Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Afganistan'daki son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu. Michel, "Taliban Kabil Havalimanı'ndan geçişlere izin vermeli" çağrısında bulundu.
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen G7 Liderler Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, toplantının odak noktasının insanları tahliye etmek ve güvenliklerini sağlamak için beraber çalışmak" olduğunu belirterek, “Taliban'ı tanıyıp tanımamak toplantının konusu değildi” dedi.
Konuyla ilgili konuşan Almanya Başbakan'ı Angela Merkel, "Kabil Havalimanı'nın siviller tarafından işletilmesi önemli." dedi. Merkel, "ABD olmadan tahliyelere devam etmemiz mümkün değil" ifadelerini de kullandı. Merkel, Afganistan konusunda 500 milyon dolar acil yardım fonu ayırdığını, 550 milyon dolar daha aktaracaklarını ifade etti.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da "Taliban, 31 Ağustos'tan sonra ülkeden ayrılmak isteyenlere güvenli geçişi garanti etmek zorunda" dedi. açıklamasında bulundu.
Fransa Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada ise Talban'ın özellikle kadın hakları konusundaki söylemleriyle değil, eylemleriyle değerlendirileceği belirtildi.
G7 ülkeleri Afganistan konulu zirve düzenledi. Birleşmiş Milletler (BM) ve NATO genel sekreterlerinin de katıldığı zirve sonrasında yayımlanan bildiride, Afganistan'daki durumla ilgili "ciddi şekilde endişeli" olunduğu belirtildi.
Savunmasız Afganistan ve diğer ülkelerin vatandaşlarının güvenliğinin sağlanması ve insani bir krizin önlenmesi için itidal çağrısında bulunulan bildiride, kadınların, kız çocuklarının ve azınlık gruplarının haklarının korunmasına ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmesi istendi.
"Afganistan'ın bir daha asla terör için güvenli bir bölge veya başkalarına yönelik terör saldırılarının kaynağı olmaması" gerektiği kaydedilen metinde, NATO müttefikleri başta olmak üzere ortaklarla beraber nerede olursa olsun terörizmle kararlılık ve dayanışma içinde mücadele edileceği mesajı verildi.
Bildiride, gelecekte kurulacak bir Afgan hükümetinin, ülkenin uluslararası yükümlülüklerine uyması, terörizme karşı koruma sağlaması, başta kadınlar, çocuklar, etnik ve dini azınlıklar olmak üzere tüm Afganların insan haklarını güvence altına alması, hukukun üstünlüğünü koruması, engelsiz ve koşulsuz insani erişime izin vermesi, insan ve uyuşturucu kaçakçılığına karşı etkili şekilde karşı koyması gerektiği belirtildi.
Afganistan'daki tüm tarafların, kadınların ve azınlık gruplarının önemli derece katılımıyla kapsayıcı bir hükümet kurmak için iyi niyetle çalışmaya davet edildiği aktarılan bildiride, insani yardım ve mültecilerin desteklenmesi sözü verildi.
"Acil önceliğimiz, vatandaşlarımızın ve son 20 yılda bizimle çalışan ve çabalarımıza yardım eden Afganların güvenli bir şekilde tahliyesini ve Afganistan'dan sürekli güvenli çıkışı sağlamaktır." ifadesine yer verilen bildiride, G7 ülkelerinin bu konuda yakın iş birliğine devam edeceği vurgulandı.
Tüm tarafların bunu kolaylaştırmaya devam etmesi, insani ve sağlık personelleri dahil uluslararası hizmet sağlayıcıların güvenliğinin temin edilmesinin beklendiğinin altı çizilen bildiride, mültecilere ev sahipliği yapan bölgedeki komşu ülkeler ve diğer ülkelerle birlikte iş birliği yapılacağı da duyuruldu.
Afganistan'ın karşı karşıya olduğu kritik sorunları ele almak için BM, G20 ve diğer müttefikler ve bölge ülkeleriyle birlikte çalışılacağı belirtilen metinde, "Bunu yaparken Afgan partilerini sözleriyle değil, eylemleriyle değerlendireceğiz. Özellikle, Taliban'ın terörü önleme, kadın hakları, kız çocukları ve azınlıkların insan hakları ve Afganistan'da kapsayıcı bir siyasi çözüm arayışı konusundaki eylemlerinden sorumlu tutulacağını bir kez daha teyit ediyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Bildiride, gelecekteki bir Afgan hükümetin meşruiyetinin de uluslararası yükümlülüklerini ve taahhütlerini yerine getirmedeki yaklaşıma bağlı olduğu vurgulandı.