Soğuk algınlığına dikkat

İSTANBUL (İHA) - İnfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotik kullanımının yanlış olduğunu dile getirerek, hastalığın bebeklerde, çok yaşlılarda ve bağışıklık sisteminde bozukluk olan kişilerde ölümlere neden olabileceğini söyledi.

Soğuk algınlığının, çeşitli virüslerin yol açtığı, üst solunum yollarında bazı belirtilere yol açan hafif seyirli bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Dilek Leyla Mamçu, soğuk algınlığının en çok yetişkinlerde görüldüğünü belirtti. Sağuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yerinin olmadığını kaydeden Mamçu, bu konuda sıklıkla yanlış yapıldığını söyledi.

Reklam
Reklam

Dilek Leyla Mamçu, soğuk algınlığının çok yaygın bir infeksiyon olduğunun altını çizerek, gelişen ulaşım olanakları sayesinde etken virüslerin dünyanın her yerinde ve ikliminde infeksiyonun ortaya çıkmasına yol açabileceğini dile getirdi. Soğuğun direkt hastalığa yol açtığını söylemenin mümkün olmadığını kaydeden Mamçu, "Soğuk algınlığı genellikle okulların açılması ile eş zamanlı olarak sonbahar mevsiminde görülmeye başlar. En sık kış mevsiminde görülür. Bunun başlıca nedenleri arasında kötü havalandırılan ortamlarda daha çok zaman geçirilmesi, güneş ışınlarının daha az oluşu, daha toplu halde yaşanması, bu mevsimde stresin daha fazla olması ve burundaki koruyucu mukozanın soğuması ile virüslerin çoğalması sayılabilir" dedi.

"STRES RİSK FAKTÖRÜ" Stresin, tek başına bağışıklık sistemini baskılayarak infeksiyon etkenlerinin üremesini kolaylaştıran önemli bir risk faktörü olduğunu dile getiren Mamçu, etken virüslerinin bulaşmasının; hastaların mikrop içeren burun ve ağız salgılarıyla bulaşmış elleri ve eşyalarıyla olabileceği gibi havadaki küçük ve büyük parçacıklar içindeki virüslerin solunması ile de olabileceğini söyledi.

Reklam
Reklam

Bebekler, çok yaşlılar ve bağışıklık sistemi problemli olan kişilerde hastalığın çok ciddi olduğunu ifade eden Mamçu, hastalığın bu kişilerde ölümcül olabileceğini kaydetti. Dr. Dilek Leyla Mamçu, hastalığın bünyeye 24-72 saat arasında yerleştiğini belirterek, "İlk belirti kuru kaşıntılı boğaz ağrısıdır. Ateş normal veya hafif yükselebilir. Bebek ve küçük çocuklarda ateş daha yüksektir. En sık görülen belirtiler burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, boğazda yanma ve öksürüktür. Koku ve tat duygusunun azalması, kulaklarda basınç hissi ve ses kalitesindeki değişiklikler gibi durumlara da sıkça rastlanır. Belirtiler ortalama 7 gün sürer. Vakaların dörtte birinde bu süreç 2 haftaya kadar uzayabilir" dedi.

SOĞUK ALGINLIĞINDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ Kapalı ve kalabalık yerlerde hastalığın hızla yayıldığına dikkati çeken Mamçu, açık havada ve havalandırması iyi olan yerlerde bulunmanın infeksiyon riskini azalttığını söyledi. Mamçu, bu yüzeylerle temastan sonra virüslerin buruna ve gözlere transfer olabileceğini bunu önlemek için de sık sık ellerin sabunlu su ile yıkanması gerektiğini kaydetti.

Reklam
Reklam

Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yeri olmadığına dikkati çeken Dr. Dilek Leyla Mamçu, "Tedavi belirtilere göre yapılmalıdır. Burun tıkanıklığı giderici spreyler veya burun damlaları, öksürük giderici ilaçlar, baş ağrısını azaltmak için ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca istirahat edilmesi ve stresten uzak durulması da vücut direncinin yeniden kazanılmasına yardım eder. Bu tedavilere ek olarak, ABD'de hastaların üçte biri, Avrupa'da yüzde 40-70'i alternatif tedavi kullanmaktadır. Alternatif tedavi olarak sıklıkla yağlardan oluşan mentol, içinde bir silfür bileşiği olan 'Ajoenc'in etkisinden yararlanmak için sarımsak, çinko ve yüksek dozlarda C vitamini alınarak antioksiden etkilerden yarar sağlanabilmektedir" dedi.

"GRİP İLE SOĞUK ALGINLIĞI FARKLIDIR" Grip ile soğuk algınlığının farklı olduğunu dile getiren Mamçu, gribin ülkeler ve kıtalararası yaygınlaşma özelliğine sahip olan bir hastalık olarak ciddi akciğer hastalıklarına yol açmasından dolayı soğuk algınlığından ve diğer solunum sistemi hastalıklarından farklı bir hastalık olduğunu söyledi. Dr. Dilek Leyla Mamçu, grip ve soğuk algınlığının bulaşma şekilleri ve belirtileri açısından benzerlik gösterdiğine dikkati çekerek, gripte baş ağrısı, kas ağrıları ve ateşin daha ön planda olduğunu belirtti. Gripten korunmanın en güvenli yolunun grip aşıları olduğuna değinen Mamçu, "İnfluenza aşıları eylül/aralık ayları arasında tek doz olarak üst kolun dış yüzeyine uygulanır. Bebekler ve küçük çocuklarda uyluğun ön yüzünde kas içine yapılabilir. Daha önce aşılanmış 9 yaş altı çocuklara birer ay ara ile 2 doz önerilmektedir" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam