Bakanlık, 2005 yılında bu konuyla ilgili yaptığı düzenlemeye göre, kayıt altında olmayan kişilerden atık malzeme alan işyerlerine 140 bin TL para cezaları uygulanacağını belirtti. Ancak, bu gelişmeyi fırsata çevirenler de oldu. Kağıtları, kaçak olarak alan bazı işyerlerinin, artık kilogramda 25 kuruş yerine 15 kuruş ödediği ileri sürüldü.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sokaklarda katı atık toplanmasına yönelik olarak, 2005 yılında bir düzenleme yaptı ve yönetmelikle de bunu tüm birimlere bildirdi. Ancak aradan geçen sürede bu denetimler, istenilen sıklıkta yapılmadı. Suriye'den gelen sığınmacıların da Türkiye'nin çeşitli illerinde para kazanmak için katı atık toplamaya başlaması, bu sayıyı arttırdı. Ülke genelinde gayri resmi rakamlara göre, yaklaşık 3 milyon kişi, katı atık toplayıp geçimini sağlamaya başladı.
ARTAN RAKAM BAKANLIĞI HAREKETE GEÇİRDİ
Katı atık toplayanların sayısının hızla artıp kontrolden çıkması, çöplerden hiçbir hijen kuralına uyulmadan, hastalık bulaşma riskine rağmen atık toplamanın sürdürülmesi, bunun yanında güvenlik zafiyeti de oluşması üzerine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, atık kağıt alımı yapan firmalara tebligatta bulundu. Onlara, 2005 yılındaki düzenlemeyi yeniden hatırlattı. Kayıt altında olmayan sokak toplayıcılarından kağıt alan işyerlerine 140 bin TL para cezası verileceği açıklandı. Bu gelişme, hem atık toplayan sokaktaki kişileri hem de alımı yapan işyeri sahiplerini tedirgin etti. Bazı işyerleri bu alımı durdurdu. Bazı işyerleri de bu alımı kaçak yollardan ama fırsata çevirip yaptı. Eskiden kilosuna 25 kuruş verdiği atık kağıda bu kez 15 kuruş vermeye başladı. Topladığı atık kağıtlar ellerinde kalan toplayıcılar da bu rakamı kabul etmek zorunda kaldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, sayıları giderek artan kağıt toplayıcıların gelecekte toplumsal bir sorun haline gelmemeleri için denetimlerin sıklaştırıldığını, önümüzdeki günlerde de yetkili alıcı firmalarla belediyelerin, ortak çalışma yapacaklarını, sisteme entegre edileceğini açıkladı.
"İŞVEREN BU ŞEKİLDE TOPLANAN ÜRÜNÜ ALMAK İSTEMEZ"
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erdoğan Çiçekçi, konuyla ilgili bugüne değil, 2004 yılına bakılması gerektiğini, atıkları vahşi toplayıcı denilen sokakta çalışanlar yerine AB standartlarında firmaların yapmasının planlandığını ifade etti. Düzenlemeye göre, firmaların bir ekip kurması ve özel kıyafetler de hazırlamaları gerektiğini anlatan Çiçekçi, "Kağıtlar, plastik ve cam şişeler, atık yönetmeliğine göre kaynağında ayrılması lazım, yani evlerde ayrılması lazım. Bu belediyelerin yetkisinde. Belediyelerin bunlara uygun depolar yapmaları lazım. Bunlar yapılmayınca yönetilmelik çıksa da yine gidip çöp bidonlarından mutlaka kağıtları toplayanlar çıktı. Daha sonra toplanan bu ürünler, ara kullanıcılara satılıyor. Bu sistem doğru sistem değil. Türkiye'de bir şeyi önlemek için çok büyük cezalar, sanayicilerin önüne konmamalı. Bunun yerine, bunun alt yapısını oluşturarak hareket edilmesi lazım" dedi. Konuyu sadece bir bakanlığın da çözemeyeceğini savunan Erdoğan Çiçekçi, "Ayrıca bu iş sadece bir bakanlığın yapacağı bir şey değil. 'Ben yönetmelik çıkardım' demesiyle olmuyor. İçişleri Bakanlığı'nın da, çalışmaya ortak olması lazım. Toplumca, geri dönüşümün ne kadar önemli olduğu bilincinin oluşması lazım. Bakanlığa yaptığımız ziyaretlerde destekler istedik. Lisanslı toplayıcılar için belediyelerin de kaynağında atıkları ayırma sistemini geliştirmelerini istedik. Bunun için katı atık bertarafıyla ilgili herkes her ay su faturalarımızda katı atıklarının ayrılması için para ödüyoruz. Bu paralarla bazı belediyeler bunları bitirdi, bazıları yapmadı. Bunun için belediyeler, kaynağında yöntem geliştirmezse, bu kağıtları yine iş edinip toplayan çıkar. Sanayici esasen, ne olduğu belli olmayan bu kaynaklardan ürün alınmasının taraftarı olamaz. Lisanslı toplayıcılardan almak ister. Burada en büyük rol belediyelere düşüyor" dedi.
ÇOK ÇALIŞIYORLAR ARTIK DAHA AZ KAZANIYORLAR
Her gün soğuğa, yağmura, kara aldırış etmeden kilolarca ağırlıktaki atıkları, çöpleri karıştırarak toplayan ve evlerini geçindirmeye çalışan sokaktaki toplayıcılar, bu sistemde en mağdur olan taraf oldu. Bu toplayıcılardan Erdal Uslu, “Kağıt alımı bir ara yasaklandı. Alım durduruldu, fabrikalar almamaya başladı. Arkadaşların kimi biriktirdi kimi toplamadı, şu anda alımlar başladı ama fiyat düşürerek başladı. Çalışanlara sigorta yapılması, çalıştırdıkları kişilere kıyafet verilmesi durumunda toplanabileceği söylendi. Ben emekliyim, ama ev geçindirmeye çalışan binlerce insan var. Günde 20 - 30 TL yevmiye almak için çabalıyor. Bu ellerinden alınırsa, o insanlar ya hırsızlık yapacak ya da başka yola girecek" dedi. Her gün en az 12 saat çalışan ve böbrek hastası bebeğinin tedavi giderlerini karşılamaya çalışan Rıdvan Dağlı da, "Kağıt toplama yasaklandı, kim yasakladı bilmiyorum. Şimdi evde biriktiriyoruz. Tekrar alımlar başlarsa bizim için iyi olur. Bu iş zor, ben hükümlüyüm, iş bulamıyorum. Evliyim, çocuğum var geçinmek için bu işi yapmak zorundayım. Çocuğum böbrek hastası. Bu konuda bir an önce yeni düzenleme olması lazım" diye konuştu. Toplayıcılardan Kemal Türksoy ise, "Alımlar, yasaklandı. 5 - 6 gün yasaklandı yine toplanmaya başladık. İşler eskiden iyiydi. Kilosunu 25 kuruştan satıyorduk. Şimdi 15 kuruşa almaya başladılar. 'Yasaklandı diye fabrika almıyormuş' dediler. Bunun için bizden alımları ucuzlattılar. Ekmeğimiz için çalışıyoruz. Günde en az 14 saat çalışıyoruz. Yasak ama herkes yapıyor, başka da iş bulamıyorum" dedi.
DHA