Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sona erdi. Parti genel merkezinde basına kapalı gerçekleştirilen toplantı, 4 saat 40 dakika sürdü.
AK Parti MYK'da önemli karar verildi. AK Parti MYK'da eski başbakan Ahmet Davutoğlu, eski genel başkan yardımcılarından Ayhan Sefer Üstün, Abdullah Başçı ve Selçuk Özdağ'ın kesin ihracı istendi.
AK Parti'den yapılan açıklama şöyle denildi:
"AK Parti Merkez Yürütme Kurulu’nun 02.09.2019 tarihinde yapılan toplantısında, Ahmet Davutoğlu, Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün ve Abdullah Başcı’nın tedbirli olarak Partiden Kesin İhraç istemiyle Merkez Disiplin Kuruluna sevkine oy birliğiyle karar verilmiştir."
Talebin gerekçesi olarak ise parti tüzüğünün 177 taksim 7’nci maddesi gösterildi.
Bu madde, parti yöneticileri, üyeleri veya parti tüzel kişiliği hakkında gerçek dışı haber yaymak, karalama veya küçük düşürücü beyanlarda bulunmayı içeriyor.
MYK, ihraç istemli taleple birlikte 4 isim hakkındaki iddialara ilişkin dosyaları Merkez Disiplin Kurulu’na sunacak. Ahmet Aydın'ın başkanlık ettiği Merkez Disiplin Kurulu dosyaları önümüzdeki inceleyecek. Haklarında ihraç talep edilen isimlere savunma yapmaları için çağrıda bulunacak. Çağrıya olumlu yanıt alınması halinde 4 isim savunmasını yapacak. Ardından Kurul, nihai kararını verecek.
Diğer taratan, eski İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve eski Ankara İl Başkanı Mustafa Nedim Yamalı için de il yönetimleri harekete geçerek il disiplin kurullarında işlem yapılacak.
SELÇUK ÖZDAĞ'DAN AÇIKLAMA: DOST ACI SÖYLER
Alınan karara ilk tepki Selçuk Özdağ’dan geldi. Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Özdağ şu ifadeleri kullandı:
"Solcuların döneği, sağcıların haini hiç bitmiyor. En ufak bir eleştiri veya farklı değerlendirme olduğu zaman hemen davaya ihanet veya davadan dönmek etiketini yapıştır gitsin. Son dönemlerde AK Parti’nin içerisinde olduğu durum da bunun en tipik örneği.
Bir şeylerin ters gittiğini, yanlış işlerin olduğunu söyleyenler dışlanıyor. Seçmen sandıkta net mesajlar veriyor ve bu mesaj maalesef algılanmıyor. ‘Seni kılıcımla düzeltirim ya Ömer!’ mucibince bir tavır takınıyorsun davaya ihanet ile suçlanıyorsun.
Dost acı söyler; ‘Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır’ düşüncesiyle fikirlerini ifade ediyorsun hakarete varan pespayelikler ile muhatap oluyorsun. Halbuki ortada bir dava varsa; davaya ihanet edenler doğru bildiklerini söyleyenler ve bunu haykıranlar değil, yapılan her yanlışa alkış tutanlardır. Türk Milletinin vekili olmak gibi yüce bir görevi yerine getirmek yerine modaya bazı isimlere ne kadar hakaret edersem o kadar yaranırım çukuruna düşmüş ve iki kelime yazmaktan acizlere söylenecek başka sözümüz yoktur. Son sözümüz yine bu minvalde olsun: Dost acı söyler…
Bu seri twetler ihraç istemiyle disipline verildiğimizi öğrenmeden önce yazılmıştı. Belki bu söylediklerim sonra daha iyi anlaşılacak ama iş işten geçmiş olacak. Son durum üzerine üstüne basa basa tekrar edelim. Dost acı söyler."