DENİZLİ (İHA) - Soğuk havalarda cilt hastalıklarının artış gösterdiği belirtildi.
Soğuk havalarda cilt rahatsızlıklarının görülme sıklığının arttığını belirten Denizli Devlet Hastanesi Cildiye Uzmanı Dr. Cahide Nar Çiftçi, rüzgar, düşük nem, kirli hava ve kapalı ortamlarda daha uzun süre vakit geçirme zorunluluğunun, hem sivilcelerin hem de sedef, egzama gibi cilt hastalıklarının artmasına neden olduğunu söyledi. Cildin her an dış dünyayla irtibat halinde olmasından dolayı fiziksel etkenlerden ciddi oranda etkilendiğini belirten Dr. Çiftçi, "Özellikle soğuk havalarda cilt sağlığını tehdit eden faktörler çoğalıyor. Kışın soğuk ve kuru hava, düşük nem, rüzgar, kirli hava ve asit yağmurlarına özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Bu doğal etkenlerin yanı sıra kış aylarının gelmesiyle birlikte kapalı ortamlarda geçirilen zamanın artması da, cilt sağlığını olumsuz etkiliyor. Melatoin hormonunun güneşsiz ortamlarda daha fazla salgılanması insanların kış aylarını daha stresli ve depresyona eğilimli geçirmelerine yol açıyor. Bu faktörlerin birleşmesi, sivilce ve egzama gibi cilt hastalıklarının görülmesinin yanı sıra stresle tetiklenen sedef, vitiligo gibi önemli deri hastalıklarının da artmasına neden oluyor. Ayrıca soğuk havanın neden olduğu cilt kuruluğu, cildin yaşlanma sürecini de kolaylaştırıyor" dedi.
Kuru cilt tipine sahip olanların, çocukların ve yaşlıların soğuk havalarda daha çok etkilendiğini söyleyen Dr. Cahide Nar Çiftçi, "Yaşlılar, çocuklar ve derisi kuru olanlar, kış mevsiminden en çok etkilenen grubu oluşturuyor. Bu aylarda havadaki nem azalırken kalorifer, soba ve klima gibi cihazlar nem oranını daha da aşağıya çekiyor. Bu aşamada deri kuruluğuna bağlı gelişen veya şiddetlenen deri hastalıklarının önlenmesinde nemlendiricilerin kullanılması büyük önem taşıyor. Cilt temizliğinde, cildin PH değerine uygun tıbbi temizlik ürünleri kullanılmalı. El temizliği için kullanılan sabunların, yüz temizliği için kullanılması yanlıştır. Çünkü el derisi, yüze oranla daha kalındır. Bu yüzden cilt tipinize uygun temizleyicilerin kullanılması gerekmektedir. Günde birkaç kez duş almak, sık sabun kullanmak cilt kuruluğunu arttıran faktörlerdir. Özellikle çok sık duş alan kişiler, cilt bakımlarını ihmal etmeyerek, banyodan sonra mutlaka nemlendirici kullanmalıdırlar. Ayrıca cildin yağlı olması, nemle karıştırılmamalıdır. Yağlı cilde sahip kişiler de kış aylarında nemlendirici kullanmalıdırlar" diye konuştu.
Cildin nemlendirilmesi kadar evin nemlendirilmesinin de önemli olduğunu belirten Dr. Çiftçi, "Günde en az 1-1.5 litre su içilmelidir. Soğuğun cilde olumsuz etkisini önlemek için nemlendirici dışında, sokağa çıkıldığında soğuktan koruyucu giysiler giyilmesi ve eldiven kullanılması yararlı olacaktır. Kalorifer peteklerinin üzerine ıslak havlu konulması, soba kullanılıyorsa, sobanın üzerine su koyulması odanın nemlendirilmesi açısından faydalı olacaktır. Günde en az 1-1.5 litre su içilmesi de derideki nem oranını artıracaktır. Saçlar kirli ve kuru havaya daha fazla maruz kalacağı için bere veya şapka kullanılarak korunması gerekir" dedi.
Soğuğa maruz kalmanın damarda kasılma ve bununla ilişkili dokuda oksijensizlik sonucu özellikle parmak uçlarında doku hasarı yapabileceğini belirten Çiftçi, "Bunun en şiddetlisi donmadır. Ciltte oluşan kızarıklar ve şişlikler, donma noktasının üzerinde bir soğuğa uzun süre maruz kalmayla oluşur. Altta dolaşım kusuru yatabilir. Bu durum soğuğa maruz kalınan 12-24 saat içerisinde görülür. El ve ayak parmaklarının üstünde, topukta, kulakta, burunda çok sık görülür" şeklinde konuştu.