Lif oranı son derece yüksek olan kuru baklagilleri menüye dahil edin. Haftanın 2-3 günü kuru fasulye, nohut, mercimek gibi baklagilleri tüketebilirsiniz. Düzenli olarak baklagil tükettiğinizde bağışıklık sisteminizi korumuş olacaksınız.
Doğal antibiyotik kaynağı olan sarımsaktan faydalanmak için doğru bir şekilde tüketmelisiniz. Sarımsağı yemeklerinizde kavurmak yerine, bütün bir şekilde pişmekte olan yemeğin içine ilave edin. Bu şekilde sarımsağın antioksidan özelliğinden daha fazla yararlanmış olacaksınız.
Soğuk havalarda vücut ısısını korumak için daha fazla karbonhidrata ihtiyaç duyar. Ancak karbonhidrat ağırlıklı beslenmek sağlığınız için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Bunun yerine az sıklıkta ve az porsiyonda karbonhidrat tüketmelisiniz. Protein ağırlıklı beslenmek bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirecektir. Haftanın 4 günü et, balık, tavuk, hindi ve baklagillere sofranızda yer verin.
Vücudun enfeksiyonla savaşmasına destek olan iki önemli antioksidan vardır: C ve E vitamini. Bu nedenle C vitamini yönünden zengin elma, armut, portakal, mandalina ve greyfurt gibi meyveleri bolca tüketin. E vitamini desteği için ise fındık, badem gibi kuruyemişleri beslenme planınıza dahil edin.
D vitamini kemik dokusunun korunmasının yanı sıra bağışıklık sisteminin güçlenmesinde de çok önemli bir rol üstleniyor. Bu nedenle her yıl düzenli olarak D vitamini seviyenizi mutlaka kontrol ettirmelisiniz. D vitaminin en iyi kaynağı hiç kuşkusuz ki güneş ışınları. Ancak kış mevsiminde güneşten uzak kaldığımız için bu aylarda beslenmenizde süt, balık ve yumurta gibi D vitamini içeren besinleri eksik etmeyin.
Su enfeksiyonlara karşı vücudun direncini artıyor ve toksinlerin vücuttan dışarı atılmasını sağlıyor. Mide ve bağırsakların temizlenmesi için birincil önceliğiniz günde 2.5-3 litre su tüketmek olmalı.