Diyetisyen Kübra Akın, soğanın antibiyotik özelliğinin yanı sıra, kan şekerini düzenleyici etkisi olduğunu, özellikle şeker hastalarının yemekle birlikte soğanı tüketebileceklerini söyledi. Soğanın karaciğer ve bağırsakları da temizlediğini ifade eden Akın, "Mide mukozasındaki bezlerin salgısına uyarıcı etki yaptığı için iştah açıcı yönü de vardır. Bronşit öksürük, boğaz iltihabı için etkilidir. İlaç sanayinde de balgam söktürücü olarak soğanın içindeki cystein maddesi kullanılır" dedi. Soğanın C vitamini için çok iyi bir kaynak olduğunu belirten Akın, "Araştırmalar taze soğanın HDL dediğimiz iyi kolesterolün seviyesini arttırdığını göstermiştir. Yüksek kan basıncını önler. Damarların genişlemesini sağlar. Kanserden koruyucu etkisi vardır. Çok iyi bir antioksidandır. Vücutta tümör ve benzeri zararlı oluşumların oluşmasını engellemede yardımcıdır. Kansere karşı koruyucudur. Zengin içeriğinden dolayı güç ve sağlık veren bir besindir. Soğanda bol miktarda A, B ve C vitaminleri, fosfor, iyot, kükürt gibi vücuda çok faydalı maddeler bulundurur. Antibiyotik özelliği gösterir. Kan şekerini düzenleyici etkisi vardır. Özellikle şeker hastaları yemekle birlikte tüketebilirler. Karaciğer ve bağırsakları temizler. Mide mukozasındaki bezlerin salgısına uyarıcı etki yaptığı için iştah açıcı yönü de vardır" diye konuştu.
"Soğan kokusundan rahatsız olanlar, kokuyu gidermek için maydanoz tüketsin" diyen Akın, "Birçok insan soğanı kokusundan dolayı tüketmekten kaçınır. Ağzın kokmasını önlemek için soğan yedikten sonra muhakkak çiğ maydanoz yenmelidir, ağızda iyice çiğnenmelidir. Soğandaki kükürtlü bileşenler ısıyla parçalandığı için çiğ tüketilmelidir. Soğan doğrandıktan sonra en geç 30 dakika içinde tüketilmelidir. Havayla temas etmesi içerdiği yararlı maddelerin kaybına yol açar ve geç tüketilmesi midede gaz, ekşime ve ağrılara neden olabilir" şeklinde konuştu.