lekelerinde de kendini gösterir.
Çiğ soğan yemek ya da soğan suyu içmek metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını kolaylaştırır. Aynı zamanda idrar söktürücü olduğu için vücutta biriken suyun atılmasını sağlar. Fakat sadece soğan suyu içerek zayıflamak pek de mümkün değil. Bunun için düzenli ve dengeli bir beslenme programı oluşturulmalı ve bu program mutlaka egzersizle desteklenmelidir.
Toplumda soğan suyunun adet söktürücü olduğuna dair yaygın bir inanış vardır. Bu inanış strese bağlı adet gecikmeleri için doğru olabilir. Çünkü soğanın sinirler üzerinde yatıştırıcı etkisi bulunur. Bunun için 1 adet orta boy soğanın dörtte birinin kaynatılmasıyla hazırlanan soğan kürü etkili olur. Hazırlanan bu soğan kürü etkisini ne zaman gösterir sorusu ise en geç 1 hafta şeklinde cevaplanabilir. Ayrıca bu kür, çikolata kisti ve miyom oluşumlarına karşı gösterdiği tedavi edici özelliğiyle de soğan suyu ile hamile kalmak isteyenler tarafından uygulanabilir. Fakat biyolojik sebepli adet gecikmelerinde böyle bir etkisi olmaz, hastalığın tedavi edilmesi gerekir. Bunun için tekrarlayan adet düzensizliklerinde bir kadın hastalıkları uzmanına muayene olmak gerekir.
Soğan suyu elde etmek için 1 büyük boy kuru soğan, rendenin ince tarafında rendelenir. Rendelenmiş soğan bir tel süzgecin içine koyulup süzgeç derin bir kasenin içine yerleştirilir. Bir tahta kaşıkla bastırılarak soğan suyunun kaseye akması sağlanır. Çıkan soğan suyunun miktarına göre bir miktar balla karıştırılarak hem tadı güzelleştirilebilir hem de faydaları artırılabilir. Ancak bu karışımın hemen değerlendirilmesi gerekir. Bu sebeple kullanılacağı zaman ve kullanılacağı miktar kadar soğan suyu elde etmek ve oda sıcaklığında içmek daha doğru olur. Kaynatılmış soğan suyunun zararları olacağı söylenemez ancak kaynatıldığında besin değerlerini ve etkilerini kaybedeceği söylenebilir.
Tüm bitkisel karışımlar ve kürler gibi soğan kürü de tek başına ne bir ilaç ne de bir tedavi yöntemi olamaz. Besin takviyesi olarak kabul edilen soğan kürü, diyabet, kalp-damar, kanser hastalarında doktora danışmadan kullanılamaz. Her insanın metabolizması farklıdır. Tıbbi bir ilaç bile her insanda aynı etkiyi göstermez. Birinin cildine çok iyi gelen soğan kürü bir başkasında alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
Kızlık zarı, vajinal muayenede, ilk cinsel ilişkide ya da vajinaya yabancı bir cisim girmesi halinde yırtılabilir. Yenilen ya da içilen herhangi bir şey kızlık zarına zarar veremez.
İdrar söktürücü etkisi dikkate alınacak olursa, soğan suyunun böbreklerin çalışmasını artıracağını, bunun sonucunda soğan suyu böbrek ağrısı yapar mı sorusuna yersiz bir ağrıya sebep olabileceğini söylemek mümkündür. Böbreklerde teşhisi konmuş, tedavi görülen herhangi bir rahatsızlığı olanların soğan suyu kullanmasının bir sakıncası olup olmayacağını doktorlarına danışması gerekir. Doktor da bunun ancak deneyerek anlaşılabileceğini söyleyecektir.